bugün entel olmak için ne yaptın

entry218 galeri2
    175.
  1. uludağ insanlarının uatmazdan evvel üç kez ağızlarına, üç kez de burunlarına vererek sorması gereken kutsal sorudur.
    1 ...
  2. 176.
  3. gözlüm taktım , içeriğini bilmediğim kitaba gönderme yaptım , türkçe karşılığı olmasına rağmen ingilizce kelime kullandım şeklinde cevap alacak sorudur.
    0 ...
  4. 177.
  5. starbucksta oturdum, umberto eko okudum, pipo tüttürdüm, içip havaya üfürdüm. ama kızların hiç biri bana vermedi yhaaaaaa...
    1 ...
  6. 178.
  7. "ramiiiii, ramiiiii" diye bağırarak, tırnaklarını kemirirken balgam getirmeye çalıştığı için sessizliğe bölünen kişinin, boğazını temizledikten sonra sorduğu sorudur *.

    not: farkında mısınız bilmiyorum ama, bu tanımı okurken bile bi başka entelleştiniz.
    0 ...
  8. 179.
  9. spesifik denen o sikindirik kelimeyi ağzımı yaya yaya kullandım.
    1 ...
  10. 180.
  11. 37 dakika susup, ara sıra da ölü taklidi yaptım.
    0 ...
  12. 181.
  13. rüzgar yağıyor karanlık bu günde
    yağmur esiyor meçhul geleceğe
    yağmur melodik bir şarkı gibi
    rüzgarın muhteşem ney sesi

    hep mervem dağına gitmeliyim
    kanımın, kemiklerimin mezarına
    asla ağlamamalıyım, asla
    zaman zaman uzağa, aciz kalan bu aşka

    ahanda şiir yazdım. entelin hasıyım.
    3 ...
  14. 182.
  15. 183.
  16. metroda ve feribotta kitap okudum. almanları şaşırtmaya devam ediyorum. maksat imajımız düzelsin. ne Amerika ne rusya ne de çin. her şey imaj için.
    kitaba gelecek olursam.. urungu, ay hanım'a abayı yakmış vaziyette. kürşad'ın kayıp oğlu olduğunu herkesten saklıyor. kurt başlı gök türk sancağı altında toplandı türk yiğitler. dokuz oğuzları ve çin'i dağıttılar. Devlet kuruldu kurulacak. başta ilteriş kağan var. hadi bakalım.
    1 ...
  17. 184.
  18. 185.
  19. kemik çerçeveli gözlük takıp traş olmadım.
    0 ...
  20. 186.
  21. orhan gencebay'ın yaptığı müzik arabesk midir yoksa serbest çalışma mıdir bunu saatlerce tartıştım. üzerine çilek niyetine erkin koray ve orhan gencebay iş birliğinin neden başarılı olmadığı konusu geldi. bir de paparazzi niyetine kızılok ve manço'nun aynı kadına aşık olmasını ekledik. arada kızılok ve ortaçgil semalarına gidip çekirdek sanat evi kayıtlarının değerliliğini masaya yatırdık. türk sineması üzerindeki çehov, dostoyevski ve albert camus etkisinin yanında yılmaz güney, tarkovski ve bergman etkisine götürdük konuyu. ziyadesiyle tatmin olduk önceleri.

    sonra, kiraz sapı içerikli şekersiz çayımı yudumlarken, erkin koray'ın john lennon'ın kulağına fısıldadığı şeyin ne olduğu konusundan eski organik köy domateslerini yiyememize ve kimyasalların, plastiklerin, baz istasyonlarının dünyayı işgal ettiğine dek geldik. bu keskin geçiş sonrası kieslowski sinemasına ve polonya sinemasının efsanevi yönetmeni wajda'ya uzandık.

    ötekileştirmelerin ve muhafazakarlığın dünyanın mühim bir sorunu olduğundan çıkıp, kısır döngü dindar-laik çekişmesine doğru yol aldık.

    tabii fularım bu ara gökyüzüne doğru hızlı adımlar atıyor. hava kapatıyor bir anlık yaz yağmuruyla karşılaşıp evin camından cemal süreya'ya ve dizelerine olan düşkünlüğümü anımsıyorum. hayal meyal, anlı manlık hatta konsensüs içinde spesifik ve içsel anlatıya şapka çıkarıyorum. biliyorum ki konu ilhan berk ve turgut uyar'a gelecek. göğe bakmadan usul usul çıkıyorum evden. hayallerimi arkada bırakıp. sıçıp batırıp.
    3 ...
  22. 187.
  23. elime gazetemi, ağzıma pipomu alıp belle de jour'da lattemi yudumladım.
    0 ...
  24. 188.
  25. bordeaux şarabımı götüme soktum.
    edit: bende de iyi göt varmış.
    0 ...
  26. 189.
  27. 19 ödüllü kısa film izledim. Junkyard adında.
    1 ...
  28. 190.
  29. kuzenimle oturup pepeyi izledik. entelliğime dantellik kattı.
    2 ...
  30. 191.
  31. yarinki sınav için sabahtan beri john fiske, althusser okuyorum daha napim.
    0 ...
  32. 192.
  33. Bu havada Boynuma fular taktım kemik çerçeve gözlüğü eksik etmedim elime aldım soğuk kahve diye bir kitap okurmus gibi yapıp yağmur eşliğinde kahve içtim balkonda.. Tabii instagrama selfie çektim o halde onu koydum....
    Kedim de dizimdeydi..

    Şaka lan şaka eşek gibi sıcakta o yana bu yana dolandimm dolandim durdum.
    1 ...
  34. 193.
  35. diyet yaptım. bol bol kalori hesabı yaptım. kilo verme başlığına çok entel bir entry yazdım.
    elimden geldiğince kilonun aslında içki sigara kadar büyük bir düşman olduğunu anlatmaya çalıştım birkaç kişiye.bunu entellik için yapmadım. sadece iştahım daha çok kesiliyor, kendimi motive ediyorum.
    işin bir üst noktası supersize filminden esinlendiğim üzere nabersin şişman domuz şeklinde çevreme de
    1-2 kilo verdirmek.
    1 ...
  36. 194.
  37. bazal metabolizma hızımı hesapladıktan sonra, bunu 4,5 ayda verdiğim 25 kilo ile ilişkilendirerek günlük aldığım enerji miktarıyla yaktığım enerji miktarını mukayese ettim. jakobs 2in1 'imi yudumlarken; kafka, dostoyevski, şekspir, anton pavloviç çehov, albert camus, nietzsche öğretileriyle dünya sinemasının geldiği noktadaki fikir birliğini tekrardan anımsadım. uzak doğu korku sinemasından birkaç örneğe dair bazı değerlemeler okuduktan sonra, plakların iyiden iyiye popülerleşmesi ve teknoloji çağında en iyi ses kalitesini kusursuz olarak vermesinden yola koyulup, bazı grupların ses kayıtlarına verdiği ekstra önemle, müzikte sürekli progresif çağrışımlar ve deneysel tınılar arama eşiğinden, türkiye'deki müzik piyasasının kısırlığına ulaştım.

    farklı türler arasında dolaştıktan sonra, andre bazin isminin sinematografik açıdan kurgusal ve kuramsal manadaki değerinden kubrick sinemasının mükemmelliyetçiliğine uzandım. kubrick sineması üzerindeki max ophüls etkisinden, bağımsız sinemanın dahi çocuğu alexander payne sularına yelken açtım. zaha hadid mimarisinden hint müziğine ve onun the beatles'a etkilerine ravi shankar vesilesiyle ulaştıktan sonra hint sinemasına yöneldim. ritesh batra 'nın orjinal senaryosundan, gürcü yönetmen giorgi ovaşvili 'nin ödüllü filmindeki başarılı ilyas salman oyunculuğunun türkiye'de ciddi mana da es geçilmesinin akabinde arkadaşıma kış uykusu ve mavi en sıcak renktir filmlerini önerdim. bunları izlemesi için 6,5 saate ihtiyacı olduğunu anımsattıktan sonra mavi en sıcak renkir'in sevişme sahnelerinden çok, alt metin vurgusu yapması gerektiğinden dem vurup, ilyas salman 'ın bu ülkede haber olabilmesi için aşırı sarhoş olup bir yerlerde dağıtmasının yanında bitmek bilmez magazin sevdamıza giydirip, bonus olarak büyük ödül alan yönetmen dalkavukluğumuza falan uzandım. neden sonra, sinema işini rafa kaldırıp muğla'nın 5 köyündeki organik ürün çalışmalarının teşvik edilmesi ve bu faaliyetin entelektüel tarafından, iz tv belgesellerinin başarısına ve fatih akın'ın yeni belgesel çalışmasına oradan yine ulalı yönetmen yüksel aksu 'nun bir türlü bitiremediği yeni projesine, haluk bilginer'in ete kemiğe büründürdüğü aydın karakterinin sahiciliğine ve bu ülkede nejat işler 'in paranın ta yüz bin kere amk tavrına filmde de rastlamamızın verdiği şevkten, yeni nesil tiyatrocuların özverili çalışmalarına ve altyazı dergisinin başarısına geldik.

    sözlükteki uzun entrylerin neden okunmadığı şeysinden çıkıp, dünyadaki tüm güzel lezzetlerin kalorisinin yüksekliğinden muzdarip halde, sade türk kahvemi yudumlarken ülker yüzde 80 kakaolu bitter çikolatamdan bir parça alıp, aylardır bitmek bilmeyen bayat ekmeleddin esprilerinden, futboldaki şaşalı transfer geyiklerinden dem vurup maalesef kısır döngüye uzandık.

    tabii bunları yazarken ve betimlerken arka fonda iced earth çalıyor. yavaş yavaş içimizi kemiren barlow sesine kendimizi bırakıyoruz. a question of heaven,travel in stygian, the coming curse, the hunter hatta melancholy falan filan yerde kalmış vicdan izleri arasından...
    2 ...
  38. 195.
  39. bugün entellektüel olmak için entel kelimesini düzelttim. entellektüel olmanın ilk kuralı entel dememektir.
    1 ...
  40. 196.
  41. "empoze etmek" ve "refüze etmek" gibi kelimeleri cümle içinde kullandım.
    2 ...
  42. 197.
  43. tezer özlü okudum, oğuz atay 'ın tutunamayanlar'ını övdüm, rakı masasında ilhan berk şiirleri okudum, neden sonra otomatik portakal filminden örnekler verip, coen kardeşlerin son çalışması sen şarkılarını söyle'deki üç kafadarlı araba sahnesinde sessizliğinin içinde şairane bir ruh yatan aslında peter orlovsky hayranı şöforü düşündüm bir an. sonra oturdum saatlerce iran sinemasından bahsettim. sokakta bahsetmeyen ve bu sinemayı övmeyen birkaç arkadaşı çağırdım gelin birlikte övelim diye. tabii bu sırada jeff buckley 'den forget her çalıyor. ve bunu tipi itibariyle kendisinden bilmesini ve dinlemesini beklemeyeceğimiz sakallı tır şöforü dinliyor. arada konfüçyüs'un bir sözünü anımsadı suser: ''Bir memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz; Onun müziğine kulak veriniz. Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer.''
    1 ...
  44. 198.
  45. Cup ta sade, sert bir kahve içerken bitter çikolata emdim.
    3 ...
  46. 199.
  47. Camus'un otobiyografik denebilecek nitelikteki sözcükler romanını okuyor süsü verdim metrobüste.
    Sonra mesela warpaint dinledim. Kimse bilmiyor ya ondan dolayı. bowie'den coverladığı ashes to ashes şarkısını dinledim üstelik.
    Bir de latte içip insanların cahilliğinden dem vurdum kahve molasında.
    Olmuş muyum? Bence olmuşum.
    Not: ironi demeye gerek var mı bilemedim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük