5 yaşındayım, Sehirdeki Üç katlı evimizin en üst katında koyun yününden döşeği olan yatağın üzerinde uyanmış olurdum. Köyden şehre geleli 1 sene olmuştur. Şu an evin etrafında olan koca koca binalar yerine evin balkonunun bir tarafından ekilmiş araziler diğer balkona bakan tarafta bağ ve bahçeler olurdu.
Sabah kahvaltısında belki de aklımda kaldığı haliyle, sacda pişen ekmek ve toprak altından çıkan peynir istiyorum diye anneme ağıt yakmışımdır. Kahvaltıdan sonra dışarı çıkıp yeni arkadaşlarımla taşla toprakla, oyunlar oynayıp ağacın en yüksek yerine tırmanmaya çalışmışızdır. Henüz 5 yaşında olduğum için çok şeyler yapamamışımdır belki ama. mahallenin doğal örtüsü beton yığınlarına dönüşmeden önce çocukluğumu doya doya yaşadım diyebilirim.
Dünyada henüz var olmadığım bir tarihin sabahına uyanmak nasıl olurdu acaba diye sorgulattı bir an. Ama hep şey denir ya, ‘eskiler çok daha güzeldi’ güzeldir herhalde…
şu an ülke 1970'ler türkiye'sini yaşıyor.
yanlış anlamayın, yokluk satınalma beslenme açısından 1970'ler den daha beteriz ama ticaret-sermaye-piyasa-rekabet hukuku kanunları açısından suç teşkil edecek emir ile fiyat düşürme 1970 türkiye de ekonomik sistemden daha beter (işletmeler firmaların haksız rekabete yol açacak) uygulamalar kararlar alınıyor. https://www.msn.com/tr-tr...17bac4a2ebd4f6135ebeadb15