güzelliğin çirkinliğin göreceli olduğu ve çoğunluğun en fazla tüketim toplumuna verilen arzdan etkilendiği dünyada doğruluğu bir yere oturtturulamaz önermedir.
bir de insanlar nasıl güzel çirkin diye ayrılır onu da bilmiyorum, yeteneksizim.
tey kaç yıl önce gayet normal bir kıza, o sebilden su içerken gözlerinin önüne düşen saçlarını eliyle düzeltip tebessüm ettiği andan aşık oluvermiştim.
ben mi malım anasını satayım ?
allahını seven birini sevebilmeye yetecek güzelliğin tarifini versin de milletin ne buldun oğlum o tipsizden laflarından kurtulayım.
önemli olan iç güzellik der herkes ama yüzü çirkin biriyle görüşmeyi de hiç kimse istemez. insan tabiatı işte, hep en iyiyi, en sexiyi ister. ayıp ayıp.
dış güzelliği önemli değil diyen insan yalancıdır. hem de yalancının orospusudur. iç güzellik tabi önemli ama bi kere dış güzellik de önemli. tamam güzel olmasın ama çirkin de olmasın. en azından böyle olmalı. burda geçip mideden "vay efendim iç güzelliği daha önemli" diyerek ibnetorluk yapmaya gerek yok. aha o pezevenklerden biri de benim. halbuki yalan lan.
Çok yanlış bir harekettir.
Yapmayın.Onun düşüncelerini biliyor musun? Belki de müthiş bir arkadaş olacak sana.
Sesini duydun mu hiç gerçekten?
Sakın ha, sakın. Sen sen ol. insanları dış görünüşleri ile yargılama çocuk.
lise zamanımda dershanede sınıfımıza bir kız geldi.yan sınıftan arkadaşlar sizin sınıfa bir kız gelmiş, bana ayarla falan dedi.bende olum ne yapacaksın bu kızı güzel bile değil dedim.-benim için sıradan hatta çirkin sayılabilecek bir kızdı- yarım dönem böyle geçti lise 4 başladı kız yine bizim sınıfta 2-3 ay geçti biz sınıfta 3 kafadarız dersle falan alakamız. yok sürekli derste şaklabanlıklar yapıyoruz, onun dışında da derslerden kaçıp nargile içmeye gidiyoruz. diğer iki arkadaşımın platonik sevdalıları var, benim yok. bir gün sınıfta otururken arkadaşım; ikimizinde sevdiği var senin yok sanada çiğdemi ayarlayalım dedi.* bende haha olur falan dedim güldün geçiştirdim.ne bileyim içimde patlamaya hazır bir volkan olduğunu.ondan sonra fitilin ucu ateşlendi sonra ben bu kızı düşünmeye başladım gelecek planları yapmaya başladım hatta üstüne başına özen vermeyen salaşa giyinen saçını bile taramayan ben gidip alışveriş yaptım sırf bu kıza hoş görünmek için.seviyorum ama uzaktan seviyorum yanına yaklaşıp iki laf edemiyorum kız yaptığım bir espriye gülse hemen bir anlam çıkarıyorum yada yüzünü diğer tarafa çevirse kahroluyorum falan.bu arada da götü başı dağıtıyorum ders zaten hak getire okulda arka sıraya oturup boş boş bakıyorum uyuşmuşum resmen.arkadaşlarım falan da korkuyor babam endişeleniyor neyin var diye. sonra baktım olmuyor mecbur konuşacam yoksa sonumuz iyi değil.planı yaptım gidip 35 lik votka alacağım onu içip rahatlayacağım kızla öyle konuşacağım.neyse sabah dersi bitti 1-2 saatlik ara var sonra etüt dersten çıkıp koşarak gidip votka aldım* vişne suyu aldım eve gittim girdim misafir odasına doldurup doldurup fondipliyorum -o zamana kadar doğru dürüst alkol almamışım- neyse öğürerekte olsa votkanın dibini getirdim dershaneye gittim bi rahatım arkadaşlara ahkam kesiyorum gidip konuşacam kolundan tutup kenara çekecem falan bu arada derste amfide sunum şeklinde ortam karanlık gidip kızın yanına oturdum ama yok konuşamıyorum o an sinirden elimdeki kapaklı telefonu ortadan ikiye ayırdım. dersten çıktım lobide bekliyorum bizim ediyle büdü geldi kız sormuş el camino nun bir derdi mi var diye falan. ben hem üzgünüm hem sinirliyim bizim elemanlarda benimde taşak geçiyor,dedi ben gidip kızı çağırayım konuş diye neyse ben bekliyorum bu geldi kız seninle konuşmak istemiyormuş dedi ben yıkıldım utandım sinirlendim çıktım dershaneden kendimi yola attım sonra peşimden geldi yok lan söylemedim şaka diye* tabi o dershaneye gelirken olan özgüvenin yerinde şimdi yeller esiyor sallana sallana eve geldim kendimi eve attım salya sümük. neyse baktım böyle söyleyemiyorum dedimki msn den yazayım dedimki p.tesi seninle bir şey konuşacağım diye çok ısrar etti nedir diye falan birazda atarlandı mecbur kaldım msn den çıkma teklif etmek gibi bir ezikliği gerçekleştirmek zorunda kaldım sen ne yaptın ya falan dedi neyse pazartesi dersten sonra beni bekle konuşalım dedi tamam dedi neyse dersten sonra bunu bayağı bekledim geldi ben kimseyle çıkmıyorum kusura bakma dedi gitti. ben kaldım öylece ulan bunu söylemek için mi beklettin insafsız dedim. sonra anladımki bunun samimi olduğu arkadaşı beni seviyormuş zaten kız benimle konuşacağı zamanda akbaba gibi etrafımızda dolaşıyordu nursuz.şimdi facebooktan resmini açtım bir daha baktım kız güzel falan değil ama aşk bu işte.
bu son derece özensiz uzun yazımı okumak istemiyorsanız demem odur ki; aşkta önemli olan iç güzelliktir yok dış güzelliktir falan hikaye. arkadaş aşık olmak yada olmamak sizin elinizde olan bir şey değil.
şimdi kimse laga luga yapmadan elini vicdanına koysun ki hepimiz dönem dönem bile olsa böyleyiz. bir insanı çirkin olduğu için sevmeyen insana bir şey denemez. hakkı vardır kendisine bir eş seçerken yakışıklı-güzel olarak seçmesinin. fakat çirkin olduğu için sevilmeyen kişi de bir insandır. genellikle daha da fazlaca insandır.
o yüzden çirkin insanın dostluğu, arkadaşlığı ve dahi sevgisi daha bir derin olur.
''Güzelliğin beş pare etmez bu bendeki aşk olmasa'' demiştir Aşık Veysel. Allah'ın her yarattığı güzeldir. Sen tipi için sevmezsin ya Allah'ın sevdiği kullarındansa? Hem ayrıca bu tür insanlar kendi tiplerine baksınlar. Dünyanın yedinci harikası, karşıdaki dağları ben yarattım havasında gezmeleri kendilerini beğenmişliktir.
güzellik göreceli bir kavramdır. herkese göre farklıdır. bana göre ben güzel birisi değilim. ama kinci, kötü düşünen biriside değilim. ama sevilmiyorum. hoş değil tabiki. ama yapılıcak bişey yok. gidip zorla sev beni mi diyeyim? olmaz tabiki. neyse arkadaslar. dış güzellik kimilerine göre hiç bişeydir ama kimilerine görede o kadar önemli bir şeydir ki. insanların ne hissettikleri umurlarında olmaksızın hakaret bile edebilecek kadar kabadırlar. üzülüyorum arkadaslar.
siz gidip sevin tutanmı var sizi. bunun için başlık açmak neyin derdi. lafa gelince spartaküs olaya gelince bu şişko kızı yanımda napayım abiii yaaaaaa.
güzel, yakışıklı ve ya uzun boylu insanların başarılı bir işe girme olasılığı daha yüksektir. ancak her ne kadar beyin kıvrımlarını düşünsek de insanın dış güzelliği ilk buluşmalarda çok büyük bir etken taşıdığı için genel olarak çirkinlerin eş seçimi de yine çirkinlerden yana oluyor. istisnalar kaideyi bozmaz velhasılı çirkinleri sevmemek her insanın en doğal olarak karşılaştığı tepkidir ve bu yüzden insanlar yüzyıllardır güzel olmak için çeşitli yollara başvurmuştur. çirkinlik doğuştan bile gelse insanlar bunu kabullenemeyip en basitinden estetiğe başvuruyor.
genel olarak şöyle bir bakarsak duruma, bir insanı tanımak için ilk önce hepimiz tipe bakarız hoş mu diye, nedir bu diye. ancak bu ilk buluşmalarda başarılı olamayacağını anlayan çirkinler genel olarak msn, facebook gibi alemlerde takılıp sanal arkadaşlıklar kurmaktadır, asosyalitesi artmaktadır.
çirkinleri sevmek gerekir mi? hayır elbette. en doğal olarak her insan sosyal bir varlık olduğu için toplum psikolojisine de uymamız en doğal hakkımız. eğer çoğu duygunuzda ve hareketinizde toplum psikolojisine ters bir şekilde davrandığınızı düşünüyorsanız, çirkinler de seviniz. insanı dış güzelliğine göre yargılamamak gerektiği de önemli bir mevzu. ancak iç güzelliğin de dışa yansıması gerektiğini de unutmayalım. *
çoğu kişinin internet ortamında yapmadığını çok saçma bir şey olduğunu iddia ederek günlük hayatında yaptığı eylem.
Kardeşler kusura bakmayın. çoğunuz en genel hayvani iç güdülerinizle hareket eden mal varlıklarsınız. bu yüzden karakter, zeka, birikim gibi konular eş seçme husunda etkili olmuyor. Bu yüzden bedenini şişirmekle vakit kaybeden geri zekalı kas yığınlarına, sabah makyaj küpüne bulanıp gelen zeka noksanlarına ilgi duyuyor bu yüzden devamlı hayal kırıklığına uğruyor bu yüzden yaa ben iç güzelliğe bakarım diyorsunuz fakat mal olduğunuz için ilk fırsatta yine birinin dış görünüşşüne düşmeyi vazife kabul ediyorsunuz.
ve biz çirkin insanlar olarak kendimiz gibi çirkin insanların sevgilerinin daha gerçek olduğunu farkederek size bulaşmamaya çalışıyoruz.
