Güzel bir akşam yemeği yenir. Yemek de sıkıştırır bir süre sonra. E tabi ihtiyaç giderme hasıl olur. Tuvalete gidilir. Bi güzel sıçılır. Oh be denir. Sifona basılır. Ta taa! Kibar feyzo filminde havuzda yüzerken feyzonun dalgayı gören maho ağa edasıyla "o ne?" tepkisi verilir. Bu anın geri dönüşü yok ya. Anlatamayacam daha fazla...
ev sahibinin özene bezene hazırladığı iftar yemeklerini, herkesin masada ezanı beklediği anda yere düşen çatalını almak için eğildiğinde; kafayı masanın altına çarpıp çivilenmemiş olan masayı devirerek tüm yemekleri insanların üzerine dökmek olabilir. Askerde banyoda yere sabun düşürsem bu kadar talihsiz olmazdım herhalde...
lisedeyken bi arkadaş hasta olmuştu. topluca onu ziyarete gitmiştik biz de. neyse işte gittik evlerine falan 20 tane de çocuk var salonda. bi 3 4 kişi hasta arkadaşın başında onunla konusuyo diğer 3 4 kişi kendi muhabbetinde bi diğeri başka yerde kendi muhabbetinde falan derken bizim arkadaş sandalyeye küt diye oturdu ve bacaklarını ayırdı sandalyenin. bunu da o muhabbet ortamındaki 2 3 kişi biliyoruz sadece. kalabalıkta diğerleri görmedi. çocuk çaktırmadan sandalyenin ayaklarını birleştirdi. sandalye artık sağlam görünüyo ama oturunca göçecek. gergin gözlerle o sandaleyi keserken birden çocugun annesi geldi ve tereddütsüzce o sandalyeye oturdu. sonra tabi kadın 20 tane çocugun önünde küt diye içeri göçtü. allahtan kimse gülmedi. tuttu herkes kendini. bir misafir olarak bununla karşılaşmak bile talihsizken ev sahibini düşünemiyorum.
evine gidilen arkadaşın siz çıkın ben bakkala uğrayıp bir şeyler alacağım dedikten sonra yanlış daireye girilmesi. zaten misafir bekleyen kişilerin buyur edip girilen odada siyasi muhabbetler edilmesi. bakkaldan dönen arkadaşın yarım saatir evdeyim nereye gittiniz diye cepten araması.