ajda pekkan türkçesi gibidir..
uyduruktur.. nostaljik özentidir.. ajda hanıminki son derece trendy ve alafrangaaaaaaaaaaaa, iken kendisini klasik türk müziğinin divası ilan edebilmiş olan şahane insan bulent ersoy, birkaç çağ geriden bir söyleyiş tutturmuş gelmektedir ama osmanlıca kelimeleri de çoğu zaman yerli yersiz kullanarak kendisine güldürmektedir..
teceddüt dediğinde yarıldığım kadının, şabalak kızların "ıh naber" ve "meyılımı aldın mu"larinden sonra en çok sağlı sollu tokatlama isteği uyandıran dil seçeneğidir. elimde olsa yemin ediyorum altyazılı izleyeceğim.
ingilizce desem değil, türkçe desem değil, almanca desem değil, çince desem hiç değil!
öylesine .iç bir dil yaratılmışlığının bülent ersoycasıdır benim nazarımda.
kelimelerin doğru telaffuzlarının içine ettiği türkçe.
sık kullanılan örnekler; yarışma jürisine heyeti umumiye, kamuoyuna efkarı umumiye, halk yerine, ince a ve ince l harfinin kullanıldığı halk, özür dilerim yerine ach so, ortam-mekan yerine atmosfer, onur yerine onör..
Farsçayla Fransızca karışımı bir türkçedir. Özellikle kullanımdan düşmüş eski sözcükleri gündeme getirerek ne yapmaya çalıştığını anlamak güçtür. Yaşı ellilerde olan birinin sanki 18. yy'da yaşıyormuş edasıyla konuşması aklın alacağı bir durum değil. Ben klasik musiki eğitiminden geliyorum bizim lugatımız böyledir imajı uyandırmak için yaptığı düşünülebilir. Başka da ihtimal yok gibi.