22 haziran 2010 istanbul halkalı da patlama'da babasının yanında can vermiştir bu kız. 16 yaşındaymış.
belki kıvır kıvır saçları vardı, belki de kısa bir kakülü. ama eminim ki çok güzeldi saçları.
belki annesi bugün uzunca bir etek giydirmişti ona, belki de okul üniforması. ama eminim ki o da çok yakışmıştı ona.
babasına derslerinden bahsediyordu belki, belki yazın hayalini kurduğu kısacık tatilden.
belki sıskaydı belki uzun, belki uykuluydu gözleri. ama ne olursa olsun çok yakışımıştı bu hali ona.
bugün herşey ona yakışıyordu, tüm güzellikler ona.
mekanın cennet olsun güzel kız.
(bkz: çocuklarınızın ölmemesi için askere göndermeyin) zaten söyleyen insandan ötürü tamamen içi boş bir cümle olmakla birlikte. bu sözde mantık aramaya çalışanlara, hak vermek için bir ucundan tutmaya çalışanlara ders olması gereken küçük kız. tek suçu o anda orada olmasıdır, başka hiç bir suçu yoktur. mekanın cennet olsun...
--spoiler--
Bu sabah uyandım. Bir çocuğu öldürmüşler. Suçu babasının asker olması.. Devlet görevlileri ruhsuz açıklamalar yapıyor. Ölen çocuk yahu çocuk
--spoiler--
cüneyt özdemir.
ceylan önkol'un tırnağı etmeyecektir, bakın görün. burada doğuda ölen çocukların başlığında sayfalarca insanlık edebiyatı yapan, küçücük çocukları terörist düşüncelerine alet eden eşkıyaların özünde ne kadar ikiyüzlü olduklarını gösterecektir bize bu asker kızı.
serap gibi gencecik bir kızdı buse aralarında tek fark vardı serap ile busenin babası askerdi. servise binmişti il jandarma komutanlığından da dolmuşuna binip dershanesine gidecekti. gidemedi buse. gencecik bedeni o köpek soylarının,ermeni döllerinin yola döşediği bomba ile kana bulandı.
ruhun şad olsun. allah cennetine kabul etsin seni buse. serapla beraber ahirette hesabını soracaksınız bunun eminim. hem sizin canınıza kastedenlerden hemde onlara bu cüreti veren siyasetçilerden.
bu yazıyı eksileyenide allah tez elden kahhar ismi ile lanetlesin. eh sonunda söylettiniz bana bunu şerefsiz köpek soyları.
Bütün yazılar anlamsız artık
Yararsız bütün kitaplar
Bütün söylevler sahte
Yalan bütün hitaplar
Çılgınca gülmedin, eğlenmedin
Keyfini sürmedin on yedinci baharının
Tomurcuklar açmadı kahkahalarında
Bombalar patlarken kimsesizler mezarlığında
O sabah kalktın
Diğer günler gibi bir gündü
Diş fırçalama, kahvaltı derken
Anneni öptün çıkarken
Belki Atatürk sayfana göz attın biraz
Dershaneye gittiğini sanıyordun
Nereden bilecektin ölüm dersine gittiğini
Nereden bilecektin tabutuna bindiğini
Hangi Kassandra bildirecekti
Hain tuzaklar kurulduğunu yollarına
Şehir dedikleri büyük köyde
Alçak gönüllü bir otobüsün içinde
Alçak ellerin patlattığı bir bomba
Aldı canını
Kanın sıçradı plastik koltuklara
Senin önünde
Başımız eğik
Utanç içindeyiz
Utanç içinde
Seni yaşatamayan,
Seni koruyamayan
Kim varsa
Utanç içinde
Utanç içinde
Neşeyle cıvıldamayın artık kuşlar
Ağıt yakın yavrumuza
Bulutlar, sadece gözyaşı dökmek için gelin.
Ve onun saçlarını dağıtan rüzgâr
Sadece acı kelimelerimizi taşı
Yaslı yüreklere
Bütün yazılar yararsız
Anlamsız bütün kitaplar
Bütün söylevler yalancı
Çünkü hiçbiri
Geri getirmeyecek güzel gülüşünü
Busesi dudaklarında solan yavrumun
ibret al Türkiyem ibret al
Ne siyaset önemli, ne demeçler, ne OHAL, ne bu hal
Bir tek gerçek var:
Kollarını açmış kızını bekliyor
Gazi Mustafa Kemal