adam her "hayır yok!" dediğinde hayattan soğumayı bırak nefret ediyorum! O nasıl ciyaklayan bir ses, ışık hızıyla radyo kapatıyorum. Şarkının tamamını dinlesem işkence yemin ederim.
efsaneleşecek Gripin şarkısıdır. yaptığım uluslararası sezimlemelere göre kanımca bu gripin şarkılarının harika bir alt yapısı var, sözleri tırt. sözsüz olarak sadece çalsalar da yeter bence yürekleri dağlamaya. olsun, yine de seviyoruz gripin'i. söz konusu şarkıya gelecek olursak dinleyin efenim, dinleyin ama en mutlu anınızda.
keşke yazılmasa bazı şarkılar,
keşke saklayabilsek isyan anlarını
isyan cümlelerini,
hayattan çok fazla şey istiyoruz
her zaman ki gibi,
ama sonra da ne güzel şarkı be diyoruz,
işte öyle bir şarkı,
söylemek istediklerimizi dillendiremeyip gömdüğümüz,
duymak istediklerimizi kulağımızın dibinde bağıra çağıra
söylenmesi
gripin'in son albümünde yer alan gripin tadında şarkılardan bi tanesi.
üç, dört , beş ten sonra bu albümde altıyı arar olmuştu gözler. bu seferde bu şarkının klibini 6 numarali otel odasında çekerek, bu yokluğa bir selam çakmışlar.
Baş ağrıtan bir şarkıdır. Radyoda duyduğum anda ışık hızıyla radyoyu kapatırım. Söyleyen kişinin sesi, şarkının melodisi vs hepsi müthiş rahatsız edicidir. Gripinin eski şarkıları güzeldi ama bunu çok kasarak yapmışlar.
''dönüşü yok hiç bir gidenin'' sözüyle bana sevenlerin ölümünü akla getiren şarkıdır. sadece sevgilinin terk etmesi veya birinin başka bir yere gitmesi değil, tamamen ölümü anlata şarkıdır. klibinde de bunu desteklemiştir.
böyle klıbiyle birlikte uyum içinde olan klipler film gibi oluyor ve gerçeği yansıtıyor.
beni hep ağlatan bir şarkıdır, burnumun direğini sızltır, boğazımı düğümletir...