Bugün Ankara'da galası yapılan Ankara filmi. Bir ara Amasra'ya gidiyorlar sadece. Maalesef bekleneni vermeyen film. Vasat bile diyemiyorum belki ilker Aksum'dan daha iyisini beklediğimden.
Gösterim Tarihi 15 Nisan 2011 olan lise yıllarından beri yakın arkadaş olan, 30'lu yaşların sonundaki iki adamın, dostluğunu konu alıyor.
(bkz: merakla beklenen)
filmdeki karakterlerden ender çevirmen, çetin de mühendistir.
"nihal çevirmen olan ve sürekli evde çalışan ender'le daha entelektüel düzeyde bir iletişim kurmaya çabalarken, mühendis olan ve akşamları eve gelen çetin'le daha çok gündelik hayatın pratiği üzerinden ilişki kurar."
hassas noktadan vurdu. bir çevirmenin yaşantısıyla ilgili ne gibi detaylar olacak merak etmekteyim.
ilk filmi tatil kitabı 'yla isminden söz ettiren seyfi teoman 'ın 15 nisan'da vizyona girmesi beklenen filmi. barış bıçakçı'nın romanından uyarlanan film, gelecek ayki berlin film festivali'nin ana yarışmasına seçilmiş. başrollerde taner birsel ve ilker aksum var.
kitabın %80' ini monolog' tu ,dialoglar çok azdı, iş bu sebeple ender' in çetin'e yazdığı kısımları, senaryoya nasıl uydurucaklar merak konusudur. batırılmaması kitaba yakışır bir prodüksiyon olmasını umarım sağlayabilirler.
eğer roman kadar iyi bir film olursa,herkes izler bu filmi.müzikler de sakin'den,oradan da bir izleyici kitlesi kazanacak film zaten.kısacası,filmi izledikten sonra kitabını arayacak bir çok insana cevabım şimdiden evet,bu kitabı okumadan ölmeyin abi.
çekimleri aynı zamanda romanın geçtiği şehir olan ankara'da tam gaz devam etmekte. filmin başrollerinde ilker aksum ve fatih al var. barış bıçakçı'nın romanı kadar vurucu bir film yapabilirlerse ne ala.
çekimlerinin eylül sonunda başlaması planlanan film cannes bünyesinde seçilen 15 atölye projesinden biri.
film, lise yıllarından beri yakın arkadaş olan, 30'lu yaşların sonundaki iki adamın, ender ile çetin'in dostluğunu konu alıyor.
barış bıçakçı'nın 2004 yılında çıkardığı; 17 yıllık arkadaşların (çetin ve ender) aynı kadına (nihal) aşık olmasıyla gelişen olayları anlatan kitabı. bir solukta biterebiliyorsunuz kitabı. hani hiç yabancılık duymadan içine dahil olabileceğiniz cinsten. karakterler o kadar doğal ki, bir dostunuzun hikayesi gibi dinlettiriyor kendisini kitap. çünkü sözcükler gereksiz süslendirilmiş anlatımlardan o kadar uzak, yalın ve sakin ki; o dinginliğin arasından çıktığınızda neden bu kadar karmakarışık olduğunuzu sorgulama ihtiyacı duyuyorsunuz. mutlaka bir yerden bir parçasını alıp getiriveriyor önünüze.
kitaptan ufak bir kuple;
"karaya vurduğumuz günlerden birinde sen de söylemiştin, beni hep şaşırtan bundan sonra da şaşırtacak olan kavrayışınla; sen yine kendini sevdin. bense onu sevdim! bu iki kısa cümlede vurgulanması gerekilen sözcükleri de vurgulamıştın. böğrümde tek hamlede sapına kadar soktuğun bıçağınla balkona çıktığımda, istanbul'un berbat, nemli havasını güç bela içime çektiğimde, doğru söylediğini biliyordum."