türk televizyonlarına, aldatma ve entrikayı tanıtan dizi. yayın dönemi itibariyle, son derece radikal bir tema ve oyuncu kadrosu ile izleyenleri ekrana kitlerdi. anne ve kız kardeş ile izlendiği günler, hala hatırdadır.
"böyle mi olacaktı, böyle mi olacaktı, tanrım günahımız neydi?" diye müziği olan çocukluğumun dizisi. Sanırsam atv'de yayınlanıyordu, umut diye de bi karakter vardı.
oyuncularından ceyda düvenci'nin 3-4 bölüm kadar kaçırılıp sarı kısa peruk takıp fahişeliğe zorlanmış bir kadını canlandırdığı * ve şebnem özinal'ın devamlı kılık değiştirip türlü kötülükler yapan bir akıl hastası rolüyle arz-ı endam ettiği dizi.
Kara melek'i donunda sallar. Öyle entrikalı bir dizi. Yanlış hatırlamıyorsam üç arkadaşın üçü de kötü yola düşüyordu. Vedat diye bir manyak vardı. Şebnem özinal bir ruh hastasıydı.
Nereden aklınıza geldi yahu? 90'ların çocukları ne badireler atlatmş hakikaten.
Uzun uğraşlar emekler sonucunda Çok istediğiniz bir durum gerçekleşmeyince ve üstüne üstlük çok moral bozucu bi gerçek öğrenince, ister istemez kendi kendinize üzülüp yakındığınız, derin hayal kırıklığını ifade eden soru kalıbıdır. Ama yapacak yada bağırıp çağırıp birşeyi geri getiremezsiniz. Allaha sığınır tabiri caizse kendi fanusunuza dönersiniz.
ülkecek nasıl acayip dönemlerden geçip bugünlere geldiğimizi görmek açısından harika bir örneklem kabul edebileceğimiz 1 adet dizi.
dizi başladığında okula başlamamıştım ama hatırlıyorum az biraz. öyle sahneler vardı ki korkudan annemin kucağına koşup gözlerimi kapatırdım ama ben bu diziye bayılmaktan da geri kalmazdım.
o zamanlar yanlış hatırlamıyorsam baba evi ve mahallenin muhtarları gibi tatlış diziler de vardı ama bana sıkıcı geliyorlardı, bu dizinin her bölümünü heyecanla bekliyordum deli miyim neyim. bilinçaltımızın içine böyle böyle ettiler.
Bu dizide bi sahnede kadin adami apartmanda igneynele bayiltiyomuydu bicakla olduruyomuydu tam hatirlayamiyorum.Bu sahne yuzunden 5.kattaki dairemizden asagi inmeye korkardim.Inerken ısık hızında hareket etmeye çalısırdım.