reddedilmek zaten kırılmaktır...
padişahın sevdiği bir at varmış.. kim onun öldüğünü söylerse idam edeceğini söylemiş. bir gün at ölmüş. seyis ne yapsın çaresiz söyleyecek. padişaha gitmiş:
at yem yemiyor. uzanmış yatıyor.. ayaklarını haya dikmiş. soluk almıyor.
padişah:
öldü desene...
- yok onu söyleyemem, onu siz söylediniz demiş...
her seferinde yolda görüldüğünde geçen diyaloglar;
-vaktin varsa kahve içelim?
+ya evdekiler ekmek bekliyor benim de midem kazınıyor başka zaman sözüm olsun.
-istersen kahve borcumu ödeyebilirim
+ya üstüm hiç müsait değil başka akşam çıksak?
-kahveyi unuttuk sanırım *
+ya evet öyle oldu ama ben unutmadım..
unutmadığının üstünden 3 ay geçti, bir daha karşılaşmadık.
gerçekten hiç kırılmadım
belamın üstünden geçtin onun bunun çocuğu..
zordur zira seven insan kırılır. zaten sevdiğini söylediyse umudu vardır yoksa niye söylesin. kırıldığını belli etmez reddeden sevdiceği yine de üzülmesin diye ama. neyse sözlük kötü oldum gece gece. şarap var mı?