(bkz: yevgeni ivanoviç zamyatin)'in distopik kitabının adı.adı. Ursula Leguin biz adli kitabin gelmiş gecmiş en iyi bilim kurgu eseri olduğunu söylemistir.en başta goerge orwell'in 1984 adli romanı olmak üzere kendisinden sonra yazılan birçok bilim kurgu ve distopik dünya romanlarına esin kaynağı olmuştur.
"en son sayı hangisidir?sonuncusu ,en tepedeki en büyüğü.sayıların sayısı sonsuzken sonuncusu nasıl olabilir.peki devrimin sonu nasıl oluyor,o zaman öyle bir şey yok ,devrimler sonsuzdur."
"bundan önce devrim yapanlar haklıydılar.sadece tek hata yaptılar,sonrasında kendilerini son sayı bellediler.yani doğada bulunmayan bir şey."
ağzımızı burnumuzu kırıp hapse tıkmaları için bir devlet kuracak parayı, kendi vergilerimizle sağlamamız ne kadar tuhaf. işte "biz" böyle tuhaf yaratıklarız.
aslı 1921 yılında yayınlanan fakat yasaklanması sebebiyle uzun yıllar boyunca okura ulaşamayan eser ithaki yayınları tarafından orjinaline sadık kalınarak fatma arıkan & serdar arıkan çevirisiyle ve yevgeni ivanoviç zamyatin'in kendi önsözü ile birlikte yayınlanmış. kara ütopya romanların ilk örneklerinden olan eser kendinden sonra yazılmış olan 1984(george orwell), cesur yeni dünya(aldous huxley) gibi yapıtlara da esin kaynağı olmuş.
bireyselliğin ve hayal gücünün adeta suç unsuru sayıldığı, insanların mekanikleşerek benliğini yitirdiği, doğadan izole şehirlerde yaşadığı, toplumsal yaşamın her alanına hakim olmuş ve en sonunda insanların zihinlerine de hakim olmaya çalışan totaliter bir devlet yapısı ve bu yapılanmaya karşı olan insanların mücadelesi anlatılıyor. ve bu mücadelenin içerisinde bir aşk hikayesi de yer almakta.
kitabın sonundaki sonsöz niteliğindeki zamyatin yazısı ise her şeyi özetler nitelikte.
Maraş işinde kalın karton parçalarının iğneyi kırmamasını sağlamak ve delik delmek işleminde kullanılmak üzere hazırlanmış tahta saplı, ince sivri uçlu bir çuvaldız türü.
kaynak : tdk 2. anlam
1. çoğul şahıstır.
tanımın üzerine gidildiğinde görülür ki şahıs hem 1., hem de çoğuldur. kullanımı hoştur. şöyle arkanıza yaslanır ve "bizli bizli" konuşursunuz. tabi lafa gümrük yok. ancak bütün "biz"lerin amk. muş atadan ve koyacak olan şahıs olma hevesinden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki: "ey türk! çok çalış! çok övün! ama çok güvenme!"
flört'ün anadolu beat albümün de yer alan insana huzur veren insanı mutlu eden güzelim şarkı. Ah o kamuran diyen, o tatlı sese sahip ufak çocuk yok mu yerim ben seni *
flört grubunun hoş parçası. anadolu rock'ın unutulmaya yüz tuttuğu zamanlarda güzel oldu bu. şuradan dinleyin;
sözleri de şöyle;
biz rayında tren gibiyiz
istersen binersin istersen inersin
biz bir nehirde su gibiyiz
istersen içersin istersen geçersin
gel yada gelme bizi düşünme
biz hep buradayız
sev ya da sevme istersen görme
biz hep aşktayız
hayat denizde dalga gibidir
bazen yükselirsin bazen devrilirsin
aşk senin kalbinde saklı
bulduğun belki sensin belki de sen değilsin
gel yada gelme bizi hiç düşünme
biz hep buradayız
sev yada sevme istersen görme
biz hep aşktayız
flört'ün anadolu beat isimli albümünden hoş bir parça ve yeni klipde bu şarkıya çekilecek hatta çekilmiş ozan kotra'nın facebook sayfasından yaptığı açıklamaya göre. çok çok daha etkileyici şarkıları varken neden bu adamlar bunu seçmiş anlamadım demeyin nasıl bir popülerite sağlarım amacı gütmeksizin yaptılar bu işi ve devam ediyorlar. Lan oğlum böyle olmaz' a çekilseydi bu klip herkesin bildiği, tanıdığı grup olucaklardı ama anlaşılan böyle olmak istemiyorlar ve kim bunlar döneminde zirvedeyken bırakmalarıda bunu açıkça gösteriyor.
sen'den öte ben'den ziyadedir.
kendinden geçip karşındaki olabildiğin, onda kendini görebildiğin, onun ruhuna sızıp, kanına karışabildiğini hissettiğin ve bütün bunları onun da senin için hissettiğini bildiğin insandır. ikiliği kaldırmaktır ortadan, bir olabilmektir. kendinden geçtin diye eksilmediğin aksine çoğaldığın, değişmediğin ama zenginleştiğin... sen olmaktan çıkmadan bir ruh daha kazanabilmek, o insanla bütünleşmektir.