nuri bilge ceylan'ın arada bırakan filmidir. sevsem mi sevmesem mi? incelemesem mi incelemesem mi? işte o noktada bu filmden ödev veren hoca devreye girer. gelsin ödevler:
hemen bitiveren en uzun nbc filmi. hikayesinin peşinden elli kilometre yol tepiyorsunuz. muazzam bir görseli var. iç anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bozkırında çoğu gece vakti geçen bir film yapmak bir tür delilik olsa gerek. bir nbc filmine en az benzeyen nbc filmi. öyküye kaptırıp gittiği için adeta bir 'tür filmi' izliyorsunuz. afiş bile tür filmi afişi gibi. bu nedenle kafamı en çok karıştıran nbc filmi. acaba diyorum kendi kendime film klasik nbc filmlerindeki gizemli derinlikten yoksun mu kalıyor?
--- spoiler ---
tıpkı 'klasik otopsi' (bunu kendileri diyor) sekansında olduğu gibi her şey açık seçik ortaya seriliyor, karakterlerin iç dünyalarına otopsiler yapılıyor. güzel bir kurgu manevrasıyla estetize edilmiş, doktorla arap'ın hislenip içlerini döktükleri, doktorun 'şairin dediği gibi' diye başlayıp alıntı döktürdüğü sahnelere hiç alışkın değiliz.
--- spoiler ---
oyunculuğunu beğenmemekle birlikte asker temsili (bu akademik kelimeye nbc kızabilir) tıpkı komiserin yemekteki ete yaptığı yorum gibi: on numara. asker de bir memur.sinemada mahsuncu asker yalakalığına kapak olsun.
değişik bir film. upuzun yollar, bozkır havası, muhtarın güzel kızı, neset ertaş, komutanın kimse tarafından siklenmemesi, domuz bağına kızan savcının fikri, savcının kendisini eski artiste benzetmesi, doktorun abaza bakışları, arapın birşeyler araklaması.. aklımda bunlar gibi birçok sahnesini bırakan vakti olana izlemesini tavsiye ettiğim film.
nuri bilge ceylan'ın küçük, güzel ve yalnız ülkesine armağanı. savcının dramı, kenanın dramı, komserin çaresizliği, çay getiren kızın kaderi ve o eşsiz anadolu manzarası. adını sonuna kadar hak ermiştir "bir zamanlar anadolu da".
Klasik nbc yapımı filmlerden farklı olarak daha fazla olay vardı ve daha hızlı akıyordu. Yine bir çok ders imgesel biçimde seyirciye iletilmiş. Eğer sonunu merak edip de şaşırmak için izleyecekseniz böyle bir filmi kesinlikle açtığınız gibi kapatın. Her sahnede ayrı bir dram ayrı bir yaşanmışlık ayrı bir giz barındırıyor. izlemeden önce eğer aranız sanat filmleri ile pek iyi değilse muhakkak eleştirmenlerin ve izleyicilerin çözümlemelerini okuyup öyle izleyin, sonra ben boşa izlemişim 2 saat bunlara neden dikkat edemedim diye pişman olursunuz.
filmin konusuna gelecek olursak belirsiz bir vakitte anadolunun ücra bir kasabasında bir doktor ve bir savcının yasak aşk cinayetini çözümlerken aynı zamanda kendi hayatlarına ve iç hesaplaşmalarına da yer verilmiş. Film daha çok doktorun penceresinden işlenmiş bu açıdan tüm hekim ve hekim adayları muhakkak izlemeli özel hastane hayalleri kurmadan evvel.
güzel fotoğrafları olan film. zaten ceylan fotoğraf kökenli bit yönetmen.
ben daha nuri bile ceylan'ın beğenmediğim bir filmine rastlamadım, ama merak ettiğim bir konu var. o da:
neden türkiye'nin hep karanlık yüzünü çekiyorsunuz. filme bakıyoruz doğan, toros arabalar. ilçeye bakıyoruz 80 model üstü araba yok. sayın ceylan olanı olduğu gibi çekin ortaya meze yapmayın. tamam aklınızda çökmüş bir şark profili var ama bu kadar olmaz. artık köylerde bile 2012 arabadan aşağısı yok.
yani birazda mutlu renkli bir anadolu çekin. 1. dünya savaşında çekilen osmanlı ordusu gibi bir hava var filmlerinizde.
ercan kesal ve fırat tanış'ın oyunculuklarıyla göz doldurduğu;çok sıradan,alışageldiğimiz mekanların usta yönetmenin elinde işlendiğinde nasıl kıymetlendiğini düşündürten filmdir.uzun uzadıya çekilen sahnelerde bile sıkmadan izletmiştir.
ben bir film eleştirmeni değilim. ve bu filmden felsefik çıkarımlar bulunacak da değilim. ancak şunu söylemek istiyorum. adından anlaşılacağı üzere, herhangi bir anadolu kentinde yaşanabilecek tüm diyaloglara ve kırsalda görebileceğiniz tüm detaylara yer vermiş bir nuri bilge ceylan filmi. bu film, sinemada çok izlenmese de kanımca türk sinemasının en nadide eserlerinden biri olarak kalacaktır.
diyaloglarının herbiri oldukça güçlü olan film. Bütün karakterler, olabilecek en etkileyici cümlelerle filme monte edilmiş. Karakterleri böyle konuşturabilmek, güçlü bir gözlem yeteneği ile mümkün olabilir.
Diyaloglar ve karakterler oldukça güçlü olsa da, nbc aynı başarıyı kadınlar noktasında sergileyemiyor. Filmde, belli başlı iki kadın karakter var. Biri kurbanın karısı, öteki muhtarın kızı... ikisinde de bir muğlaklık, bir sis perdesi söz konusu.. Nbc, erkek karakterlerin sarihliğini kadınlarda sergileyemiyor. Tipik anadolu erkeğinin adeta abecesi olan film, kadın noktasında aksıyor. Zannımca nbc, bu eksiği, filme gizemli bir atmosfer katarak makyajlamaya çalışmış... Başarılı olmuş mu peki, evet epey de başarmış bunu.
Son olarak filmin ismi... Senaryo ile isim, on numara oturmuş. Birbirini çok iyi tamamlamış. Merak ettiğim şey şu: filmin ismini ne zaman buldu? Senaryodan önce mi, senaryodan sonra mı? Senaryodan önce bu ismi akıl etmişse, nbc çok çalışkan biri; senaryodan sonra akıl etmişse, nbc çok zeki biri...
Cehennem vatanımızdaki, çaresiz ama mecbur insanları rahatsız edici gerçekçiliğiyle anlatmış baş yapıt.
Evet rahatsız edici, çok rahatsız edici hemde... en entellektüelimiz için bile ah şu kadınsızligin gözü kör olsun.
yaz tatilinizi size zehir eden staj en nihayetinde bitmiş okul açılmıştır ve staj defteri artık teslime hazırdır. "ne yapsam da kendimi ödüllendirsem?" diye düşünürken birden akla adını sıkça duyduğunuz ama bir türlü izleyemediğiniz film gelir. ve filmi izlemeye karar verirsiniz. tabi saat 16.10dur ve öğrenci evinde kalmanın verdiği sorumluluk var üzerinizde ; 19.30'da yemek hazır olacak. film biraz uzundur ama nbc izlemeye değer. ve film başlar.
--spoiler--
her nbc filminde olduğu gibi görüntü sizi büyüleyerek başlar. komiser, doktor, savcı, arap , şoför , muhtar kısacası filmdeki karakterlerin hiç biri abuk sabuk karakterler değildir ; her nbc filminde olduğu gibi. çeşme çeşme dolaşılırken orta anadolu'yu gezersiniz bir yandan; iklimiyle, bitki örtüsüyle, evleriyle, tarlalarıyla. hatta bir elma yuvarlanma sahnesi vardır ki tamamen kişisel zevk meselesi olarak şahsımın çok hoşuna gitmiştir. filmde öyle pek müzik yoktur; ama orta anadolu'da film çekilir de hele kırıkkale'de film çekilir de komşu şehir kırşehirli olan neşet ertaş'a yer verilmez mi? nbc doğru bir tercihle neşet baba'ya da bir selam çakmıştır. o muhteşem aydınlatma ile muhtarın kızının güzelliği zaten katmerlenir. tabi intihar eden kadın yani görmediğimiz ama savcının karısı olduğunu bildiğimiz kadın vardır bir de. kocasını cezalandırmak için intihar eden. ama hakkaten benim aklıma da "neden başkasını cezalandırmak için kendimi öldüreyim?" sorusunu getirmiştir. hele o kişi sizi aldattıysa bir de. çok saçmadır aslında o intihar. birinin en değerli varlığını elinden alarak onu cezalandırabilirsiniz elbette ama en değerli siz olsanız o kişi sizi aldatır mıydı ?
en sonunda cesedimize kavuşuruz. domuz bağı ile savcının imtihanı, muhtarın evindeki diyaloglar gibi nbc filmlerinde pek alışık olmadığımız türden bir mizah da vardı filmde.
otopside doktor neden toprağı görmezden geldi , benim adıma filmde en alengirli olaydır. amacı neydi, neden yaptı?
devlet kademelerinde çalışan insanların ne kadar gösterişten uzak, "şu iş bitse de rahatlasam" mantığında, sorumluluk almaktan uzak insanlar olduğunu göstermiştir. mesela arap ile şoförün hangi yoldan gidileceğine dair kavgasını hatırlayın, kimse inisiyatif kullanıp "şu yoldan gidelim" dememiştir.
muhtar çocuklarını överken hep devlet memuru olmalarından dem vurmuştur. bir iç anadolu'lu olarak rahatça söyleyebilirim ki devlet memurluğu büyük bir statüdür anadolu'da.
her nbc filminde olduğu final yine seyirciye kalmıştır. isteyen istediği gibi bitirsin. isteyen otopsiyi öylece bıraksın, isteyen de doktoru yaptığı hatadan döndürsün.
gerçekten çok dahiyane çekilmiş ve tam anlamıyla baş yapıt olan bir eserdi bir zamanlar andoluda...her sahnesinde, en basit kıpırdamada, harekette dahi belki onlarca anlam yatıyordu izleyici için. işte sanat filmlerinin avantajı budur... sanat filmi görünüşte durağandır, manada hareketli...piyasa filmleri ise gönüşüte hareketlidir, manada durağan...