"...sana anlattığım kırmızı adamı hatırlıyor musun günlük? işte bugün geldi yanıma, konuştuk.gelirken yanında tuzlu baklava getirmiş.bilirsin tuzlu baklava sevmem.anneannemden alışkanlıla hep sirkeli olanını yerim.neyse işte oturduk biraz kum torbalarının üstünde.sonra cebinden bir musluk contası çıkardı, saklamamı istedi.yine mutsuz oldum.beklentilerim, karşılaştıklarımın üstünde tepinmişti.halbuki bir kurusoğan almak bu kadar mı zordur ya?offff zor bir hafta olacak benim için!"
sevgili günlük,
sana günlük diyorum ama bundan da pek emin değilim. beni sadece bir sen dinliyorsun o da belli değil. babam da beni dinlemezdi. ne kadar da benziyorsunuz birbirinize böyle !?
kendi dünyasını kurmuş, kendi halinde bir şizofrenin yazdığı senaryoları içeren andaç. sevgili günlük diye başlamaz. bugün hede hödö yaptım vesaireler de olmaz içinde. ya yaşadığını sandığı ya da yaşayacağını planladığı ve tamamı hayal ürünü olan senaryolar yazılıdır.
üçüncü ben,
bugün sen evde kalmaya karar verince polonezköy e gidip sucuk yemeye karar verdim sana hoh yapıp leşşş demeni kötü adam kahkasıyla olmadı kötü kadın kahkahasıyla onu da beceremedim nuri alço sırıtışıyla izleyecektim.ama yolu tarif edecek kimseyi bulamadım,neyse ki birileri bana yolu tarif etmiş,ama ben bana söylemeyince kayboldum tabi,kaybolduk desek daha doğru.neyse peygamber devesi misali bulunduğumuz yere çöktük.sonra ben bir ara ortalıklarda gözükmedim,sonra baktım karşıdan sırıtarak geliyorum,ben de o sırada nereye kayboldum diye zırlıyordum,meğer ben kaybolmamışım benkaybolmuş.kendi geldi işte.sucuk yiyemedim zaten polonezköy e de gidemedim ben de mecidiyeköye gittim,ikisi de köydü sonuçta.ben akbil kullanalım dedim,ben kaçak binelim adrenalin olsun dedim.a vallahi bunun adrenalin anlayışı kıt.hani seni yakmaya karar vermiştim,üzerine benzin dökecektim de bulamayınca seni gazlı bezle silmiştim,tabi adrenalin budur zaten yakılacağını sanırken ferahlatılmak,hadi yine iyisin,biz çok yorulduk.ben salacağa gitti ben de eve geldim işte.güzel bir akşam,yok yok pek de güzel değil..amaaan ben burada yokum zaten,sen de yoksun,ben de yok...yokuz ulan,yoksunuz,yakarım seni,hele bi söyle başkasına şizo olduğumu hele bi söyle...kendimi yakarım ya da evet evet en iyisi bu o zaman yok oluruz işte...şimdi varız...iyi ki varızz...arasıra benliğimizi eritsek de ekmek banıp yesek diyorum..
sözlükte on yazardan birinin gammaz olduğu söylentisi çıktığından bu yana, tam yirmi gün geçti.
hala soruyorum; eeee? diye neden birimizin bile butonu yok o zaman? diye.
her kafadan bir ses çıkıyo kimimiz yalan söylüyo, içimizde sözlükten bir ajan olduğunu bile düşünüyorum..
daha bunu içimizden kimseyle paylaşmadım şimdilik sadece gözlemliyorum..
sevgili günlük niye bana ölye boş boş bakıyorsun, yoksa unuttun mu o geceyi hani... hihi.. ha böyle anlamlı olsun sayfaların. Neyse işte bu gün topluma farklı bir şey sunmaya çalıştım saçlarımı kafama göre kestim hatta elimde makas varken yüzümü de çizdim biraz...
lan allahsız öbür kişiliğim eminim bu yazdığımı okuyacaksın! ilk önce o saçlar için ben kaç yılımı verdim lan dengesiz herif o çizikler neydi hele... bi de günlükle sevişiyorsun ya pes yani.. lan hayattan soğuttun lan beni sövemiyomda. Çık hayatımdan.
bahsi geçen günlük, uludag sozluk'tür. birilerine karşı konuştuğunuzu, birileri okusun diye yazdığınızı sanarsınız. fakat kimse okumaz ki burada. kendi kendinize konuşup, karşınızda olmayan kişilere "siz,sen" diye seslendikçe tam şizofren gibi gözükürsünüz!
birbirini hiç dinlemeden yazanların karalama defteridir burası.
sevgili gunluk,
bugun ayse diye bir kızla tanıştım, üç aydir yan odada kaliyormus ama hic disari cikmiyor. ailesindeki herkesi kendisini zehirleyeceklerini sanarak öldürmüş kimsesi kalmayinca da buraya yatirmislar. kafayi yemiş anlayacagin. "aysee ayse" diye bagiriyorum bazen, suratima aval aval bakiyor bir sey demiyor ama beni de öldürecek biliyorum.
yazan: ayse.
sevgili günlük;
futbol, futbol güzel fenerbahçe. halbuka arif attı, şampiyon olduk dört sene. dört senedir uğur dünder'ı beklemekteyim. biliyor musun ki onlar da bekliyor. hem benim bildiğimi bilmiyorlar. inançsızlar çünkü. edip akbayram demişti sizler inanın bende inandım. inanmak başarmanın yarısıdır demekle birlikte nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa değil mi? odanın dışındakiler bekliyor hep, beni biliyorlar ben onları biliyorum. öldür diyorlar öldürmüyorum. bulacaklar beni. bulacaklar beni ve şampiyon olacağız bu sene. binaenaleyh. süleyman 7 kere geldi cumhurbaşkanı oldu sonra. yahya'ya beyefendi diyorlar. bana hırsız. ben ekmek çaldım o banka soydu. muz soymak iyidir. kabuğunda vitamin var hep... *
bugün risperdal consta diye bir ilaç kullanmaya başladım. çok iyi geldi. insan olduğumu hatırladım. yarından tezi yok tanıdığım tüm arkadaşlara tavsiye edeceğim. janssen cilag'ın ilacıymış günlük. allah razı olsun kendilerinden.
--spoiler--
bugün ingiltere'den gelen arkadaşım alfret'le top oynadım. ama alfret annemi hiç sevmedi bizde gittik annemi öldürdük. çünkü annem alfret'in gerçek olmadığını söylemişti ve o benden başka kimseye gözükemediği için onunla dalga geçmişti. sonra polis amcalar eve geldiğinde onlara annemi alfret'le ikimizin öldürdüğünü söyledim ama polis amcalar da bana inanmadı bizi çocuk esirgeme kurumuna gönderdiler. ama ben annemi hiç özlemedim. annem kötü olandı. şimdi buradaki çocuklarda kötü olanmış. alfret öyle söyledi. ama söyleme dedim belki onlarla arkadaş olabilirdim. yarın alfret'in sözünü dinleyip gece yarısı buradan kaçıcam ve annemin yanına gideceğim. mezarından onu alacağım.
--spoiler--