aslında bir nevi arşivleme.okuduğun,yazdığın,dinlediğin,sevdiğin birtakım şeyleri halka açmak sunmak.bazen yalnız kalır insan blog una anlatır bazı şeyleri.bazende blog unda yazdığı şeyleri seven birileriyle tanışır.işte bu insana çok güzel bir mutluluk verir.
dün bi hevesle karar verdiğim eylemdir. girdim blogspot'a işte google hesabıyla falan kayıt oldum, geldim blogun adını koyma kısmına... ulan ekran bana bakıyor ben ekrana. yaklaşık 2 saat ne isim vereceğimi düşündüm bloguma. hayır mesele şu ki benim gibi daha bloguna ne isim koyacağını 2 saat düşünen adam nasıl olsun da blog yazsın. hadi ola ki yazdı kim okusun arkadaş bu adamın blogunu*. bir hevestir açtık işte. ama tasarımını iyi yaptığımı düşünüyorum.
yazma yeteneğim açıkçası pek gelişmemiştir. ama blogumda yazı yazma konusunda ısrarcı olmayı düşünüyorum. zamanla belki bende güzel şeyler yazabilirim.
kesinlikle reklam amaçlı vermiyorum ama bi göz atın eksiği/fazlası, kötüsü/iyisi için mesaj kutuma damlayın: http://fikirvereyimmi.blogspot.com
Daha öncesini bilmemekle beraber gördüğüm o ki 2005 ve 2010 arasında çok daha zevkli bir e-sosyal hobiydi blog yazmak. Sonrasında twitter, facebook, google+ ve muadili sosyal paylaşım sitelerinin paylaş, beğen, +1, retweet gibi butonları neticesinde emek verilen uzunca makalelere layık yorumların yerini bu butonlara bir tıklamayla katkı verildiği düşüncesi yer aldı. Belki yazmamak için neden değil; fakat insanın hevesini zedeleyen, biraz da iç burkan durumdur. Komşuluğun bitmesi, mahalle oyunlarının yerini sanal platformlara bırakması gibi. Nerede blog imlemeleri, karşılıklı yorumlar, nerede o eski bayramlar.
kimse tarafından okunmayacak yazılar yazmaktır. kendimizi kandırmayalım, kimse sizin sikindirik bloglarınıza siz söylemeden girip bir şeyler okumaz. kaldı ki girseler bile tutup da o uzun ve salak yazılarınızı okumazlar...
zor iştir. tüm dünyada bu adamlar sağda solda konuk yazarlık yaparak isimlerini duyururlar ve ondan sonra kendi kitlelerine sahip olurlar. bizde bu kültür çok az web sitesinde konuk yazarlık yapabileceğiniz şekilde geliştiğinden baya zordur.
normalde gidip bir yayıncıya "ben konuk yazarlık yapmak istiyorum şu konuda" derseniz uzaylı görmüş gibi bakarlar, bakmasalar bile size kredi vermezler (yani size link vermezler, isminizi kullanmazlar vs. vs.)
öyle olmayan yayıncılar da var ülkemizde tabi ama arayıp bulmasını bilen blogger'lara.
herkesin beceremediğidir.
yıllardır açayım bir blog, bol bol okunsun derim ama bir türlü kısmet olmaz.
ben de öyle sükseli güzel başlıklar açıp bol bol hayal ürünü, bol betimlemeli şeyler yazmak istiyorum, çok şey mi istiyorum lan?
windows live spaces'den beridir yazarım. orası wordpress'e geçmeden önce ben çoktan blogger ~ wordpress arasında dolanıyordum. anladım ki gereksizmiş. github pages üzerinde nikola altyapısı ile yazıyorum artık( http://aligoren.com ). yazılar programlama hakkında.
Dün başladığım iştir. hızımı alamayarak iki günde 4 yazı girdiğim doğrudur. Uzun yıllardır istediğim ve zevkime güvendiğim için sonunda açmaya karar verdim. Günde 30 kişi okusa bile benim için yeter. Uğramak isteyenler için http://benimicimguzel.blogspot.com.tr/
Zamanında bir çok ergenin küçük puccalar olmak için çiziktirdiği platform. Şu an ne minvalde yazılar çıkıyor bilmiyorum. Zaten artık önüne gelen kitap çıkarıyor direkt, eski popisi kalmadı gibi gibi.