zaman,mekan,durum ve inanış ne olursa olsun aniden gelecek olan ve bütün gerçek sanılarımızın yok olup asıl gerçeğe ulaşmamızı sağlayacak olaydır.
(bkz: büyüdükçe korkulan tek şey)
insanın ruh sağlığına zarar verecek bir düşüncedir. Herkes bir gün ölecek ama "ölecez ölecez" diye günlerimizi geçirirsek yaşadığımız anlardan tat alamayız ki yaşamamızın da anlamı kalmaz zaten.
ölümü bir yok oluş olarak gören kişi için acı olan ancak ölümün, dünya denen zindandan ahiret denen bahçe'ye açıldığını bilen için rahat olan hadise. ha tabi bunun için iman sahibi olmak ve insan gibi insan olmak gerekiyor o ayrı.
her insan bahçesine mezar kazsa, mezar taşına da "her nefis ölümü tadacaktır" yazsa yine de unutacağı, ama mü'min kişinin ümit ve korku arasında yaşaması gerektiğini hatırlatan bir gerçektir.
veronika ölmek istiyor kitabında işlenen düşünce.
insan bu durum üzerine düşününce biraz boşvermişlik kaplıyo içini. ama ne var ki bu gerçeği hiçbir zaman aklımıza getirmiyoruz.
ölüceğimizi bile bile yaşıyoruz. yaşamak zorunluluğu hissediyoruz. ailemiz var anamız, babamız, geride bıraktıklarımız. bazen insan kendinden çok onları düşünüyor işte. zaten ölücez diye kendini öldürmüyor insan. hani ölürken bile birilerine birşeyler borçluyuz.
(bkz: vicdan azabı)
insanı nihilizm'e yakınlaştıran yaşamın her evresinde düşünülen herkesin kendisine sorduğu soru. doğmayı biz seçmedik ölmeyi istersek seçebiliriz(intihar) ama madem bize böyle bir yaşam verilmiş değerlendirip mutlu olmak lazım ölümlü dünya biraz carpe diem'e kaydı ama.
(bkz: sadece doğmuş olduğun için yaşamak)