her kurban bayramı öncesi, yaşadığım şehri* hatta tüm yurdu esir alan tahammulu zor kokudur. şehrin göbeği, sırtı, orası burası farketmiyor nereye gitseniz bir ay öncesinden hayvanların bulunan her açık alanda, belediyelerin hayvan pazarı olarak nitelediği yerlerde sergilemesiyle oluşan manzara ve koku iğrençliği ile karşılaşıyorsunuz. hayır benim anlamadığım şey tanıdığım kurban kesecek insanların hiçbiri bir ay yada haftalar öncesinden gidip kurbanlık hayvan almaz, bu alım taş çatlasa bir iki gün içerisinde gerçekleşebilecek bir olaydır. e öyleyse neden biz bu kadar zaman öncesinden bu iğrenç kokulara katlanmak zorunda kalıyoruz? bir başka mantık hatası da şehirin bu kadar içinde kurulmasına izin verilmesidir bu pazarın. ey bu durum için birşeyler yapmayı akıl edemeyen fakat kendini her fırsatta çağdaş, temiz ve modern olarak niteleyen belediye sorumluları! pardon ama ne işe yararsınız siz?
yediğimiz besinlerin vücutta çeşitli işlemlere tabi tutulması ile posa haline getirilmesi ve daha sonra vücuttan makat aracılığı ile atılması ardından burun yardımı ile içe çekilen koku.
Edit: gariptir ki insana kendi bokunun kokusu çok iğrenç gelmez.
bir anımı anlatmak istedim bu başlıkla çok alakası olan 5 6 yaşlarımdan kalma.
tuvaletteyim;
+anneee bi geeel.
-...
+anneeee?!
*ablacım annem meşgul bana söyle ne oldu?
+hayır olmaz annemi çağır bana!
-...
+anneeeee.
-...
^(diğer ablam) ablacım bana söyle annen meşgul dedik ya.
+hayır olmaz dedim ben de! anneeeeeee.
-...
+annecim gel artık yaa!
-...
+ann...
-efendim kızım çabuk söyle.
+annecim bomumu bi koklar mısın ishal olmuşum gibi mi kokuyoo?
-bok uzmanı mıyım ben?!! ordan öyle gibi mi görünüyorum? sinir hastası olucam yakında.
+annee ne dedim ben yaa?
-...
Kişinin kendi bokunun farklı zamanlarda farklı koktuğunu düşünmesine rağmen, kendisine ait olmayan jenerik bir bok kokusu olduğunu da bilmesi bana hep garip gelmiştir, ki işte bu çelişkinin çıkış noktasıdır bok kokusu. Hepimizin ki aynı mı kokuyor lan yoksa ?