reşitmiş artık, artık erginmiş, istediğini yapabilirmiş, yanlış bir şey yapmıyormuş ki niye sorgulanıyormuş eylemleri.
babaymış, onun 18 yıldır babasıymış, doğumunda baklavalar ısmarlamış tüm hastaneye, notlar almış her ay kilosunu boyunu, sevmiş koklamış, herşeyin en iyisini almış bir dediğini iki etmemiş, güvenmiş, övünmemiş övmüş hep içten içe, koltukları kabarmış herkesten duyduğu beğeni sözleriyle, korkmuş bir gece eve geç kalınca, neredesin demiş o korkuyla...
18 im demiş çocuk.
18 ine varamadan daha çalışmanın emeğin alın terinin ne olduğunu mecburen öğrenen, ailesinden 2-3 kişiyi peşpeşe kaybeden zamanın genci şimdinin babası 'ağır geldi' demiş. ''büyümesi ağır geliyo bazen.''
Küçükken beni dövdüğünde,
-işte sen, bu yaşta bi çocuğa vurabilecek kadar adamsin. (hep soylemeyi istedim de, fazladan bi tokat daha yemeyim diye susmustum herzaman)
modern dünyanın bir getirisi olan aile içi şiddet ne yazık ki baba ile oğul arasına da girmiştir. ergen evlat anneye çemkirmekten yorulmuş ve 21. yy ortalarına doğru babaya sarmıştır. emekçi baba çocuguna çiköleta mı alsın piskevüt mi alsın bilemezken bir de evladının ağır sözlerine boyun eğmiştir.