Bugün yıllar sonra başıma gelmiş durum. Çocukken habire kanardı, hatta ilkokul bir ya da ikinci sınıfta tuvalette ben gayet sakince kanayan burnumu yıkarken okul müdürü beni o hâlde görüp çığlık çığlığa yardım çağırmıştı da ne bağırıyor bu aq delisi diye düşünmüştüm. Büyüyünce geçer derlerdi ve azalarak bitmişti. Ta ki bugüne kadar. Durduk yere iki mendili kıpkırmızı edene kadar durmayan bir kanamayla karşılaştım. Nostalji oldu.
Önce burnunuzdan aşağıya ufak bir damlacık sümük akıyor sanırsınız, burnunuzu çekersiniz ve damlacık biraz yukarı gelir ancak sonra yeniden eski yerine kayar; siz neden geri aktı bu lan!? Demeye kalmadan kan şıp diye ağucunuzun ortasına düşer, sonra diğeri ve diğerleri.. durdurmak da zordur namussuzu.
Animelerde ve animelerin çıktığı coğrafyalarda tahrik olmuş bireyin verdiği tepki olarak yansıtılır. Ama henüz sapıklıktan burnu kanayan görmedim ne yazık ki. (Böyle bir şey olsa kan kaybından ölecek insanlar tanıyorum)*
Yine de eğlenceli bir bakış açısı yok değil.
Bir ara ne zaman güneşe çıksam en geç yarım saat on beş dakika içinde burnum kanamaya başlardı. Nedenini bilmiyorum. Bir dönem geldi, ağzıma sıçıp gitti.
En nefret ettiğim şeylerden biridir. Kusmaya ve burnumun kanamasına katlanamıyorum.
10 yıl öncesine kadar her hafta yaşadığım durum. Önce hafiften bi sıcaklık gelirdi burundan, çekince yine akmaya başlarsa aha yine başladı diyip lavabonun başında şıp şıp akmasını izlerdim. O kadar kan nerden geliyosa.
kanama anında elle burnun yumuşak yeri bastırılır yani kemik kısmın altı bastırılır ve kafa arkaya değil öne eğilir. durmazsa jetokain tampon koyar doktor burnunuza ve 2 gün durabilir.
kanamanın nedeni için sizden kan alıp kan testi yapabilirler. bazı kişilerde hassas kılcallardan dolayı sebepsizce kanamalar olabilir ama yaşlılarda hipertansiyon nedenli de kanama oldukça sıktır.
aspirin ve kumadin gibi kanı sulandıran ilaçlar da burunda kanama yapabilir.
bi veledimin ayağı kırık. sandalyede dolaşıyor okulu tin tin tüm gün. dersteydik. elini yüzüne kapatıp peçete istedi. uzattım. peçeteye uzanınca dudağının üzerinde kan gördüm. neren kanıyor diye bakayım dedim. başını doğrultunca kan genzine kaçmış olacak ki öksürdü. kafasını eğip peçeteyi burnuna tutarak asansöre koşturdum. dört - beş saniye falan.. peçeteyi çektim öyle kanamıştı ki elim kan içindeydi.. höykürdüm tabii, vp koşturdu indirdi çocuğu revire. kustum bi garip oldum halbuki kan da tutmaz beni.
neyse basit bi kanamaymış, veledim de gayet iyi. aklım çıktı bişey olacak diye. her birini nasıl sevdiğimi anlamamışım bunca harala gürele içinde.. dedem kanser, hastanede ve baya kötü şu anda durumu.. ya çocuğa bişey olursa, ya çok ciddi bi kanamaysa, ona bişey olursa ihtimalleri kadar üzmedi beni dedemin durumu örneğin.
Benim için, ayağın altında yapışan karpuz çekirdeği kadar yaz aylarının habercisidir.
Akan kan miktarı artan sıcaklıklara bağlıdır. Ağustos ayında şarıl şarıl akar mesela. Termometre gibi burnum var, canım burnum.
An itibariyle yaz başlamış bulundu, hayırlı olsun.