Hızlı adımlarla inişine devam eden dizi. Prime time'daki rakibi olan bir diziyle sözde dalga geçerek, koca bölümlerine ona adamışlardır. Rating rekabeti ve benzeri TV geyiklerini her bölümlerinde sıkça zikrederek, seneler öncesindeki izlenilirlik sebeplerini mumla aratmaktadır bu dizi.
akibetinin nejat uygur a benzemesinden korktuğum tv dizisidir. bir zamanlar herkesi güldürebilmesine rağmen şimdi sadece babaları ve dedeleri güldürebilen nejat uygur un yolundan hızla ilerlemektedir. gülme efektleri dizinin tüm karizmasını çizmiştir.
--spoiler--
-oğlunuz fünf kanseri olmuş
+ne fünf mü
-evet fünf
+ama doktor fünf de nedir?
-lenflere giden atar damarların gitmeden önce toplandıkları yer
--spoiler--
sözleriyle yarım yarım yardırmıştır beni. bilindiği üzere lenf damarları atardamar taşımaz. lenf kılcalları ve lenf toplarları bulundurur sadece.
an itibariyle , binbir gece dizisiyle geçtiği dalgalarda boğulmama sebep olmuş bir klasiktir.
bir demet tiyatro lise yıllarımda çarşamba günleri tüm repliklerini okulda arkadaşlarla birbirimize anlattığımız bir güldürgeç' ti, severdik, kahkalarla gülerdik, oradaki karakterler gibi konusurduk zaman zaman.
bitti, üzüldüm, sonra yavaştan alıştım yokluğuna, bazı bazı repliklerini yine de kullandım günlük hayatta, sonra bi baktım , aa, o da ne, yeniden baslıyor. ilk baslarda biraz kuskuyla yaklaştım. geçmişteki performansını yakalayamazsa üzülürdüm çünkü, hep en sevdiğim haliyle kalmasını yeğlerdim, ancak şimdi görüyorum ki kuşkularım yersizmiş, yılmaz erdoğan yine çatır çatır yazıyor, diğerleri de çatır çatır döktürüyor, biraz zaman gecsin daha da acılır motorları bu afacanların derim ve "cok yasayasın e mi yılmaz erdoğan'ı" ekleyerek bitirmek isterim.
komik bulmadığım,bulamadığım dizi. dalga geçilecek en son şeyle dalga geçmiştir. hazımsızlığın bu kadarı da görülmemiştir.hastalıkla dalga geçilmez efendim.binbir geceyle dalga geçeceğine hülya avşarın kadın severse adlı gerzek dizisiyle dalga geçsin. ülke de kimin ne seyredeceğine yılmaz erdoğan karar verecek konumda değildir. hele ki allah vermesin kanser gibi bir hastalığı konu ederek asla. nesi komik bulunabilir ki? noldu yani şimdi sen binbir geceyle dalga geçince insanlar seyretmeyecek mi o diziyi. şahsen ben inadına seyredeceğim.yılmaz erdoğan bu bölüm binbir gecenin sırtından geçinmektedir. hiçte komik değildir..
diziye miktigiminin gulme efektini koyarak dizinin icine etmislerdir. atv her dizisinde bu gulme efektlerini koymak zorunda mi anlamiyorum. evet komik bir bolum, altima siciyorum ama cok pis uyuz oluyorum bu sitcom'lara. neyse bari iyi yanindan bakip spoiler vereyim.
--spoiler--
anlamak o kadar kolay olsaydı, magazin programlarında altyazı olmazdı
--spoiler--
en kopartan sahne ise yatak kavgasi.
--spoiler--
sag tarafta yatmak icin sana 10000 dolar veriyorum, 15000 dolar bu son teklifim.
--spoiler--
saçmasapan sit-com gülme efektleri ile bezenmiş, eski sıcaklığını ve havasını yitirmiş komedi dizisidir. yer yer izleyiciyi güldürmek için çok kasmışlar sanki. olmamış, olmuyor. *
sit-com gülücük böceklerinden nasibini almış dizi, nerede o eski bölümler... lütfiye kendi espirisini yapar, mükremin kendi espirisini yapar,telviye şirin saflıklar yapar, bizde gülerdik güzel güzel. şimdi telviye bir laf diyor, bir yerden yırtık dondan fırlarmış gibi bir "hehehe" efekti... demet akbağ herhangi bir rolde bir şey diyor "hehehe", mükremin bir şey dese de, demese de "hehehe"... gülmeyin birader, gülmeyin kardeşim, gülmeyin... bakın biz gülmesini biliyoruz, göz var, nizam var, gülünecek bir şey varsa güleriz, ağlanacak bir şey varsa ağlarız, hiçbir şey yoksa kapatır başka bir yeri izleriz. ya bak ben bunu yazarken hala "hehehe" diye efekt geliyor, yeter ya... çok iyi hatırlıyorum, eski bölümlerden birinde bir demet tiyatroda öyle bir dalga geçmişlerdi ki bu gülme efektleriyle, ben gülmekten ölmüştüm. şimdi değişmiş ne yazık ki... yok o eski sadelik, o makyajsız, duru güzellik...
beklenenin aksine daha ilk bölümünde akıllarda kuşkuya yol açmış olan dizi olup , insanların yorum yapmadan önce eski bölümlerin hatırına en az üç bölüm izledikten sonra konuşması gereken dizidir.Uzun bir aradan sonra tekrar yayımlanması şerefiyle karakterler daha yeni yeni toplanmaya başlamış ve yeni karakterlerle iletişime daha yeni başlamışlardır.Reyting savaşlarınıda göz önüne alarak dizi ilerleyen bölümlerde kendini bulacaktır ,bulmaz ise prime time a veda edecektir .Ama genede akıllarda Mükremin abi'nin dizi boyunca giydiği beyaz çorap ve yumurta topuk sivri burunlu ayakkabı akıllarda eski esprileriyle birlikte kalacaktır .
ilk bölümünde yine eskisi gibi ince esprilerinin ziyadesiyle olduğu ancak bu sefer daha çok, uzun bir aradan sonra bir kavuşma ve özlem gidermeye yer vermesi gözden kaçmayan dizi olmuştur. sonunda burhan çıtır, laz bakkal ve tombalak'ın da sanal olarak sahnede diğerleriyle birlikte selam vermesi etkileyici olmuş.
bir dönem kendini iyi izletse de, yeni bölümleriyle sıkması muhtemel dizidir. ilk bölümüyle daha bir lirik ve melankolik başlangıç yapmıştır. ama burhan altıntopu televizyona kazandırması hatırına birkaç bölüm gidebilir.
hoşgelmiş.
sanki o kadar ara verilmemiş hissini uyandırmıştır. yılmaz erdoğan'ın zorlama kelime oyunları zaman zaman batsa da, izlemesi keyifli idi. tabi oyuncuların geçen zaman zarfında yaşlandıkları, özellikle yılmaz erdoğan'ın, gözden kaçmamıştır. lütfiye'nin kızına dikkat derim. gözler saldıray abiyi, zabıta irfan'ı aramıştır elbette. baştaki mükremin ile lütfiye'nin başka kanallarda olmaları ile ilgili olan diyalogları güzel göndermelerle doluydu.
sahnelerin cekildigi mekanlar cogaldigi icin tiyatro havasi pek kalmami$, situation comedy tarzina geci$ yapilmi$ sanki, fakat ozgunlugunu yine de koruyor. tek olumsuz yani, lutfiyenin kizi rolundaki karakterin gereksizligi ve tek eksigi ise engin gunaydin yani zabita irfan rolu.
