bugün

bir dize yetmezdi, yetmeyendir. şöyle iki dize olunurdu be.
.............
evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
üç güvercin görsek meksika geliyordu aklımıza
caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
bilir bilmez geyikli gece yüzünden..

ama ne varsa geyikli gecede idi
bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
büyük otellerin önünde garipsiyorduk
çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
yahut bir adam bıçaklasak
yahut sokaklara tükürsek
ama en iyisi çeker giderdik
gider geyikli gecede uyurduk...
..............

turgut uyar- geyikli gece.
Aptal hep zıplıyor indiği yerde asla mutlu değil.
kasıktan başlardım.
birle yetinmem bin dize olurum, akarım dimağlara kalplere çağlarım.
şiirdeki en saçma dize olurdum. kimileri de beni severdi lan. kimileri de beni okuyup tebessüm ederdi, sıcacık hissederdi hissetmesine de... uyuyor o kimileri.
Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir.

Gün olur alır başımı giderim
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda..
üstümü çizerlerdi...
Okudukça anlaşılacak ama üşendikleri için şöyle hızlıca okunup anlaşılmayan dize olurdum.
beton çok soğuk üşüyorum. (rahmetle anıyorum)
"Benim payıma düşen,
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür"

şu anki halim daha iyi anlatılamazdı..
Tutunamayanlarda Olricle konuşulan yerlerden bir dize olurdum sanırım. kimisi o dizeye anlam yüklemezdi kimisi ise bir kalemle altımı çizerdi.
Herşeyi bırak göge bakalım.
Beni bir kere dövdüler, çok gözlüklüydüm.

Bu olurdu, Rahmetli Attila ilhan'dan.
Hiç yazılmamış olurdum..
Değersiz ve sıradan..
görsel
ooo yine herkes yorgun. ben bir dize olsaydım,

ben bu dünyanın devr-i devranını,izzet-i nefsini sikeyim diye başlardım mesela.
Demir korkulukların arasına sıkışan çocuk bacaklarımı, şimdi anneannem bile kurtaramaz.
*bir dörtlük olsaydım;
''Seni düşünüyorum ne yalan söyleyeyim.
ama sorsan söylemem!
Sen anla! hisset ya da.
Yormak istemiyorum artık hiçkimseyi. Yorgunum zira!''
bu şehir kendi kıyılarına vuruyor, sonbaharda fırtınada.
oysa ben akşam olmuşum
gözlerim kamaşır
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar.
ilham perim nerdesin
ben hep el sallarım sana dolmuştan
Hadi bayım! Birimiz yağmuru dansa kaldırsın, Birimiz çocuk olsun yeniden!
Nuri Pakdil