bugün

toroslardaki yörüklerin kapitalizmin de etkisiyle yerleşik yaşama zorlanması ve bu süreçte yaşadıkları acıları şiir gibi anlatan yaşar kemal'in anıt romanı.
yaşar kemal'in ilk olarak 1971'de yayımlanmış bir romani.anadolu'da göçebeliğin bitişini anlatır.
Anadolu daki bir
kültürün nasıl yittiği çok gerçeğe yakın ve
sarsıcı bir biçimde betimlenmiş. Okunmasi
gereken bi eser.
uyandırıcı bir eser. mutlaka okunmalı.
Mutlaka okunması gereken duygu dolu yaşar kemal romanı.
Orta asya'dan kopup gelen yörüklerin yaşamış olduğu yer sıkıntısı dile getiriliyor kitapta.bir zamanlar osmanlıyla sonra devletle.yazın çukurova'nın sıcağından kışın torosların soğuğundan yer değiştirmek zorunda kalıyorlar ama her şey onlara engel.

muhtar fehmi eski türkmen'den kalan ne varsa atıyordu.onların yerini yeni eşyalar alıyordu.kendisini ziyarete gelen koca müslüm'ün yörük kıyafetinden dolayı gülüp alay ediyor.

çukurova'da toprağı aktaran demir böcekler yani traktörler var.

Çoban resul yaralı olan mustan'ı her gün yalvartıyor.resul yabani yaşamış mustan da eline geçince bu defa o hıncını alıyor.

kerem'in elinden şahinini aldıklarında aklıma beyaz gemi'deki çaresiz çocuk aklıma geldi.
obada bir gelenek var.kimsenin mezarı sorulmaz.çünkü o konar göçerlikte bilinmiyor kimin mezarı nerde.kim nerde ölürse oraya gömülüyor.

her kış ovaya indiklerinde onları rahat bırakmıyorlar.herkes onlardan bir şeyler koparmaya çalışıyor.

çukurova'da yaşayan bir kürt beyi de kendilerinin horasan'dan geldiğini söylüyor.bunu ben değil yaşar kemal aktarıyor.
Kozan yaylasından kopup çukurova ya, tomarza ya, pınarbaşı na ya da kadirli ye zorla yerleştirilen çukurova yörüklerini anlatan efsanedir.
iskana geçen yörüklerin asıllarını unutup atalarını bitirmesini anlatan roman.

Unutmayınki yeryüzünün isim babaları yörüklerdir.