Mantıksız bir harekettir, bir insan değişmesin zaten öyle kalsın, öyle kalsın ki onu tanı ve onu öyle kabullen-sev. değişen insan kötü insandır, bu genellemem beni hiç yanıltmadı.
ilişkinin devam etmesini tarafların değişmesine bağlıyorsan zaten salla gitsin. herkesin kötü özellikleri olabilir. kıskanç olduğun için, sinirli olduğun için sürekli ve sürekli ''sen değişmezsin'' sözünü duyuyorsanız siktir edin gitsin başından.
amk aldatmamışım, yalan söylememişim, adam gibi arkanda durmuş seni beklemişim, defalarca şans vermişim.
sen ne yapmışsın? aylar aylar sonra ''yok olmayacak sen değişmezsin''
8 yıllık gitarını 6 yıllık deri çantasını hala kullanan biri olarak tahmin ettiğiniz üzere değişimle aram pek iyi değil.öncelikle bir soruya açıklık getirelim :
değişim nedir ?
değişim aslında bize hep rasyonel olarak gösterilen olaylar bütünün acımasız yüzüdür.değişim daima saklanan işin daha çok prestij kısmıyla öne çıkarılan bir zaman oyunu değil midir özünde ? değişim bize hep harkulade olarak yansıtıldı tarihler boyunca, insan hayatının özünde yer etmiş asıl trajedi gözlerden ırak diyarlara itelendi.değişim kazanmak değildir, değişim hep daha iyiye giden mutluluklara açılan türlü çiceklerle süslenmiş afyonlanmış kafalarla girdiğimiz bir kapı değildir, değişim kaybettiklerimizdir asla geriye alamayacaklarımızdır değişim bizden zamanın acımasızca aldıklarına karşılık verdiği teselli armağanıdır.
her şey değişir hayatımızda yer eden ne varsa, bu rasyonel tutumun içindeki karanlık diyarın fahişeleri önümüze kimi zaman sosyolojik kimi zaman ekonomik kimi zaman küreselleşen dünyanın adi bir ilizyonu olarak sunulur.değişim ikinci hayata başlamak için her daim acımasız bir kamçı olmuştur.özel hayatınızda terk edilirsiniz bir şeyler değişir, babanız ölüp anneniz yaşlanır bir şeyler değişir, gözünüzü kapattığınızda hatırladığınız çocukluk artık size ait değildir, her geçen saniye bir şeyler değişir ve sizi yeniliklere zorlayan bu evrensel hukuk yasası aslında tüm bu fiyasko içinde ''hadi yapabilirsin'' diye kulağınıza sinsice fısıldar.
değişim bir seçim değildir, değişim olması gerekendir. tıpkı doğum yaşam ve ölüm gibi, peki kim bu duygusal hezeyanın aslında güzel olduğunu söyleyebilir.insan özünde değişimden hoşlanmaz bu yüzden sosyal medya platformlarında bile eski sevgili itiraflar anılardan oluşan kısımlar daha kabarık entrylere sahiptir.
sahip olduklarımız yeterliyken mutluluk kadehini elimizden alan bu nevrotik zaman kavramı sonrasında daha azını verip onunla yetinmeyi öğretmekten başka pek bir işe yaramaz, işte tam bu yüzden insan hayal kurar, değişimin ondan aldıklarını geri almak ister, değişimin ondan aldığı ne varsa hayallerinde hepsine sahiptir ve fazlası vardır.
umuttur. gelecege dair hayalleri olan insanların inandığıdır. tamamen bir değişim söz konusu olamaz zaten ama karsınızdakinin kötü oldugunu düşündüğünüz huyları vardır, onları zaman gectikçe törpüleyebilir ve daha olgun bir insan haline gelebilir.
geçen yıllar fiziksel görüntüyü yıpratır, bu bir realite.kişi alışkanlıklarını da değiştiyebilir.değişen maddi durumana göre kendini gizleyip bambaşka gözükebilir. ama ya karakter...ya karakter. değişmeyen tek şey odur.'insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur' demiş atalarımız. ziya paşa'zer duşt palan ursan eşşek gene eşşektir' demiş ya hani.
Hiçbir şeyin sabit kalmadığı, sürekli bir değişimin hakim olduğu dünyada insanın değişmemesini beklemek yanlış olacaktır. Hatta derler ki yedi yılda bir bambaşka biri olurmuş insan.
Yani değişim kaçınılmaz ama; nereye doğru değişim? işte asıl soru bu olmalıdır.
Boşa kürek çekmektir. Ki zaten bi insan seviliyorsa olduğu gibi sevilmelidir. Karakterler 3 yaşına kadar oturduğu için üzgünüm ki yapılacak hiç bir şey yok artık.