son dağlıca olayından sonra aklıma gelen soru.
şimdi bir devlet düşünün, hükümeti son yıllardaki en iyi hükümet olduğunu savunan, ordusu insan sayısı olarak en kalabalık ordular arasında yer alan, halkı attı mı mangalda kül bırakmayan. ama bakıyoruz 50-60 kişilik bir grup gelip, senin sınırını geçip, senin karakolundaki askerini vurup, elini kolunu sallayarak çıkıp gidebiliyor. sınır demek bir ülkenin namusu demek değil midir? o namusuna defalarca ama defalarca tecavüz ediliyor ve sen eli kolu bağlı bir şekilde bir daha ki sefere kaç şehit vereceğiz acaba diye bekliyorsun. bu neye benzer biliyor musunuz? bir babasınızdır. evinizde karınız ve iki kızınız vardır. siz evinizde otururken 3-5 tane serseri gelir, kapınızı kırar ve karınıza ve kızlarınıza gözlerinizin önündet tecavüz eder ve siz mal gibi sadece bakmakla yetinirsiniz. lavuklar bir daha gelmesin diye de gidip kırdıkları kapınızı değiştirmezsiniz, yeni bir kilit almazsınız, evinize bir alarm taktırmazsınız. öyle mal gibi beklersiniz.
şimdi biraz düşünün, atıyorum beğenmediğiniz ve aşağıladığınız bir kaç ülke getirin gözünüzün önüne. hangisinin sınırı bu kadar delil deşik? hangisinin askeri, memuru bu kadar tehlike altında? iç savaş yaşayanlar bile kendi içlerinde çatışırlarken sınırlarından geçen bir tane bile adam yok.halkı açlıktan kırılsa da, iç savaş uğruna bir sürü insan sebepsiz yere ölse de, bunların sebebi gene kendi insanları değil mi? yani dışarıdan gelip ülkenin amına koyabilen var mı? yok.
biz kendi namusumuzu koruyamıyorsak, nerde kaldı güçlü devlet, süper millet.
ee biz kaçıncı dünya ülkesiyiz be arkadaşım.
