Hediye kişiye özeldir herkese aynı hediye alınmaz. Kişinin zevkleri, kültürü, yaşantısı hediyeyi belirler. Ben ince düşünülmüş hediyeleri tercih ederim.
Yakın bir arkadaşıma geçen sene fransız mavisi kadife bir gömlek almıştım, halen beğenerek giyiniyor, hediye olarak gelen diğer giysileri iade ettiği halde benim hediyemi beğenmesi çok hoşuma gitti, yalan yok. Hediyelerimi üstünde düşünerek alırım ve genellikle beğenilir. Ki ben hediye almaktan çok çiçek çikolatayla hediyeleşmeyi tercih ettiğimden herhalde gerektiğinde özenebiliyorum *
zevkleri fikir verir. söz konusu ben olduğumda yazmayı sevdiğim için kalem takımı da makbule geçti, okumayı sevdiğim için kitaplar da makbule geçti, gezmeyi sevdiğim için ayakkabı da makbule geçti, yüzmeyi sevdiğim için... böyle gider.
l'occitane anti-aging set + stick deodorant. set özellikle overnight olursa makbule geçer. ha bir de Maison Francis Kurkdjian parfüm de koyarsanız hediye kutusuna şen şakrak oluruz.
Marka, fiyat, model, içerik gibi şeylere hiç takılmam ama düşünülen, emek verilen bir şey olup olmadığına saniyesinde uyanırım ve esas buna önem veririm.
Bir de, gizli bir özelliğim vardır ki; birini çok seviyorsam, ondan gelen ve çok sevmiş olduğum bir hediyeyi asla kullanmam. Onu, o günün hatırasını canlı tutacakmış gibi, ilk günkü haliyle, taze olarak saklarım.
Dolabımda, kimsenin fark etmediği 13 yıllık, yepyeni görünen bir gömlek var, ütülü, yardımcım neden ona sıra gelmediğini hala anlamış değil. Buna benzer 3-4 eşyayı, boyutları itibariyle çelik kasada saklarım.
Yalnız, şu da var. Kendisi için zorlayarak büyük partiler bekler, pahalı hediyeler sipariş ederse; benim doğumgünümde de “ben sana en güzel hediyeyim” diye sarılırsa; bir sonraki sevgililer gününde çiçek olarak maydonoz demeti alır.