bi zamanlar "milletin efendisi" olan köylümüze bağıra bağıra "yalancı" diyebilmesinin rahatlığını halkın %50'sinin desteğiyle o kürsüye çıkmış olmasından alan zat. etrafına topladığı yardakçıları da bu terbiyesiz hareketini canı gönülden alkışlıyorlar. o kadar acıklı bir sahne ki, hey gidi türkiyem diye içi acıyor insanın. söylediği ağır kelimeleri hazmedemeyen bir işçimiz kendisini tutamıyor. " biz de akp'liyiz. ama kimse bana yalancı diyemez" diyor içtenlikle. apar topar salondan atılıyor sonra.
bir meclis kurmuşlar hani yıllar önce, canla başla uğraşmışlar bu millet için, köylüsünden doktoruna herkesi baş tacı yapmışlar. hani öyle bir atatürk'ümüz varmış zamanında o kürsülerde halkını kucaklayan. şimdi de bunlar var işte. durmuyorlar, yola devam ediyorlar gerçekten. her geçen gün daha çok çirkinleşerek. helal olsun!
azarladığı köylü vatandaşın ikide birde laf değiştirmesinden dolayı sinir yapıp güzel de bir azar basmış zat. vatandaş "e şey ben biz onlar kim olmak yaşamak mahsül" ayaklarına yatınca doğal olarak ne ayaksın sen denmiştir.
ben şu sözlük ahalisini de pek anlamamaktayım, herkes köylü de ona mı alınmaktalar yoksa yaşlı amcanın laf dolandırmasını mı görmezden geldiler. böyle mesnetsiz insanlar her daim azar yemeye mahkumdur. ayağa kalkıp konuşacak kadar cesaretin varsa kimin karşısında hangi birikimle konuştuğuna dikkat etmek gerekir. önce "ben zarar ettim" deyip sonra da "ben değil başkaları zarar etti" demekteki amaç nedir? provokasyon değilse de sığamayacağın yorganın altına saklanmak nedendir?
he tabi bunlar bir yana, zamanında şunlarda vardı; (bkz: ulan öküz anadolulu)
ancak ülkemizin oturmamış karakteri yüzünden halen delicesine saklanır, dile getirilmez. bu muhabbetin kimseye batmaması bir yana, bugün delicesine destekledikleri birimlerde bu insanların adetleri, zihniyetleri ve hatta kan bağından kişiler bulunmakta.
yaşına ve makamına yaptığı hareket yakışmamış kişi. muhatabını insanların içinde düşürdüğü durum çok üzücü. karşısındaki insan belli bir yaşa gelmiş ve belliki dertleşmek isteyen bir adamdı. ister akp'li isterse başka bir partiden gelmiş ajan! olsun. orucu bahane etmesi de işin ayrı bir boyutu. orucun gayesi sadece yememek ve içmemek değil ki. insanların kalbini kırmanın ayrıca hiçbir bahanesi olamaz. ben akp'yi dönem dönem savunan biri olarak son zamanlarda başta başbakan olmak üzere konuşma uslupları hiç doğru bulmuyorum. bir dönem meclis başkanlığı yapmış bir insan karşısındakiyle daha kibar konuşmalıydı.
hey gözünü sevdiğim dedem. hayata vermiş olduğu 90 yılı harika tümcelerle taçlandırıyor. keçi sikildiği deliğe kaçar demekle ne kadar haklı. ne zaman bu adamcağızın yapmış olduğu gibi aşağılama ve hakaret dolu tavırları görsem dedemin ne kadar haklı olduğunu anlıyorum.
deveye diken insana siken lazım...
kaba saba anadolu köylüsü sözleri, hiç bir eğitim almamış. yalnızca yaşamış ve yaşam onlara, bu oluşu kafalarına kaka kaka ezberletmiş.
akp hükümeti ülkede kapitalizmi hiç olmadığı kadar etkin kıldı. zenginler hiç olmadığı kadar zengin, fakirler ve orta sınıf ta hiç olmadıkları kadar borçlular. tarım ürünleri dünyada değer üzerine değer kazanırken, bütün dünya kendi tarımını desteklerken, ucuz mazot kullandırırken akp çiftçiyi ele güne muhtaç etti. bütün tarikat bağlanıtısı olan insanları memuriyete yerleştirdi. bütün akp yöneticileri ve akrabaları zenginleşti. tayyip erdoğan'ın oğlu gemi aldı. karısın akrabalar hastanaler kurdu. daha 10 yıllık geçmişi olan bir inşaat şirketi türkiyenin en büyük inşaat gelirini elde etti. başbakan ve cumhurbaşkanı'nın hisseleri bulunduğu idda edilen bir orman arazisinin inşaata açılması için yasa çıktı(2B). başbakan yardımcısının belgelerle rüşvet aldığı gazete haberlerinde çıktı. başbakan'ın 1 milyar dolar (1.000.000.000 $) serveti olduğunu rahmi koç açıkladı. başbakan kendi ağızı ile çıkar çatışmasında bulunduğu gazeteleri almayın diyerek basını baskı altında tuttu, bülent arınç denen adamın yiğeni ve abisi istanbul anıtlar kurulunda üst düzey yönetici olarak atandı.....................................
japonya'da halk küflü prinç yedi diye tarım bakanı istifa etti...
herşey iyiyken gayet anlayışlı, hoş görülü görünen ama en ufak eleştiri de kendini kaybeden, hakarete varan sözler sarfedebilen politikacı, akp milletvekili.
çok da ciddiye alınmaması yerindedir, zira kendisi zaman içerisinde birçok saçmasapan sözü sarfedebilme becerisini göstermiştir.
misal, şeyini şey ettiğimin şeyi diye özlü bir sözü olan bir şahıstan, sen böyle bir hakaret bekler misin hiç ? beklemezsin. ya da ne biliyim, "lenin'i ölü görmek çok güzel" diyen bir zevattan böyle bir yaklaşım bekler misin ? onu da beklemezsin.
ama son bir şey diyeyim, içimde kalmasın; böyle beklemeye beklemeye, bu adama bile meclis başkanlığı yaptırdın ya, işte yanarım yanarım bir ona yanarım. ****
karsısında ki insana oncelikle insan oldugu icin deger vermesi gerektigini bilmeyen bulundugu yere azarladıgı, insan yerine koymadıgı halk tarafından geldigini unutan, mensubu bulundugu partisinin halk nasıl azarlanır sınavını basarıyla gecen politikacı.
çiftçiyle tartışırken oruçlu oluşunu da laf arasına sokmuş olan şovmen bünye; ulan en fazla da şu din propogandası yapmanızdan nefret ediyorum madem ağzını tutamayacaksın oruçta tutma o zaman!
sadrazamlığa özenip kalk ayağa diye azarladığı partilisi, velinimeti, oy vereni, makamını koltuğunu havasını borçlu olduğu, kendisinden 10 yaş büyük 70 yaşında ve 8 torun sahibi çiftçi mehmet boğa da kendisi gibi oruçlu olan 1948 doğumlu poli-tikacı.
(bkz: kendine müslüman)
kendisi, -doğru veya yanlış-, söylediklerine inanan, hayata karşı belli bir duruşu olan*, bir adamdır. kendisi en azından dürüst bir siyasetçidir. hatırlayın meclis başkanı olduğu dönemde medya tarafından boy hedefi seçilmişti, akp'nin yumuşak karnı olarak görülmekteydi, oysa bu adam şaban dişli, dengir fırat gibi adamların yanında bir modern zaman evliyası gibi görülebilir.
manisalı olan, manisadaki son mesir macunu şenliklerinde 120 tane mesir macununu kapmış olarak fotoğraf karelerinde boy gösteren siyasetçi. 120 tane kapmışta sanki büyük bir halt yemiş. mesir şenliklerinde mesir kapmak isteyenlerin sayısı üçbini bulur ve izdiham yaşanır. ama bülent bey caminin avlusunda olduğundan ve korumaları ona 5metrekarelik bir boş alan sağladığından 120 tane mesir macunu kapabilmiştir tabiki atanların yardımıyla.diğer üçbin kişi ise en fazla 2 tane felan mesir macunu kapabilir izdihamda yediği dayak ve küfürde cabasıdır.
çok iyi bir konuşmacıdır. inanmayan bir konuşmasını açıp bakabilir. eğer konuşmasında bir kere teklerse, kelimelerin arasında bir kere ııı derse uykum kaçsın bu gece.
ceza hukuku'nun anasını ağlatacak kadar iyi bilir. "ipten adam alırım" diyecek kadar özgüven sahibidir.
seversin sevmezsin ayrıdır.
ama üç yerine beş tane mesir macunu topladı gibi gereksiz bilgilendirmelerden daha fazlasını hakeder.
niye soğutucu bilmiyorum ama. öyle bir desteksiz sallayayım dedim.
e boşa dememişler, bir ahmak kendisine hayran olacak daha büyük bir ahmak her zaman bulabilir.
hehe. seni uyanık. evet benim için de geçerli. aklıma gelmedi mi sandın?
akp nin kapatılma tehlikesi yaşadığı zamanlarda neredeyse her gün ekranlarda göz yaşı döken adam. ayrıca dini konular açıldığında da yalandan ağlamayı unutmaz.