yurt dışında birçok projeye/inşaat/yapı imza atmış kişi ya da kurumların malzemelerinin bir süre sonra gümrükten geçmesi gerekirken başka bir ülke tarafından gümrük de bekletilmesi ve ülkeye 500 milyon dolar zarara uğratması.
inançsızlıktır. kastettiğim şey dini anlamda olan inançsızlık değil, güzel olacağına karşı oluşan inançsızlıktır, başarıya olan inançsızlıktır, insanın kendi kendine olan inançsızlığıdır. insanlığa karşı olan inançsızlıktır. ve ne yazık ki güzel ülkemde insanlar inançlarını kaybetmiş ve ne yazık ki yeni nesiller de inançsızlığı gelenek haline getirmişlerdir. bir milleti kullanabilmek için önce kafalarını boşaltmanız gerekir ve çevremde gördüğüm şey ne yazık ki budur. atalarımız büyüklerimiz zamanında inanmışlar ve istanbul gibi fethedilmesi imkânsız denen bir şehri fethetmişlerdir. atalarımız geçmişte inanmışlardır ve 10000(yazıyla on bin) asker ile 25000(yazıyla yirmi beş bin) düşman askerini yenmişlerdir. atalarımız geçmişte inanmışlardır ve tüm dünyaya karşı yurdumun her bir karış toprağını korumuşlardır. hem de canları pahasına... ama şimdi yarına inancı kalmamışken insanların, "güzel olacak" diyesi bile gelmiyor insanın. bu potansiyeli göremiyor insan. ve tüm bunlardan yola çıkarak diyorum ki bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şey umutsuzluk, inançsızlık, bilgisizliktir. ve ne yazıktır ki bu üçü bir arada, yakın çevremde, ciddi anlamda gözlemlenmektedir. insanlar yaşamak için çalışmaktan ziyade, çalışmak için yaşamaktadırlar...
halkında meydana gelen keskin kutuplaşmalar. yüzde 53, 47'den büyüktürcüler ve bu kadar oy aldık istediğimizi yaparızcılar, şeklinde bölünmek. her inanana yobaz, her eleştirene dinsiz diyecek kadar kapalı görüşler.
(bkz: chp)
bu dev, bu münevver, bu ilmî milleti; zihniyet garâbeti vizyonsuz, beynini kullanmayan, putlar edinen sathi bir parya güruhuna dönüştürmek ve buna da utanmadan çağdaşlaşmak demek suretiyle kurtaran(!) oligarşik elit(!) zümre...