--spoiler--
bozlaklar Bozlak kavramı; Türk halk müziğinde Orta Anadolu’yu kapsayan bir uzun hava türü olmasının dışında, aynı zamanda özellikle Çukurova kısmında hikâyeli türküler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bozlaklar, Türk milletinin asırlar boyu yaşamış olduğu ve yaşamaya devam ettiği dinî, coğrafî, edebî, sosyal ve kültürel olayların etkisi sonucunda büyük bir ihtimalle Orta Asya’da doğmuştur. Türklerin Horasan’dan Anadolu’ya göçleri ile özellikle Türkmen boylarının yerleştiği Orta Anadolu ve Orta Toroslar kesimlerinde güçlü bir kişilik kazanarak geniş insan kitlelerinin ortak zevki olmuştur (Özbay, 1997: 14). Sözlük manası itibariyle; ”bağırmak, çağırmak, ses vermek”, anlamında ”bozlamak, bozlatmak” mastarlarından gelmektedir (Atalay, 1986:110). “Çağırmak, böğürmek, bozalamak, feryat etmek, haykırmak, ağlamak, sızlamak vb. anlamlar da taşır (Türk Dünyası Edebiyat Kavramları ve Terimleri Ansiklopedik Sözlüğü, 2001: 467).
--spoiler--
toroslar, güney ve orta anadolu bölgelerinde yaygın olan bir halk türküsü makamı ve bu makamla söylenen uzun hava. bozlakta, yanaşık ve komşu sesler, en tiz perdeden başlayarak en pes perdeye kadar düşerler ve burada karar kılarlar. bozlağın konusu aşiret kavgaları, kan davaları ve aşk öykülerinden kaynaklanır. afşar bozlağı, urum bozlağı gibi türleri vardır.
budur! 70lik devirttirir. insanın kendi kafasına sıktırır. hayatının mına kor. gecenin nasıl geçeceğini dinlediğin andan itibaren belli eder. http://www.youtube.com/watch?v=AkpMhCdAF2w
türklerin orta asyandan getirdiği ve kırşehir'de muharrem ertaş, şemsi yastiman gibi üstadların bağlamalarında can bulan muharrem ertaşın deyimiyle gök kubbeye atılan feryat.
sizin olsun mini etekli konservatuar mezunu devlet sanatçıları. bana özüm bozlağım yeter.
söyleyiş olarak bozlak vardır.(bozlak ağzı) bir de notasyon olarak aldığı notalar itibariyle 'bozlak dizesi' diye adlandırılan şekilde ifadesi vardır. (mi-b,si-b)
bozlak müzikte bu iki ifadeyi de karşılar.
kıraç toprakların duygulu ama gözleri de toprağı gibi kıraç insanlarının, hani bazen boylu boyunca yayılan bozkıra çöken ama yağmur vermeyen bir karabulut gibi yağamayan insanının ettiği feryattır. birilerinin sadece denizlere çıkmak için yol üstü geçtiği bozkırda kalmaya mahkum edilmiş, sevdiğine bir çift güzel söz edemeyecek kadar mahçup, yokluğunda ise isyan etmeyecek kadar edepli, aslında sadece derdini sararmış başaklara anlatmak niyetinde olan kendi halinde bir çiftçidir. varsın çıkmasın denizlere yollar, varsın yolumuz değil ömrümüz geçsindir bu bozkırda...
kahkalarla güldüren insan. Allahım o ne uslup o ne mantık... beşinci nesil olduğu belli bile olmuyor * hoşgeldin canım arkadaşım diyor ve kendisine varlığından dolayı çok teşekkür ediyoruz *
bana kattığı bir çok şey için bir daha teşekkürler. seni görmek ne kadar güzel.