boşluk

entry154 galeri2
    51.
  1. birinin gelip doldurduğunda değil, gidenin yarattığında önemli olan his.
    0 ...
  2. 52.
  3. 53.
  4. cenneti hayal edememek.cennete gidebilme ihtimaline inanip gidildiginde mutlu olamamaktan korkmak.ne isteyecegini bilememek.en sevdiginiz seyleri bir kenara birakmak.sevmediginiz seylerden daha da nefret etmek.sadece daha kotusunun olabilecegini dusunmek.
    0 ...
  5. 54.
  6. ölümden sonra sonsuz hayata inanmamak, farkında olmadan bir boşluk yaratır insan hayatında. çünki; ölümden sonrası bir hiçliktir ve bu hiçlik amaçsız olmayı getirir. kişi ne kadar zengin veya ferah olursa olsun, hayatında hep bişey eksiktir. ama bu eksikliğin inançsızlık olduğunun farkında değildir.
    1 ...
  7. 55.
  8. toy bünyelerin bir insanla, uğraşla, işle doldurulabileceğini sandığı ancak hiçbirinin işe yaramadığı; insanın kendisi istemediği sürece hiçbir şeyin ya da kimsenin dolduramayacağı eksiklik.
    0 ...
  9. 56.
  10. q3.sourberry.org:26669 quake 3 arena serverındaki oyunculardan birinin nickidir.
    0 ...
  11. 57.
  12. yadırganan. renkten ve zevkten tartışmasız mahrum -yahut seçimli- olan. edilgen sıfatları şiddetle reddeden. vicdani.

    ilk arada, üç sigara sonrası kulakların çınlamaya başlar. sol ya da sağ. farkı mühim değil. dikkatle incelediğinde otobüsü, oturduğun koltuktadır aslında. ki aslı astarı olmayan mastar ekleriyle bezeli kaliteli kumaştandır koltuk. üzerine bırakmışsındır soğusun diye üç beş satır beyaz kağıdı. işte, oradadır. gidip dalmak değildir mes'ele; aslolan kayba meyillidir zira! ve fakat girmişsindir bir kez, çıkmak imkan külfeti dışında..

    tadı; yenmeyecek derecede taşlı olandır boşluk. dolandırır.
    1 ...
  13. 58.
  14. basılmış on iki yaş çocuğu telaşında, alınan kararları uygulayamama merkezidir boşluk. boşluktur bu, ilkokul fen bilgisi laboratuarında, çatlak camlı vakum aleti içerisinde "hava olmazsa yanmaz" denen mumu göbeğine katılaşmamacasına damlattığın, ve fakat havadan görecesiz münezzeh; cümlelerini uzattıkça uzatmaya çalıştığın, nihilizme lanet yağdırdığın, kadınsan kevaşeleştiğin, adamsan kevaşeleştirdiğin, klişelere düşmanlıkla bağlandığın, telefonu hep beklediğin, telefonu hiç beklemediğin, telefonun hep çaldığı, telefonun hiç çalmadığı, telefonu hep açtığın, telefonu hiç açmadığın..

    sarıya kusmuş,
    kumralı farkındalıkla yağmalamış,
    maviyi neşter neşter parçalamış,
    kızıla hallenmiş,
    yeşilin başını taşla ezmiş büyümeden,
    siyahı resimde renklemiş..

    mekansız bir zamandır işte.

    dakikaları, anları sorgularsın yokluklarını bile bile. bilmezsin fakat, "yok" bir reddetme mekanizmasıdır aynı zamanda. hiçlere boyun eğersin. salaksın.

    demiş ya, "katil hep garson, kötü de orospu çocuğudur çünkü" diye. sana göre ise, kötü tanrı, iyi ise orospu çocuğudur.

    burada neler heba oldu bir bilsen, ah dostum! puder'leşti kadınlar, raif'leşti adamlar.

    burada nelere kanıldı bir bilsen dostum! adamlar öldü, kadınlar, çocuklar. ama önce hep çocuklar.

    burada neler yakıldı bir bilsen.. hayaller satıldı, kalan sağlar ufak tefek kutulara toplandı birer beşer.

    hepsi yakıldı.

    chinaski'ler doğdu, lucia'lar. gerçek, doğmak sanıldı.

    bilmiyorsun dostum; sanrı, gerçeği kum üzerinde yıldızlara böler..

    boşluktur işte, kötü tanrı, iyi yoktan iyidir.

    dünya her gün yeniden yaratılmaz. ve fakat birden uyuyakalırım belki dersin her şeyin ortasında, bir bardak kahve ile; narçiçekler sarar etrafımı. belki işte, saçma yahut değil; inatla belki işte.

    sonra kahve içemez olursun. bu, böyle gider dostum.

    dostum, baksana; boşluk doldurmaca oynayalım mı?
    2 ...
  15. 59.
  16. "dalgın kuşlar var üstümüzde, kanatlarını yayarak süzülüyorlar oynak kavisler bırakarak arkalarında
    gagalarından mektup gibi geçiyor boşluk
    ve sessizlik bir yüzük taşı gibi parlıyor gözlerimizde,
    dudaklarımızda,
    yanık sırtlarımızda.
    parmaklarımızla konuşuyoruz biz de, işaret daha çarpıcı
    tapınır gibiyiz bu yüzden
    çok gerilerde, bilincin ve bilinçaltının da gerisinde,
    bize hiç verilmeyenin
    boşluk bu
    ölü gövdenin küçük mezarı
    bir çift kiraz iliştirilmiş de sanki mermerine
    bazen tek bir kuşu alıp götürüyor, götürüyor
    yaldızdan bir taşın sınırına bırakıyor(göğün yakamozu bu da)
    aramayı unutuyoruz birden herhangi bir şeyi,
    şurda mı burda mı bakmıyoruz bile
    o kadar az, o kadar ortada her şey çünkü
    ve soruyoruz kendimize: bir şey mi aratmak istiyordu bize boşluk
    bilmediğimiz bir şey mi
    bunu bir çocuk yeni kopardığı bir dal parçasını ruhuna batırarak anlatıyor
    anlatmış oluyor belki."**
    1 ...
  17. 60.
  18. orijinal adı cockpit olan jerzy kosinski kitabı.en az kosinski'nin ünlü kitabı boyalı kuş *'ün içerdiği kadar şiddet sahnesi içerir.
    0 ...
  19. 61.
  20. Boşluklar dolmuyor asla. Dolduramazsın, olduramazsın. Boşlukları ya unutmaya çalışacaksın ya da görmemezlikten geleceksin.
    0 ...
  21. 62.
  22. boşluk işte her şeyin nedeni. o kadar meşgale arasında bir yerlerde kendine yer açan boşluk hissi.
    0 ...
  23. 63.
  24. 64.
  25. çok gıcık bir şeydir bu ya. böyle bir belirsizlik, kafa karışıklığı, beraberinde gözyaşı getiren bir hissiyat.
    0 ...
  26. 65.
  27. normal bilgi için iki çeşidir vardır.
    1-)uzay anlamındaki boşluk.
    2-)klavyemizde kelimeler karışmasın diye koyduğumuz tuş.
    1 ...
  28. 66.
  29. Doldurması gerekenin çok uzaklarda olduğu his. Hayatınızın geri kalanın eksik devam edeceğini bildiiğiniz,ağlayamadığınız fakat o boşluğun içinde günden güne eridiğiniz o lanet olası his işte.
    0 ...
  30. 67.
  31. en derinden hissettiren ve en acı hisler arasındadır o.
    elif şafak ne de güzel açıklamış bu hissi.

    hayatta varlıklarıyla değil,
    yokluklarıyla bizi etkileyen şeylerdir.
    0 ...
  32. 68.
  33. 69.
  34. nasıl bir şeydir bu?
    yapmak istemediği şeyleri yaptırıyor insana. bir düştün mü kurtulamıyorsun. dipsiz bir kuyu gibi. saçma salak bir şey işte.
    6 ...
  35. 70.
  36. o boşluğun dolmadığını, doldurmaya çalıştıkça eksilmenden anlıyorsun. sonradan görüyorsun ki; her malzeme kendinden bir şeyler aslında. olmuyor, dolmuyor. sen de bırakıp öylece gidiyorsun, varlığını unutuyorsun. ama o hep orada var olmaya devam ediyor.
    1 ...
  37. 71.
  38. doldurulamayan, huzursuzluk veren can sıkan bir şey. varlığın olmaması kendini yalnız hissetmene, uçurumun kenarında hissetmene sebebiyet veren ruh hali..
    1 ...
  39. 72.
  40. O'nun ardından duyulan hissiyat.

    tarihe not düşülsün bu ''dikkat'' *
    dikkat: çaylakken 40 karakterden daha kısa entry giremezsiniz. (33)
    1 ...
  41. 73.
  42. en şahane insan bunun içine vakıf olduğunda çıkar ortaya.
    2 ...
  43. 74.
  44. Yaşama amacının sorgulanması. En sağlam müzikleri, en sağlam filmleri, en iyi yemekleri, güzel seyahatleri tüketsek bile bir yerden sonra "e ne oldu şimdi" duygusu yaşanır. Aslında bu her şeyin sonunun olmasından da kaynaklanır. Ne yaparsan yap tükeniyor. Iphone alıyorsun 3 çıkıyor, 3 alıyorsun 4 çıkıyor. Sonu yok gibi görünse bile aslında var. Hayat anlamlı gibi görünen anlamsızlıklar yumağı çünkü. Boşluğa düşmek, sonrasında boşvermişlik getiriyor. 36 saat uyuyorsan kalktığında pek bir şey değişmemiş oluyor. Aynı sokaklar, aynı insanlar, aynı cinayetler. Senin cinayetin farklı oluyor sana. Kendini tüketiyorsun her zaman. Akabinde "ne boş ınsanım" diyorsun. Hayır hayır bunun sanatla, kitapla veya kültürel herhangi bir faaliyetle uğrasmakla ilgisi yok. Tükeniyoruz. Her saniye boşluktayız. Senaryo hep aynı. Amaç ne? Giriş ne, gelişme ne, sonuç ne?
    1 ...
  45. 75.
  46. boşluklar maddi ve manevi anlamda hayatta en çok yer kaplayan kavramlardır. soluduğumuz havanın içindeki atomların arasında bile boşluklar varken bu tezin çürütülmesi güç olsa gerek.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük