büyüklerden duymaya alışık olduğumuz bir serzeniş tezahürü. biraz modernizm ve tüketim çağına sözüm ona atıfta bulunarak hırs alma. hep duyarız büyüklerimizden. eskiden bunların şöyle kıymeti/ değeri vardı artık bunların yerinde yeller esiyor lafını. aslında özde kalitenin düşürüldüğünü ifadeleme çabası biraz da geçmişe duyulan özlemle pekişir her seferinde. günden güne bir şeyler bozuluyor halet-i ruhiyesine bürünüp derin derin yutkunmak, iç geçirmek...
yeri geldiğinde büyükler haklı dahi görülebilir hızlı tüketim çılgınlığının son zamanlarda bıktırma raddesini zorlaması, geçmişte bazı nesnelerin kıymetinin bilinmesi ve en mühimi küçük şeylerden mutlu olma olgusunun derinliği iç geçirişleri daha anlaşılır kılar. sonuçta nostalji de nostalji denir. lakin, bir yanıt tümcesi olarak her zaman kendi döneminde güzelleşir. işin bu kısmı es geçilir deyişler sıralandıkça sıralanır.
bir de arada sevgiliden de duyulabilir bu tümce ve iç burkar. büyük bir kırgınlık ve monotonlaşma akabinde söylenir üzüntülerden üzüntü beğendirir.
hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacagı söylemi. güzelde bir kargo şarkısı getirir akıllara.
agız actım,
şekle soktum
para cektim
arka cıktım,
yara actım, yaralandım
cennetin kapısını actım,
seni göremesem
seni tutamasam,sevemesem
gördüklerimden sonra
ah yasamak var ya,
hiçbir zaman eskisi gibi olmaz...