bugün

- bi' tane taksim uzatır mısınız?
+ tabi.
- teşekkürler.
+ (teşekkür dedi) ^.^
zirve noktası "o kadarda kötü değilsin yeaa" şeklindeki iltifattır. kişilik olarak değil lan tip olarak dediydi bildiğin gözümden yaş gelmişti sevinçten. bu büyük bir şey oğlum tamam muhtemelen her birinize "süfersin beygir gibisin acayip yahuşuklusun" falan diyorlardır da. diyorlardır yani öyle *
efendilikte zirveye oynuyorsun hiç bozma, böyle devam et. yoksa bozuşuruz. peşinen söyleyeyim, duyduğum en iyi iltifat olarak ben belirlemedim, sana en iyi söyleyeceğim şeylerden biri de budur diyerek söylenen bir söz olarak hafızamda kaldığı için belirtiyorum.
Bu en iyisi olmasa da iyiydi.
görsel
Hic tanimadigim bir kizin bir sey soylemek icin giris yaparken soyledigi "Afedersiniz" dir.

Devaminda ne diyecegini bile beklemeden :

"Kusura bakmayin ama bunu affedemem dedim."

Hemen yelkenleri suya indirmemek lazim.
(bkz: Senin ağzınla sikişirim)

Çingen hatunundan duydum. nasıl oluyorsa o iş, terbiyesiz.
2017'de, 7 ocak'ta yağan yoğun kar yağışı sebebi ile, bir grup arkadaş 4x4 aracımızla belgrad ormanı'na daldık. belli bir mesafe ilerledikten sonra kontrolünü kaybetmiş ve yoldan çıkmış bir araç ile karşılaştık. aracımızda vinç yoktu ve onların aracında da vinç yoktu. aksilik bu ya, strap da yoktu. kurtarmaya çalıştığımız arkadaş grubu üç kız, iki erkekten oluşuyordu. tahminimce iki çift ve bir sap (kadın olan) vardı. beni tanıyanlar bilir, direksiyonum kuvvetlidir ve evveliyatında lisanslı olarak offroad yarışlarında boy göstermişliğim vardır. tüm tecrübemin vermiş olduğu güvenle; "sen in abi, ben bir deneyeyim" dedim. sonrasında bindim aracın direksiyonuna ve başladım vitesle pedalları tokatlamaya. geri vitesten bire, birden geri vitese atmam arasındaki fark, göz açıp kapanacak kadar kısa öyle söyleyeyim. bir nevi, oturduğunuz yerde ileri geri hareket yapmak gibi araca yaptırmaya çalıştığım. neyse, bir süre uğraştıktan sonra lastik izini buldu ve yolu tuttu. araç, saplandığı yerden çıktı. akabinde, o soğukta bile stresten dolayı terledim. eldivenlerimi çıkardıktan sonra sigara yakmaya niyetlendim. işte o esnada sap dediğim kadın yanıma geldi ve dedi ki;

- eldivenlerini takabilir miyim? ellerim çok üşüdü..

"tabii ki" dedim ve eldivenleri ona verdim. o sırada bir yandan sigaramı tüttüm, bir yandan da elemanlarla tanışma muhabbeti yaptım. yaklaşık bir dakika sonra kız yine yanıma geldi ve dedi ki;

- gülümsemenin sıcaklığı eldivenlerinin içine kadar işlemiş.

ağzım açık baktım kıza. vallahi çok mutlu oldum. manyak bi' iltifattı bence. eşeklik bu ya, telefon numarasını almadım.. bul beni!
20 li yaşlarımın başında 25 ime kadar olan kısmı alıp götüren vicdansız bir kız vardı.

bana bir keresinde hiç unutmam; "seni babamdan bile çok seviyorum" demişti. nasıl gururlanmıştım o zamanki halimle...

şimdi insan dönüp geriye baktığında tebessüm ediyor sadece.

ömür geçiyor yahu...
"Çok incesin"

Zayıf olduğum içinmi yoksa gerçektende ince ruhlu birisi olduğum içinmi söylendi hala düşünür dururum.
Sen benim küçük dünyamın büyük kahramanısın.
birkaç hafta önce, patronumun annesinin bana yöneltmiş olduğu soruda gizli idi bu iltifat. şöyle ki;

diyalog halindeyizdir. bir ara sazı elime almışımdır ve uzun uzun mevcut gündem hakkında yorumlar yapmaktayımdır. bu esnada pek saygıdeğer gönül hanım da, sükûnet ile beni dinlemektedir. sözlerimin bitişinin hemen akabinde, şu soruyu yöneltmiştir;

- spiker olmayı düşündün mü hiç? ya da dublaj yapmayı?

patronumu hiç sevmem, ama gönül hanım'a inanılmaz saygı duyarım ve de severim. mamafih; o'nun gibi bir insandan bunu işitmek, beni çok mutlu etmişti.
sen bir aygırsın.
buraya yazacak sözü olmayan yazarları üzen bir başlık. *
"Her kadının hoşlanabileceği bi erkeksin."
(bkz: acayip hayvanlara benziyirsen) videosu yollamıştı iki gözümün çiçeği.

Hic yoktan birşeye benzetmiş beni*