cok basittir. inanmayan kisi dinin ve kur'an'in aciklarini bulur ve bilir. genellikle bilimden beslenen bir delil anlayisi vardir. dolayisiyla "illede musluman yapacagim" diye tutturan elemanlarin yapmalari gereken iki temel sey vardir: birincisi genel olarak dinleri mantigi ve tarihi ile ve ozel olarak kendi dinlerini (amac sadece inandirmak degil cunku; "musluman" da yapmak) detaylari ile cok iyi ogrenmeleri, kur'an'i okuyup ateistlerin nerelerde celiski gordugu/gorebilecegi hususlari tespit edip bunlara saglam savunmalar gelistirmeleri gerekmektedir. bunun en ise yarar yolu dinsiz gibi dusunmeye calismaktir, boylece bir adim onde olurlar.
ikinci temel nokta bilim'i tarihi ve temel hatlari ile kavramaya calismaktir; fizik profesoru olmaya gerek yok, sadece bilim hayat, dunya, evren gibi konularda ne diyor, nasil asamalar kaydetmis bunlardan haberdar olmasi gerekir. cunku ateist/inanmayan/kafir kisi bu bilgilere dayanmaktadir. inanan kisi bunlarin aciklarini gosteremedigi surece imansizi yoldan cevirmesi cok zordur. ustelik bilimin acigini gosterirken bilmelidir ki inanmayan kisi de bilimin nerelerde henuz yanitsiz kaldiginin farkindadir, ve bunlarin bir sekilde zamanla asilacagina itimat eder. demek ki bu beklentiyi de kirabilmesi gerekir. dini bilime monte etmeye kalkisma stratejisi suphede olanlari dine cekmek icin ise yarayabilir, ancak inanmayan kisiyi ikna etmek icin "din ve bilim celismez" diye bir sey soylenirse sonuc almak mumkun degildir.
eger gercekten kimsenin inkar edemeyecegi bir mucize gosteremezse, bu iki temel noktayi halletmeden inanmayan bir kisiyi musluman yapmak, ya da herhangi bir baska dinin mensubu yapmak ozetle imkansizdir. cunku sozkonusu olan bilginin ustunlugu degil, bakis acisini degistirmek, musluman'in deyimiyle "kalbindeki muhuru kirmak"tir.
ancak musluman kisi bu iki hususu tamamladiktan sonra donusturmeye kalktigi seye, yani "inancsiza" donusurse sorumluluk kabul edilmez. ne diyor cubbeli ahmet hoca, "fazla sorgulamayacaksin, inaniyorsan inanacaksin, inanmiyorsan da inanmayacaksin" diyor. cunku bir bildigi var. bildigi de kendi ideolojisi acisindan dogrudur. ben ateisti musluman yapacam diye fazla yirtan birisi ateist gibi dusunmeye baslar, sonra kendisi de dini ayni pencereden gormeye baslar.
hodri meydan, iste kur'an, iste bilim, iste insan akli. gotune guvenen beri gelsin...
elbette hadise tamamen allahın iradesinde...muhammed mustafa hidayet veremiyor...insan işi değil hidayet...
bu bir kenara...
ateist kişi nin kendisinin istemesi lazım evvela...kimi peygamber gökten nişane getirmişlerde kimi insanlar büyü deyip işin içinden çıkmışlar çünki...ateist kalben mutmain olmalı...
müslümanların yapması gereken ise...
mantıklı,samimi ve gerçekçi bir (bkz: tebliğ) va daha önemlisi belkide tebliğden ziyade (bkz: dua)...konuşmadan çok ise hal...beni en çok hakiki müslümanların mazlum ve nazik ve naif ve muhattabına kıymet veren halleri etkilemiştir...kanaatimce o haller yüzbinlerce kelime ve onbinlerce düşünceden daha tesirli..
öncelikle ateist'i müslüman yapmaya çalışan müminin, - olasılık - sorunsalını kendi içerisinde çözmesi gereklidir.zira, ateist'in " senin müslüman olman özgür iradene bağlı mı oldu ? " sorusuna maruz kalıp, verdiği evet cevabı sonrası " hassiktir " tepkisini alabilir.
+ müslüman olmalısın
- neden ?
+ kur-an,he,hö,ha
- sen nasıl müslüman oldun ? sen mi istedin ?
+ ımmm tabi ki
- hassiktir ordan, yağmur ormanlarının ilmunt kabilesin de doğsan nerden bilecektin müslümanlığı
+ he he
olasılık derken ateist arkadaşımız muhakkak, ingiltere vatandaşı, hollanda vatandaşı, çin vatandaşı, yağmur ormanları kabile reisi vb doğum-gelişim süreçlerinden bahsedecektir.
müslüman yapılmaya çalışılan ateist'in, tanrı kavramını halletse bile olası dinlerden birini seçme yolunda, tek alternatifinin müslümanlık olmadığı açıktır. ve zaten ebeveyn dayatmasından, toplum içgüdülemesinden uzaklaşmış, buraya kadar kendi özgür iradesine bağlı bir şekilde düşünen kişilik, müslüman olmasına yönelik yapılan çalışmalara kızacak, sert tepkiler gösterecektir.
evet aile görüşünün dayatması sonucu yaşamını sürdürmeyip, insan olma yolunda tüm geçmişini silip kendi iradesi ile yaşamı,dünyayı,ahlak'ı vb kavramları düşünüp kendi hayat felsefesini belirleyen bir ateist'i, müslüman yapmak gereksiz bir istektir.
ateistin allah a inanmasi mümkün degildir. sartlandirma durumu onun allah´a inanmasina engeldir.
bir seyin altinin kalin kalin cizilmesi gerekir. insanin yaratilisi ve cennetten kovulmasinin serüveni hic unutulmamalidir. allah onu cennette yaratmis, önüne denemek icin bir yasak koymus, insan seytana uyup bu yasagi deldigi icin cennetten kovulmustur. dünyadaki hayat ilk yaratilan insana yapilan sinavin bir devamindan ibarettir. bu sinavdaki ögeler, seytan, insanin ,kendi nefsi, ruhi organlari (vicdan pismanlik,insanin inanmaya olan yatkinligi vs...) seklindedirler.
bu sinavda insana sonradan ne olacagi, neyi nasil yaparsa ne noktalara getirilecegi acikca beyan edilmistir. ancak sinavin sinav olabilmesi icin, allah kavraminin kendisini sadece fiili durumlarda göstermesi, gercek veya aslinin kesinlikle ortaya cikmamasi saglanmistir.
ateistler "kesin kanit" pesindedirler. bu gerceklesmeyecektir. mesela "muglak" bir sekilde bir bilimsel veriye isaret eden bir kuran ayeti bir ateist icin yeterli delil degildir. mesela kuran´daki rahman suresinin 19. ve 20. ayetleri "birbirlerine saliverilmis iki suyun aralarindaki bir engelden dolayi birbirlerine karismadigini" yazar...bu, dünyada tek bir dogaüstü olayi isaret etmektedir. akdeniz´le atlantik birbirlerine karismazlar !!...bu gercekten böyledir, bunun saglamasini yapmak da cok kolaydir, baltik denizi ve atlantik birbirlerine karisirlar ve bundan dolayi baltik denizi kesinlikle hic de öyle tuz orani yüksek bir deniz suyuna sahip degildir. aslinda ayni seyin akdeniz icinde gecerli olmasi gerekirken, öyle olmamistir. aksine akdeniz atlantik´ten bu özelliginden dolayi daha tuzlu bir denizdir. sen bunu bir ateist´e anlattigin zaman ateist o aciklamanin "muglak" oldugunu orada "atlantik" ve "akdeniz" isimleri gecmedigi icin bunu kabul edemeyecegini söyleyecektir. ayni surenin (rahman) 33.ayeti de cok enterasandir " en insan ve cin topluluklari !....eger göklerin ve yerin sinirlarinin disina cikmaya günüzü yetiyorsa, cikip gidin, ama bunu ancak cok büyük bir güc kullanarak basarabilirsiniz" der. bu ayet acikca, insanin uzaya cikabilmek icin "cok büyük bir güce" ihtiyaci olduguna deginir, ama bu da ateist e "cok abartilmis" bir yorum seklinde gelecektir.cünkü ayette "uzay" kelimesi gecmemektedir, ve bu durumuyla bu ayet de "muglak" bir ayettir.
kuran´in baska yerlerinde insana kesin bir kanit sunulmasi halinde sinavin sona ermis olacagi belirtildiginden aciklamalarin ancak bu kadar olacagi söylenmistir. cünkü cennetten kovulan insanlara karsi haksizlik yapilmis olur öyle kesin bir kanit gösterilmis olsa...onlara böyle bir kanit gösterilmemistir cünkü.
bunlardan dolayi bir ateiste "muglak" olmayan bir tanim sunmak mümkün degildir. isin icinde biraz inanc olmadan allah´a sirf kanitla ulasmak kuran ici mantik cercevesinde mümkünsüz kilinmistir. ama birazcik inanan sahis icin de yeterince kanit sunulmustur. ama bütün bu olusum öyle bir kompoze edilmistir ki, verilen kanitlar mantiga yatkin ve icerisinde tutarli olmakla birlikte kesinlik yoktur. yani allah´a ulasmak acisindan insana %80 lik bir yardim saglanmis, ama geri kalan %20 insandan beklenmistir. ateist, icindeki inanc eksikliginden, bu %20´yi katedemeyecek, ve o %80´i de reddetmek durumunda kalacaktir.
sonucta inanmayan bir kisiyi inanmaya ikna etmek, kendisi istemedikce mümkün degildir.
imana gelmesi için önce dövmek gerek büyük bir ihtimalle imana gelme ihtimali büyük bir darbe yemiş olur bunun sonucundaki deneyimlerimize göre, sonra da hiçbir şey yokmuş gibi devam etmeliyiz.
inanmak isteyen insan için ufacık bir karınca bile delildir. kalbi gözü mühürlü bir insanın inanması da beklenemez. ateistlerin en büyük korkusu ölümdür. biz biliriz ki öldükten sonra hayat var. onlar yok olacaklarından korkarlar. bu bile onları inanmaya itmiyorsa zaten yapılacak bir şey yoktur.
edit: allahın gözle görülür olmasını bekleyip kendilerine bunu savunma aracı olarak kullanmaları da ilginçtir doğrusu. o kadar soyut şeyi kabullenip hayatlarına alıp allahın varlığını kabul etmemek işine geleni görmek olmuyor mu? ...
