yanına yol gider, zaman girer, ağaçlar ozlenir elbet.
gidesim geliyor her seferinde duyunca, ansızın yanıma hiçbir şey almadan. liste yapmadan, düşünmeden. tek kadeh şarap oyalamalı, birkaç cümle ve sade. çok sade bu şarkı.
sürekli kontrollü yaşamak gibi bir rahatsızlığınız varsa, can sıkan şarkı.
bir yandan sağdan sola hafif hafif kıpırdanırken huzursuzluk da taa tepeden parmak uçlarına dek gider.
"sen hep kendine önlemler aldın, ben kendime yasaklar koydum".
hayır, nereye kadar yasak, durdurmak, falan filan.
bu şarkı benim isyanımdı ulan!
bülent ortaçgil'in
'nar gibi güzeldin
gizliydin
vereceklerin fazlaydı
insanlar inanmadılar' kısmını söylemesine özellikle hayran olduğum türk popunun anlamlı şarkılarından.
bülent ortaçgil'in doğallığına hayran bırakan, içtenliği ile yaralayan,
leman sam'ın umudu olduğuna inandıran, sebep olan,
gülben ergen'in içine sıçtığı, duyduğunda ergen'den nefret ettiren parçadır.
ne güzel demiş ortaçgil;
"umutlarını borç verdin cebinde hiç kalmadı, dostların anlamadılar..."
önümüzde öyle barajlar var ki, bu sefer öyle büyük örüldü ki duvarlar. hem benim yasaklar koymam, hem onun önlemler alması bile belki az kalacaktı.
bu barajlar gittikçe güçsüzleşeceğine daha da güçlenmeye başladı, ben ne olduğunu anlamadığım bir sabah ise suyu kesmek için son kez ültimatom aldım. vanayı çevirmeme rağmen suyun akmaya devam ettiğini anlamam ise tam 24 saatimi almıştı, emir büyük yerdendi ne de olsa, vana kapatılmalıydı. ama ne fayda.
önlemler arttırıldıkça her seferinde bir yerlerden sıvanmaya devam etti bu baraj, ve aslında suyun taşması gerekirken barajlar yükseldikçe yükseldi. olan baraja değil, suya oldu. fakat su bu, akmaya başladı mı durur mu?
suyun güzel kokusu olmadan. dünyayı unutturan o sohbeti olmadan...
sessizliği bile güzelken zamanında.
öpüşleri unutulmazken başbaşa olduğun anlarda.
ya da yaşadığın onlarca, yüzlerce şey aklındayken her gün her saat, hala işgal ediyorsa tüm hayallerini olağan güzelliği ile...
barajlar yükselse ne olur.
bilmem, belki bir gün suyu bizzat keserler suyu, ültimatom o yöndeydi ya hani!
ama bu belediyenin yaptığı suyun hakkını yemek değil mi? suyu durdurmak adil mi?
değil.
şarkının başında gitarın girmesiyle ve yavaş yavaş sesin yükselmesiyle beni benden alan aniden istemsiz bir şekilde beni hüzne götüren parça. ''yaşamak dopdoluydu akan pınarlar gibi inanmayanlar beklediler'' ne güzel demiş ortaçgil ne güzel...
ceylan ertem in icine sictigi harika bülent ortacgil sarkisi. Ulan su kadina söyleyin agzini yaya yaya sarki söylemesin gitsin tivitir fenomeni olmaya devam etsin o.