-ben "clean boy" dedikleri temiz cocukları seviyorum.
-bence bir iliskide kalp kırmamak imkansız. illa ki gun geliyor istemeden birbirimizi kırıyoruz. karsı tarafın bunu telafi etmeye calısması ve ozur dilemeyi bilmesi onemli.
-ben yemek yaptıysam, o da bulasıkları yıkmayı teklif etsin.
Mental güçlü olması ya, yaptıklarıyla yapamadıklarıyla kendini kabul etmesi benim için. Birini seçtiğinde kendini kolayca açması birde. Sizin o ezilmiş ruhunuzu kendinizi açmadan tamirleyebilme şansınız var mı?
benim kafam bu para pul ve erkek olaylarında biraz farklı calısıyor.
erkegin parasından bana ne? benim kendi param degil neticesinde.
ama bir erkekle konusabiliyor muyum -entelektuel derinlik ve vizyon onemli benim icin-, bir erkekle bos yapabiliyor muyum -beraber sacmalanabilen erkek onemli benim icin-, vefalı mı, sadık mı, duygusal derinligi var mı, romantik bir tarafı var mı ve en onemlisi onu seviyor muyum ve beni seviyor mu bunlar onemli benim icin.
o yuzden benim icin bir erkegi secerken cebinde tasıdıkları bir kriter olmaz. kisiligi, kalbi ve kafası onemli olur. ha iki birbirinin tıpkısı adayım varsa o zaman ekonomik olarak daha ferahta olanı secebilirim ama sayet bir tarafta para bir tarafta kisilik-kalp ve beyin varsa ben ikincisini secerim.
bana simdiye kadar iki iltifat etti, genelde laf sokar, asagılar, agzına sıcar, haşin sevmeyi seviyor, o gerilimden haz alıyor.
birincisi: biz 400-500 kisilik bir sirkettik. bana dedi ki "buradaki hepimizden ustunsun. cok baska ozelliklere sahip cok baska bir kadınsın."
ikincisi: bir gun masamda isimle ugrasıyordum. kafamı bi kaldırdım bana bakıyor. dedi ki "saatlerdir seni isliyorum, farkında bile degilsin" pic yaa:) bu erkekler cok pic, biz de saf saf kalbimizin titredigiyle kalıyoruz.
bunlar haricinde bana guzel tek bir sozu bile olmadı. pehlivan mı demedi, yarmagul mu demedi, sikitir git mi demedi. okuz. erkeklerin cogundan cok bi sey beklemicen:)
birkac ay flortlestik sadece.
ama bazen zaman degil, paylasılanlar farkı yaratıyor.
onunla susmak bilmezdim. butun hayatımı anlatasım geliyordu, boyle espriler patlatasım, onu gulduresim, onla gulesim geliyordu.
hayatı hafife almaya calısan, neseli, mutlu bir adamdı.
bir muddet etrafında olmak cok guzel bir sanstı benim icin. kalp.
Üzerime titremesi. En ufacık şeyi bile düşünüp iyi olmamı gercekten istemesi. En basitinden beni rahatsız edecek şeyi inatla yiyor olsam bile o an melül melül bana bakması. Benim hep iyi olmamı görev edinmiş hali, erkekte bağımlı olabileceğim tek şey sanırım ya.
1 sene suren iliskimiz oldu.
ilk gunden son gune onla her sey asırı tutkulu ve mutluydu.
daimi bir heyecan, cosku, nese, yasam sevinci.
hem duygusal, hem hırcın, hem halden anlayan, hem hava basan, hem enerjik, hem huzurlu ve sakin, hem sert hem yumusacık.
hic tarzım olmayan bir adamdı ama ben onun en kendi haline kopek gibi asık olmustum:)
2,5 sene suren bir iliskimiz oldu.
cicek gibi anılarımız var.
cok kotu seyler de oldu ama onlardan konusmak istemiyorum. kotu anıları hep silerim ben gecmisi yad ederken.
velhasılı bugun size onda bende bagımlılık yapan seyi anlatıcam:
-anda kalmak ve kendin olarak cok sevilmek, rahat olmak.
gecmisten bi seyi dert ederim, takma bebek der beni bugune cekip goygoya vurur.
gelecekten bi seyi dert ederim, takma kafana bebek, hallederiz der, beni bugune cekip samataya vurur.
onla dolu dolu hep bugundeydim. butun kaygını, endiseni, pismanlıgını, keskeni, utancını filan alır, pamuk gibi bugunde kalmanı saglayıp ferahlık saglardı. ustune yanında cok rahat olman icin sana alan acar, en kendin halini zaten cok sevdigini belli ederdi.
bugun marmaray da ilk vagondayım. cok kalabalık. insanlar coskulu ve pek nasıl sevineceklerini bilmiyorlar. birileri kucuk cocuklar var zıplamayın diye bagırıyor, birileri yasa fenerbahce diye bagırıyor, birileri galatasaray diye dans ediyor bagırıyor, bir galatasaray formalı cocuk vardı, sevgilisine sımsıkı sarıldı, onu kenara aldı ve korumasına aldı.
