candır.. kandır.. her şeydir.. evrenle yaşıt ve evrenle aynı cinsiyete sahiptir.. kendisi olmasa, şu evrende bok gibi olur her şey.. ne kendisinin ego savaşları ne de bir şeyleri hırs yaptığında gözlerinin ve zihninin yok olması, hiçbiri umrumda değil, hiç olmadı, hiç de olmayacak..
geberdiğim gün bir kadının göğsünde ölmeyeceksem eğer neye yarar ölümüm.. neye yarar yaşamım.. ki bir erkeğin ölümü kadınının göğsünde olmayacaksa ölüm değil, telef olmaktır o..
teni mezarım olsun.. çok güzel bir sevişten ve sevişmeden sonra ben son nefesimi vereyim.. sokulayım tenine.. nefesini yutup, tuzunu hissedeyim ruhumda.. bir kadın lan işte.. çok mu zor.. kılıflarını atmış olsun ama.. hep bahsettiğim ve hep bahsedeceğim gibi.. saçma telaşlarından arınmış olsun.. onu taptığımda yok sayayım herkesi.. ve her şeyi..
ayak bileklerini öpeyim bir çok gece.. ellerimi rahmi üzerinde gezdirip, ensesine dokundurayım dudaklarımı.. acıya dair, öfkeye dair, kötülüğe dair yaşamış olduğu her şeyi unutturayım ona..
açayım avuçlarını.. ellerimin içine alıp, gözlerine bakıp öpeyim.. gülümsesin o.. kadın olarak yaratıldığı için binlerce kez teşekkür etsin tanrı'ya.. son bir teşekkür öpücüğünü de benim şakaklarıma kondursun..
kadın işte.. olsun.. sonsuza kadar.. yağmurlu bir gece beraber çıktığımız akşam yemeği sonrası evimize geldiğimizde ben önce inip arabadan, kapısını açayım.. o güzel ayakları ıslanmasın diye ceketimi sereyim yoluna..
çıplak kalayım yanında.. çırılçıplak hem de.. örtünmeme gerek kalmasın.. kapanmama.. saklanmama.. hiç olmadığım kadar ben, ben olayım yanında..
kavgalarım bitsin.. öfkelerim.. kırıklıklarım.. hepsi iyileşsin.. iyi olsun.. iyi olalım.. ve ben onu hep seveyim.. her zaman ve her şartta kulağına fısıldayayım;
birinin yanındaki kendi halini seviyorsan, odur senin doğru erkeğin/ kadının. yanlızca onunla mutlu olursun..
güvenilir olanla değil, çok güzel çok yakışıklı olanla değil, çok sevdiğinle değil, mesleğini beğendiğinle değil, kimleyken kendinsen sadece o mutlu eder seni, başkası eninde sonunda çuvallayacaın ve aklının sana oynadığı, annenin çocukken beynine işlediği ve gerçek hayatta asla karşılığı olmayan batmaya mahkum projendir sadece..
Bir kadın düşlüyorum her gün gözlerimi onunla açıp onunla kapattığım,bulaşıkları beraber yıkadığımız,her gün eve geldiğimde kapıyı açar açmaz kollarıma atlayan ve sıcak bir tebessümle dudaklarıylarıyla yanaklarıma öpücük kondururken hoş geldin hayatım diye kulaklarıma o tatlı sesiyle fısıldayan...
Bir kadın düşlüyorum mesajlarına geç cevap verdiğimde 'cevap ta atmasaydın' diye trip atmak yerine,ben telefonu açana kadar bıkmadan usanmadan aramaya devam eden.
beni anlayan,
biraz nazlı,
beni delicesine seven,
pembe pembe giyinen,
sabah beni öperek uyandıran,
geceleri omzumda yatan,
kavgayı tadında bırakan,
biraz deli,
çokça tatlı,
balık etli,
uzun saçlı,
güzel kokulu,
küçük burunlu,
yeşil gözlü,
iyi yemek yapan,
gezmeyi seven bir kadın düşlüyorum rüyalarımda.
bir yazar düşlüyorum;
bir başlıkta söyleyecek sözü bitmemiş, laf olsun diye değil içinden gelenleri eklemiş, başkaları okusun istemeseydi evinde oturup kendi ajandasına yazabilecekken başkaları da okusun diye buraya yazmış, yazdıkları daha çokkişi tarafından okunsun diye elbette başlığını canlı tutmuş bir yazarı bu kadar da kafaya takmamış, komplekssiz, kendi yazıları ve başlıklarıyla meşgul bir yazar düşlüyorum.
--spoiler--
sen akıllı adamsın, ama konu kadınlara gelince biraz salaklaşıyorsun.
biz seninle mutsuz oluruz diye ayak diredi behzat:
cevap, onun ayağındaki direnci kırıverdi:
mutsuz olalım, ne var? ben seninle mutsuzluğa da varım.
--spoiler--