bugün

kızların eteklerinde sorun gören siyasetçi. bakmaktan kendini alamadığını tahmin ediyorum.
bazı ''şey'' tavırları olan siyasetçi. fazla kaşını gözünü oynatarak konuşuyor ve zırt pırt ağlıyor sanki...
1930 yılındaki menemen olayında kubilay'ın ba$ını kesen dervi$ mehmet in öz torunudur.
onunla aynı memleketten olmaktan utanç duyulan insan.
çok kızılan bir adam olmasına rağmen olduğu gibi bir adamdır. çünkü akp'de siyasi rant için içindekileri ifade etmeyen tonla adam olmasına rağmen bu adam prensiplerini açıkça ifade etmekte ve siyasi menfaat için kıvırmamaktadır. dürüst adam yanlış da yapsa dürüst adamdır.
rte'nin bile tahammül edemediği şey. tamamen oksijen ziyanlığı.
hiç konuşmayıp sadece o pis sırıtışıyla dahi insanın beden kimyasını bozup tüylerini diken diken eden din bezirganıdır ama daha da beteri sanırım böyle bir kişinin yakın akraba olma durumudur ki düşünsenize eve geliyorsunuz akşam vakti ve o da ne salonda bu oturmuş size bakıp sırıtıyor, tam bir kabus.
http://www.yenicaggazetes...r/haberdetay.php?hit=7433
fethullah gülenin çakma versiyonu, kendileride az biraz ağlaktır.. çok duygulu saçmalıyor beyefendi.. hissediyor bea..
manisa'lıdır.

eski köprüaltı şarapçılarından'dır. bunu camur at izi kalsın politikası olarak algılayanlara ispatımız vardır.
ergenekon operasyonunu doğum sancısı olarak niteleyerek yine ortam yapmış, hatta ne ortamı, süfer ambiyanslı yanar döner köşe yapmış kişidir.

o köşeden atıyor, tutuyor, hoppidi hoppidi ediyor. bu sancılı doğumun ne doğuracağını bilemiyoruz, söylemiyor. gerçi daha ne desin? anlamıyorsan o senin davarlığın.

şimdi aklıma geldi de, doğunca alyen çıkmasın sakın!

(bkz: alyen mi ne alyeni)
tayyibin ıssız adaya düşmesi durumunda yanına almasını istediğim üç şeyden biri.
"1 numaralı plakalı arabadan inip 25 numaralı plakalı arabaya binmem" diyerek mütevazılığını(!) geçen yıl göstermiş ve kabineye girmemiş insan.
içten pazarlıklı makam mevki meraklısı insan.

refah partisi'nin kapatıldığı fazilet partisi'nin kurulduğu dönemlerdi, iş fazilet'e dönünce erbakan hoca yasaklanınca resim değişmeye başladı, abdullah gül genel başkanlık için aday olduysa da, erbakan hoca'nın işaret ettiği recai kutan kıl payı denebilecek bir şekilde genel başkan oldu. o olaydan sonra iş "gelenekçiler-yenilikçiler" çatışmasına büründü fazilet kapanmayla karşı karşıya kalınca bu kişi ortaya çıktı ve kendi etrafında bölünme olmadan bir çıkış yolu sundu, fikrine göre genel başkan kendisi olacaktı. fazilet kapanınca konjektür değişti, kurulan saadet partisi'nin oy oranı tayyip erdoğan'ın başını çektiği hareketin çok gerisinde kalacağı aşikardı ve büyük seçimini yaparak, akp'nin kurucuları arasında yer aldı.

3 kasım 2002 seçimlerinde akp en yüksek oyu alarak seçim barajının da getirdiği avantajla tek başına iktidar oldu. recep tayyip erdoğan yoksuldan "bir de bunu deneyelim" mantığı ile oy aldı fakat bürokraside, iş dünyasında tedirginlik vardı. her ne kadar recep tayyip erdoğan "ben gömlek değiştirdim" dese de, buna tüm kalbiyle inanmak istese de insan inanamıyordu. tayyip erdoğan bunu çok iyi bildiğinden gerginlik yaratmayacak isimleri kritik noktalara koyma planını uygulamak istiyordu. tbmm başkanlık seçimlerinde tayyip erdoğan'ın kafasındaki isim vecdi gönül'dü. bülent arınç'a ise, başbakan yardımcılığı görevi ile kabinede yer ayrılmıştı fakat bülent arınç, bunu kesin bir dille reddetti o dönem. kendisi tbmm başkanlığı makamına aday olmak istediğini belirtti hatta partiden onay çıkmasa bile bireysel olarak adaylığını koyacağını dile getirdi çünkü 2002 seçimlerinde gelen milletvekillerinin çoğu üstünde etkisi vardı. tayyip erdoğan'ın önünde 2 seçenek vardı ya bülent arınç'a rağmen adayını öne sürecekti ya da bülent arınç'ı destekleyecekti. bülent arınç'a rağmen adayını sürse, ülkenin fikirsel bölünmesinden ziyade kendi partisi bölünecek seçimlerin hemen sonrasında belki de bölünmeye kadar gidecek olan bir yolun başlangıcı olacaktı. partisinin tehlikeye düşmesini istemeyen tayyip erdoğan yürekten istemese de bülent arınç'ı desteklemek zorunda kaldı.

bülent arınç yaptığı birçok çıkışla partisini zor durumda bıraktı bugün bile açılan kapatma davasının 2002 sonrası sebeplerinin çoğunun altında bülent arınç ismi vardır. 20007'nin mayıs'ı yaklaştıkça ülkedeki sinir harbi derinleşmeye başlamıştı. bülent arınç birçok kesimde olan akp şüphesini derinleştirme eylemlerini çekinmeden sürdürmüştü. mayıs'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tayyip erdoğan'ın adayları arasında vecdi gönül yine başı çekmekteydi, cemil çiçek plase, abdullatif şener ve beşir atalay gibi isimler de listenin sonlarında yerlerini almaktaydılar fakat bülent arınç kendisinde her zaman olan makam mevki sevdasından dolayı duruma "dur" dedi yine. akp troykasını oluşturan tayyip erdoğan, abdullah gül ve kendisi toplandılar. hatırlarsınız, bülent arınç basına bazı demeçler veriyodu o dönem "aday olabilirim" minvalli. nabız yokluyordu zira ve desteği görmüş olsaydı ya da şöyle söyleyeyim bugün abdullatif şener'e olan küçük destek bülent arınç'a o gün olsaydı "ben aday olacağım" demekten sakınmazdı, zira kendisinin ihtirasları ve hırsları gözünü budaktan sakınmayacak derecededir. toplantılarda da "üçümüzden biri olacaksa olsun, siz olmayacaksanız ben oluyorum" demekten geri kalmıyordu.

cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde abdullah gül cumhurbaşkanlığına hevesli değildi onun için olsa da olurdu, olmasa da olurdu fakat, hem tayyip erdoğan hem de bülent arınç bu makamı çılgınlar gibi istiyorlardı. ortada bir tehlike vardı. lider recep tayyip erdoğan partisinin bundan zarar görebileceğini, partisine gelen oyun önemli kısmının şahsına geldiğini düşündüğünden bu riski göze alamadı. 27 nisan bildirisinden sonra her ne kadar hükümet olarak askere cevap verilse de, kendisinin aday olması durumunda kötü sonuçların doğabileceği endişesi kendisini aday olmaktan el çektirdi, bülent arınç'ın da adaylığı da büyük risk taşımaktaydı partisi için ve abdullah gül'ün ismi ortaya atıldı.

367 olayından sonra seçim süreci başladı. seçim meydanlarında abdullah gül potansiyel cumhurbaşkanı gibi karşılandı akp seçmenlerince, tayyip erdoğan partisine olan desteği görünce ilk iş olarak bülent arınç ve abdullah gül'ün etrafındaki milletvekillerini tırpanladı abdullatif şener ise kendisi aday olmayarak kendi ekibinin adaylık dışında kalmasına engel oldu. 22 temmuz seçimlerinde akp büyük başarıyla yeniden tek başına iktidar olunca tayyip erdoğan 22 temmuz akşamı parti emrkezinin balkonundan müthiş bir konuşma yaparak hakkındaki şüpheleri bertaraf edecek bir adım attı.

tbmm başkanlık seçimlerinde köksal toptan'ı aday göstererek gerilimden uzak bir politika izledi, cumhurbaşkanlğı seçiminde tayyip erdoğan'ın adayı yine vecdi gönül'dü tbmm başkanlık seçimlerinde olduğu gibi gerginlik olmadan çözümlemek istemekteydi fakat seçim gezilerinde abdullah gül seçmenin kendisine olan ilgisinden dolayı ilk seçimlerde belki de istemeden kucağına düşen adaylığı çılgınlar gibi istemeye başladı, tayyip erdoğan da gönlü pek razı olmasa da bu isteğe sesini çıkaramadı. tabi bu süreçte tayyip erdoğan birbirinden beceriksiz danışmanlarla çalışmaya başladı. önceki dönemde hiç olmazsa kendisini dürtüp uyaran kişiler varken, şimdikiler gaza getiriyorlardı adeta.

kabine kurulurken bülent arınç'a bakanlık teklifi geldi ancak bu şahıs "1 numara plakalı arabadan inip, 25 numara plakalı arabaya binmem" diyerek sitemkar bir duruş sergiledi.

her zaman ağlamaklı şiirsel konuşması ile insanları kendisi etrafında iyi bir makam için toparlayamamıştı bu defa.

ve iddia ediyorum, 22 temmuz'dan sonra tayyip erdoğan "bülent arınç sen adayımızsın" deseydi "ama meydanlar abdullah'a çok destek verdi, yine o olsun" demez, bu teklife koşa koşa giderdi.

kendisi ne mütevazı biridir, ne de hizmet için yanıp tutuşan. türkiye cumhuriyeti'ndeki en büyük makam sevdalılarından biridir. bunu siyasi yaşamında pekçok kez göstermiştir.
menemen olaylarının baş mimarlarından derviş mehmet' in torunudur. dedesi atatürk ve cumhuriyet aleyhinde çalışmalar yapmışken bugün kendisi atatürk' ün kurduğu cumhuriyette milletvekilliği yapmaktadır. dedesinin başaramadığını kendisi başarmak ve dedesinin öcünü cumhuriyetten almak için çalışmalarını sürdürmektedir.
konuşma tarzı, tipi, uslubuyla tam bir türk ahmedinejad'dır.
büyük düşünür (!)
seriatin en büyük savunucularindan. sevket kazan dan daha tehlikeli rejim düsmani. ama ilginctir ki, buna ragmen siyasetten men edilmemistir
akp ye geçtiğine çok pişman olduğunu düşündüğüm kişi. akp nin pragmatizmine hiç uymayan bir idealist kişilik.
çiftçi azarlayıcı eski tbmm başkanı. bir yöneticinin kendi partilisi bir çiftçiye bu kadar tahammülsüz olması gerçekten garip. nedense her mutsuz olan provakatör damgası yemeye başladı memlekette.
manisa'daki bir konuşmasında " yüzde 50 oy almış bir parti çiftçiyi üzemez " demiş . yüzde 20 alsan üzecek misin diye sormak istiyorum kendisine !
eskaza olur da ak partisi yüzde 80 lere yakın oy alırsa zevkten gayzer gibi patlamalar felan mı yaptıracaksın yani ? anlamadım !...
yüzde 50 oy almanın çiftçiyi üzmede kritik nokta olduğunu sanan siyasetçi. ben o koreleasyonu kuramadım, o kadar zeki değilim.
"borcumuzu ödeyemeyecek duruma geldik" diyen çiftçiye "bence sen chp'li ol onların iktidarını bekle" diyebilmiş ne yazık ki milletvekilidir. bunlara göre olması gereken odur ki akp iktidarı akp'lilere, chp iktidarı chp'lilere hizmet eder. hem bilmem ne derisi koltuklarda otur, çatır çatır maaş al hem de hizmet verirken parti ayrımı yap. ne güzel istanbul be!
vatandaşı aşağılamanın, azarlamanın çok daha fazla oy getirdiğini keşfetmiş tbmm nin eski başkanı.
turkce yi kullanabilme ve hitabet konusunda eline su dokulemeyecek politikacidir.bugun hakikaten talihsiz ve cirkin bir uslup kullanmis.