konserve gibi otobüste şöförün ileri sürüş teknikleri verdiği wrc tadındaki otobüslerdir bukartınızda krediniz var ise binersiniz yoksa abi be terminale inince alırım deyipte binebilme şansına sahipsiniz asmerkez buttim ve kampüse gitmek içinde kullanılabilir
şehirlerarası yapılıp saatlerce sürebilecek herhangi bir yolculuktan çok daha acı verici olup, bursa'dan yada bursa'ya seyahatin en sıkıntılı kısmıdır.
eğer bukartın yoksa otobüsün içinde yolculardan ücret karşılığı biseferlik kart istemek durumunda olduğunuz ve genellikle de bulmadağınız garip birşey iştee..
gri renklidirler.eski model mercedes otobüslerdir bunlar genelde.üstlerinde yeşil bir şerit vardır, bu şeridin üstünde büyük puntoyla yazılmış beyaz renkli
"bursa büyükşehir belediyesi terminal özel halk otobüsü" yazısı göze çarpar.her birinin bir numarası vardır, bu numaraların yanlarında yazan mevkiilere göre gideceğiniz yeri belirlersiniz.*
dışarda yağmur yağarsa içinde de yağmur yağan. dışarda güneş açarsa içi hamam olan. kısacası dışarda ne varsa içine alan çok oturgaçlı insan taşıma taşıtı.
uzun yoldan geldim.ohhh be bitti dediğiniz anda eve gitmek için karşınızda duran otobusleri gördüğünüzde geri dönmek isteyebileceğiniz ulaşım araçlarıdır.
bursa ya ilk kez gelenlerin sırf bu yüzden bir daha gelmek istemeyecekleri, benim de dört senedir bursa da sövdüğüm, eski model, sıkış tıkış, sevimsiz, gri-yeşil halk otobüslerdir kendileri..her bindiğim de ağlayarak eve koşmak isterim..zulümdür, işkencedir..ayrıca bukart uygulamasından sonra otobüslerde muavin bulunmadığından, bavullarınızı bagaja koymak için kimse yardım etmez size...sadece bakarlar..hatta otobüs şöförü siz otobüsten inerken, 'bagajın kapağını yavaş kapat! ' diyerekten de olaya son noktayı koyar..bu otobüsler benim memlekete gitme sayımı azaltmıştır..servis olayı getirilmelidir, artık yeterdir..
12 saatlik yoldan bile gelseniz terminal otobüsünde yapacağiniz bir saat yolculuk sizi daha fazla yorar. terminal otobüsü bence sicak evimden bursaya ulaşirken benim için bolum sonu canavari gibidir.
bursayı sevmemek için yeterince sebep yokmuş gibi, bir de terminal otobüsleri bu nefret zincirine en zayıf halka olarak eklenir.ş'öyle ki; zaten hapse girer gibi girdiğiniz şehir, külüstür, müzelik terminal otobüsüne* binip, mide bulantısı içinde sallana sallana yaklaşık 45 dk lık yola, ayakta bile yer kalmayıncaya kadar yolcu alan, yumurta topuk beyaz çorap modeli ağzı bozuk şoförlere katlanmaya zorlar sizi. zordur. yolculuğu işkenceye çevirmek için bursa belediyesi her zaman yanımızdadır. çalışınca oluyordur.
şöförlerinin, siz bi dolu valizi nasıl taşıyacağınızı düşünürken, otobüsten inen her yolcuya, ''bagajın gapaanı yavvaş gapat'' demesiyle, bunun için de ayrı bi sinir harbine girmenizi sağlayan otobüsler!
üniversitede her terminale gidişi eziyet haline getiren yapılan uzun yolculuktansa terminal otobusuyle gidilecek yere gitmenin daha uzun geldiği hareket saatlerinin arttırılması gereken bir tür işkence aracı.
95 numarası yalova yolu, eski çevre yolu, hürriyet, fatih sultan mehmet bulvarı ve ardından ataevler mahallesi güzergahını izleyen otobüslerdir. 95 numara ataevler pazarından ve terminalden yirmişer dakikalık aralarla kalkmaktadır.
Terminal otobüslerinin 04.06.07 tarihinden itibaren (yani yarın) sözleşmesi bittiği için kalkacağı anlamına gelir. o külüstür otobüslerden ve 93 numaranın eziyetinden kurtuluyoruz. artık belediyenin yeni körüklü otobüsleriyle rahat bir terminal hattı bizi bekliyor.
eğer gerçekten doğruysa tüm halkı 70li yıllardan kalma insanı geçtim hayvan bile taşımaya müsait oldugundan şüphelendiğim kalitesiz otobüslerden kurtulmuş demektir.
(bkz: ben bunun şerefine içerim)