önceden kışın dondurma olmazdı, hayal bile edemezdik kışın dondurma yenebileceğini. şimdi her an bulunabilen bir şey...
önceden anneler kızardı yaz aylarında bile dondurma yememize, limiti vardı. ya şimdi...
bizleri sokaktan içeri almak annenin en büyük derdiydi, tehditler savrulurdu " baban gelsin, görürsün"... şimdi anneler hiç uğraşmıyor. çünkü çocuklar zaten evde, internetteler.
evcilikmiş, istopmuş... yok artık. internette barbi bebek giydiriyorlar, strateji oyunları oynuyorlar.
"kalk artık şu bilgisayarın başından, gözlerin bozulacak" en çok kullanılan cümle.
hiç gerçek arkadaşı olmayan çocuklar biliyorum. hepsi internetten tanıştığı kişiler, bildikleri sanallıklardan ibaret.
önceden biriyle sevgili olduğunda korkulurdu bir şeylerden. aman babam, aman abim, aman nimet teyze görürse anneme söyler... elele tutuşmak için aylar geçmesi gerekirdi, şimdi kısa sürede tükeniyor her şey.
makyaj yapmak için lisenin bitmesi bile yetmezdi, hele bi üniversiteye başla... ya şimdi? orta okulda okuyan kızların full makyajla gittiğini her sabah görüyorum.
saçlar desen ayrı bi değişiklik; bizler yarım bile toplayamazdık. at kuyruk öyle bi sıkı bağlanırdı ki deriler kavlardı kafamızdan da bit zanneder korkardık.
şimdi gölgeli saçlar hep fönlü liselerde.
önceden şeftaliyi yazın, portakalı kışın yerdik. özlerdik o doğal lezzetleri. şimdi her an her meyve var ama mevsiminde bile tadı yok...
hamileler aş ererdi yiyeceklere, ona o şeyi bulabilmek nasıl da güzel bir uğraştı sevdikleri için. birlik vardı, herkes bi şekilde bulmaya çalışırdı. ben uzun zamandır aşeren hamile bile görmedim, her şey gözünün önünde zaten.
belki mahrum kaldık bir şeylerden ama çocukluğu tam anlamıyla biz yaşadık, bisikletten düşmekten korkmadık, en bilinmez yeri bulmaya çalıştık saklanbaç oynarken, cesaret de vardı...
şimdi teknoloji var çocuklarımızın hayatında, zaten bi onun getirdikleri var. başka da bir şey yok... huzur yok. emotional diyor ya onlarda kendilerine, mutlu olamıyorlar hani...
"biz büyüdük kirlendi dünya" benden yeni nesile gitsin...
istekler
beklentiler
çevreniz
sizden beklenenler
çekirdek aileniz *
eğlence anlayışınız
okuduğunuz yazarlar
birazcık ve de zoraki birazcık giyim tarzınız
aşkınız
aşk anlayışınız
kaygılarınız
stres nedenleriniz
kilonuz, bedeniniz belki saç renginiz
oturmaya başladığı için karakteriniz. *
kişinin yaşı ilerledikçe maskesini indiren dünyadır. büyüdükçe kişinin iç dünyası ve dolayısıyla çevresindeki dünya değişir. eskisi gibi bayramdan tat alamamak bir örnek olabilir. eski bayramları özlersin ama değişen bayram değildir. yine vardır el öpmeler, harçlıklar, yeni elbiseler, ziyaretler, barışmalar, bayramlaşmalar, eğlenceler vs. oysa kişi eski bayramı değil, eski kendisi etrafında dönen dünyayı, çocukluğunu özler. hiç bir çocuktan nerede o eski bayramları duyamayız büyüdüğünü farkedene kadar. nasıl farkeder büyüdüğünü ? nerede o eski bayramlar der ise eğer bir gün, işte o gün farkeder.
ikinci olarak; anne komşularla gün yapar ve çocuksan henüz sen de aralarındasındır. dinlersin dedikodularını meraklı meraklı. unutacaksın birazdan zaten bir oyuna dalıp. karnın doyunca kalkıp gidersin zaten. ve büyüdükçe bu durum da değişir. o odaya alınmazsın dahi. kim bilir neler konuşuluyor orada diye merak edersin ? çocukken kulak asmamıştın oysa. ayrı bir tepside başka bir odada yersin tüm o ganimeti. ayrı bir tepside yaşarsın hayatını.
ve son olarak aklıma gelen ise değişen bu dünyanın acımasızlığı ! aslında hep var olandır bu fakat çocukluk safligiyla farketmediğin... acımasızca çevrenkileri bir bir alır götürür yanıbaşından. öylece izlersin. çocukken sevdiğin oyuncağını kaybettiğinkinden daha içten, daha dolu, daha büyük, daha yastık altı gözyaşlarıyla...
insanogludur.devamli degisir yasaminda hersey.devamli degisir dusunceleri.en cokta bir yil daha yaslanmak bir yas daha buyumek buyutuyor insani.her uflenen mumlar bir dostu daha aliyor yanindan.her gecen zaman bir hayali daha cope attirip gercekci yapar acimasizca.zaman icinde yurumeye baslarsin.kirisikligin arttikca sinirlendigin seylere gulumsemeye baslar artik.gerek yok diyip evde oturursun artik haftasonlari.hersey degisir.zaman bir torpu gibi genclikten gelen ne varsa kimi zaman acimasizca bileyler.arkaya bakinca geriye kalan toz topraktir.kirintidir.dudaklara yerlesen ufak bir tebessumle daha ufak hayaller kurarak yine yola devam edilir.buyudukce cizgiler saca dusen aklar arttikca alisirsin herseye...