lezbiyen olmayı modernlikle karıştıran dejenere kızdır.*
bursa valiliği malum bilenler bilir. özellikle hafta içleri okul dağılış saatlerinde acayip bir hal alır. sanki orası bursa değil de finlandiya yahut amerika'dır. özellikle liseli tiki kızlarda görülen dejenerasyon had safhadadır. sürekli meydanda oraya buraya, sağa sola koşuşturmalar, saf kız ayaklarına yatmalar... hadi bir yere kadar anlaşılabilir karşı cinsin ilgisini çekme taktikleridir özellikle o yaşlarda uygulanan. ama meydanın ortasında lezbiyenim diye bağırmak nedir yahu? zaten o sırada arkadan bir yerden müzik geliyordu kız bağırdığında birden o müzik kesildi ve herkes kıza bakmaya başladı.
hayır lezbiyen falan değilsin, olsan bile niye bunu valiliğin önünde bağırarak söylüyorsun kardeşim? manyak mısın sen? zaten daha 16 yaşındasın, elinde bir sigara doğru düzgün tutamadığın... bir karşı cinsin senden hoşlanması için yapmayacağın şey yok. emrecan'ın senden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmek hayattaki tek amacın. nedir bu havalar?
muhtemelen bir arkadaşıyla girdiği iddiayı kaybeden ya da şişe çevirirkene şişenin girdiği genç kızdır... yoksa ben nice insanlar bilirim, gece yarısı boxer la tekel bayiine giden, hepsi de mülayim çocuklardı...
geçen hafta içi bu başlığı açan arkadaşla tanık olduğum olay. fakat arkadaşlarının yanında farklı bir havaya bürünmenin getirdiği hoppa lise yaşamının doğal bir sonucudur,aynı zamanda lolita özentiliğinin getirdiği enerjiye bürünen bu kızlardan beklenebilecek bir davranıştır,eshefle kınanmasına karşıyım çünkü her çöpçatanlık olaylarını dejenerasyona bağlayan zihniyetin de dejenere olduğunu düşünüyorum.
cinsel tercih bir sorun ya da hastalık değil, hormon durumuna göre kişinin yaptığı bilinçli bir seçimdir ve doğru olanı seçimlere saygı duymaktır. lezbiyense lezbiyen, kime ne, sana ne hatta bana ne.
sistem her dönem birilerini çarkı arasında eziyor. aklıma şu şiiri getiren kızdır:
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş, boya cila yimbeş diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.
Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal! boş hamal!boş hamal!
Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...
Bezirci'de,Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...
Ve günahkar çocuklar, suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz, bu günah bizim
Affedin bizi.
Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden,alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.