Türk Demokrasi Vakfı'nın toplantısında memlekette olan bitenlere tepkiliymiş gibi uzun uzun konuşmuş lakin her zamanki gibi hiçbir şey söylememiştir. Bülent Arınç'ın olduğu yerde kamu yararı yoktur.
Yolun sonu görünüyor, bizim için bu hikâyenin sonu geldi meâlindeki sözleriyle 6 li masa mensuplarından ve muhalif kesimden alkış almış kişi.
akp den kökten kopuş sinyallerini de vermiş oldu böylelikle ve ahmet davutoğlu ile abdullah gül ile birlikte üçüncü bir ittifak içinde olması da muhtemel görünüyor.
parti içinde daha etkin ve kritik koltuklarda / makamlarda iken söylemediği / söylemediği nice sözleri günyüzüne çıkaracağı söyleniyor!
boş adam değil ama dolu olduğunu da göstermeye yanaşmıyor gibi de.
partinin kara kutusu , gizli ajandası olduğu da varsayımdan öteye gidemedi yıllardır.
fetö ile organik bağı olduğu söyleniyordu bir ara ama sonrasında ne oldu muamma.
yine bir fettullahçı taktiği olan önce bir lafı ortaya atalım, kamuoyunu bir yoklayalım ve eğer istediğimiz ortam oluşursa sonra akp ve trolleri devreye girsin mantığıyla anayasada tanınmamış bir yetkiyi kullanarak seçimleri erteleme çağrısı yaparak sivil bir darbe girişimi teklifinde bulunmuş. Bu bir tercih değil zarurettir demiş!!!
"egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.
türk milleti, egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz."
ne güzel bir metin lan bu. normalde post-modern bi insan olduğumdan kelli büyük idealar peşindeki anayasalar dahil modernist eserlerden, düşüncelerden pek haz etmem. gel gör ki şu anayasa madde 6'da yer alan bu ifadelere bittim.
yani öyle bi yazılmış ki, sanki bugün yaşanacak oluşacak ortam öncesinde kafada birebir simüle edilmiş, olup olabilecek en kati bir dille "sakın bir an bile düşünme" diye açıkça ifade edilmiş. yani bir yasanın tam olarak yapması gereken şeyi; pratik dünyada karşılaşılabilecek bir sorunu önceden belirli kurallar seti dahilinde regüle etme görevini kusursuz bir şekilde ifa etmiş.
konu gündeme gelip şu ifadeleri okuyana kadar lan acaba mı, bi yolunu bulup seçimleri ertelerler mi diye düşünürken, o konuda içim kesin olarak rahatladı. zaten bülent arınç'a bu lafların ettirilmesi tek başına rahatlatmıştı, çünkü böyle bi ihtimal varsa bunu halka danışmaya, kamoyunda tartışmaya, muhalefet partileri ile görüşmeye tenezzül dahi etmeyeceklerini düşünüyordum. ama belli ki tartılıp biçildikten sonra konunun kim vurduya getirilmesinin mümkün olmadığına kanaat getirilmiş bu açıklama yaptırılmış. iyi oldu.
önerilen şeyin ne derecede mümkünatsız olduğu açıkça ortaya konulmuş oldu. yani bu öyle birşey ki tüm ülke bir araya gelip karar verip uygulasak sonrasında birbirimizin yüzüne bakamayız, biz nasıl kural tanımaz, fırsatçı insanlarız diye. öyle kati bu konuda anayasa, anayasanın kaynağı olan en temel beşeri değerler. bu işe girişmek onların ihlali, thomas hobbes'ın tanımladığı vahşi, hukuksuz insana dönüş iradesizliği. bu saatten sonra bunu yapamayız, yo dostum yo. haziran itibarıyla ülkeyi yönetecek kişinin kim olacağını belirlemiş olması gerekiyor türk halkının, başka türlüsünün mümkünatı yok.
çıkmış yine eski artık piyasaya ve ''anayasa ne? ayet'i kerime mi! seçim anayasa maddesi yüzünden 1 yıl ertelenmezse başka yollar aranır, bulunur. söylemiş olayım'' demiş.
siz gitmeyi bilmiyorsunuz ama öğreteceğiz, merak etme...
Seçim ertelensin talebiyle bakın ben hala buradayım kimsenin ağzına almak istemediği bu durumda bile seçim muhabbeti yapabiliyorum akil insanım beni dinlersiniz diyor...