bugün

hayatın tokadını defalarca yedikten sonra kaderin asla sizin için güzel şeyler getirmeyeceğine inandığınız an hissedilendir.
yasanılan karsılıksız ask sonucunda hissedilen duygudur.

kalbinizin katılastıgını ve icinizin cürüdügünü hissedersiniz. birden gecen aylar sizden yıllarınızı götürmüstür. sizi yaslandırmıs gözlerinizin altına morluklar oturtmustur. yasayan ölü olmakla es degerdir hissettikleriniz.
Çok alıştığın veya en çok sevdiğin birşeyi kaybetmek.Tekrar başa dönmek zorunda kalman..
tamamen kişinin mutlu olmaya çalışması, mutlu olmaya çabalaması yüzündendir. bırak arkadaş akışına, anı yaşa sen mutlaka mutlu olacaksın. ama mutlu olmaya çalışma veya 'aa.. mutluyum lan' deme çünkü mutluluk aniden gelir ve fark ettiğin an uçuverir. sadece yaşayacaksın onu, sadece yaşa..
kimseye güvenemediğiniz bir anda hayatınıza giren bir adama inandıktan, çok sevdiktikten ve güvendikten sonra bir gün sizi aldattığını söylediğinde ve aldattığı kişiyle bi hayat kurmaya başladığında en derinden duyulan histir.
bütün aksiliklerin seni bulmasi, istedigin hicbirseyin olmamasi, hayallerinin gerceklesmemesi ve okadar cabalamana ragmen umdugunu alamaman insani bu duyguya kaptirir.
ama bu duyguyu en cok karsiliksiz sevenler hisseder.
sıçarım böyle hayatın içine dediğiniz andır. ulan hiç mi mutlu olmaz insan, hiç mi yüzüne gülmez kader? bizden daha iyi olanların gözümüze soktukları değerlerin hiçbirine sahip olamayacağını bilmek, hep bizden daha kötü olanlara bakıp şükretmek zorunda mıyız? niye lan niye, bu adamların ne fazlası var söyle ulan sözlük? ben bu duruma kaç defa düştüm, ve her seferinde bir daha mutlu olmam heralde dedim, ama mutlu oldum sonraları çok defa... ama hep azalarak...
son kez hissetmektir. hissizleşir ondan sonra gelişecek her olayda bünye.
kısaca ifadesi öğrenilmiş çaresizlik...
uzunca ifadesi aldatılmış terk edilmiş hayattan silinmiş bireye öğretilmiş çaresizliktir.
yaşanan bir olay nedeniyle vuku bulan mutsuzluk hali geçicidir. kısa (veya uzun herneyse) bir zaman sonra eski hale dönülür.

oysa kendiliğinden meydana gelen mutsuzluk hali kalıcıdır; en fenasıdır.

asla eskisi gibi olamayacağınızı hissedersiniz.

bir büyünün bozulması gibidir.

ya da bir rüyadan uyanmak gibi.

değişmeyen tek gerçekliği tüm hücrelerinizle hissedersiniz.

mutsuzluğu yani..
ya sevdiğinden ayrıldığın an yada sevdiğin birini kaybettiğin an.zaten bunu dğşğnmemekte elde değil.
tıpta mortingen şıtrayze adını verdiğimiz durum.

yalan lan yalan..
bu üstteki tanım yazarın ağlanacak haline gülmesinden başka bir şey değildir aslında. ironi falan, artık ne diyorsan..

bir daha asla mutlu olamayacağını hissetmek, bilmek b.ktan bir durumdur. bir insan evladının duygusal anlamda başına gelebilecek en sıçmık durumlardan biridir. daha da kötüsü bilinen bu durumun 'gerçek' olmasıdır.. inatla, ısrarla beklersin.. bir şey olsun, seni yanıltsın diye.. hani dışarıya bangır bangır bağırırsın 'benim umudum yok, artık mutlu olmayacağımı biliyorum. beklentim de yok. vazgeçtim.' bazen öyle olur ki, kendin bile buna inanırsın.. ama yine de bir yerlerde, taa derinlerde belki bir umut vardır, kendine dahi itiraf edemediğin.. bir gün her şeyin düzeleceğine dair, bir gün yeniden gerçekten mutlu olabileceğine dair bir umut.. işte işin en boktan tarafı o beklenen günün asla olmaması, beklenen kişinin asla gelmemesi ve bir daha mutlu olmayacağını hissetme durumunun 'gerçek' olmasıdır.

ne diyordum yahu..
biz tıp dünyasında 'mortingen şıtrayze' diyoruz bu duruma..
umutsuzluktandır o, geçer.
artık hep mutlu olacağını hissetmenin akabinde yaşanan olaydır.
(bkz: aşık olmak)
(bkz: ayrılmak)
fizy mood'da melankoliyi açmış ve düşüncelere dalmışların söylemi.
sanırın dünyanın en boktan ikinci hissi.
babaannemin bir lafı vardır: "açken hiç doymayacağım, tokken hiç acıkmayacağım sanırmış insan."

işte bu da o hesap.
an itibariyle içinde bulunduğum duygu bütünüdür. yaşanan sıkıntılar sonucunda mutlu olmayı unutmak hatta bir daha o hissi yaşayamayacağın düşüncesinin tüm fikre hakim olmasıdır.
dönemsel bir duygudur.

insanlar bazen kötü şeyleri, üst üste yaşayabiliyor.

işte o zaman bu duyguyu tüm kalbiyle hissediyor.

ama hiç bir şey sonsuza kadar sürmez. mutluluk gibi hüzün ve üzüntü de gelir geçer.
evlilik planları yaptığınız insan ingiltereye yerleşmek için giderse, ve sizde bir daha hayalkırıklığı yaşamayacağınız konusunda kendinize söz vermişseniz bir daha o kadar mutlu olamayacağınız aşikardır.
Hayatın sana "hoş geldin" dediği andır.

Bu da Bukowski nin Sıradan Delilik Öyküleri nden

-"bebek,neden başkaları bize arabalarıyla çarpmaya çalışıyorlar"
"çünkü mutsuzlar ve mutsuz insanlar acı vermeyi severler,annem."
"mutlu insan yok mu?"
"mutluymuş gibi yapan çok insan var."
"neden?"
"çünkü utanıyorlar,korkuyorlar,itiraf edecek cesaretleri yok."

Bu da başka yerden
http://herbisiyaz.blogspot.com/2011/02/bla-bla.html
Hiç yere aşık olmuşundur. Ağzına sıçayım da mutluluktan azıcık neşeni bul, paramı ver ama.
günde 2 doz sedat peker almak gerekir. çünkü;

(bkz: bir umuttur yaşamak)
Neden olmasin? Mutlulugu birseylere kisilere baglamamak gerek. insan hersey yolundayken bile mutsuz olabilir. Ruhla alakali seyler bizim elimizdedir. Mutlu olmak iste ve ol. Bol sans.