bugün

Kuşkusuz yeteri kadar çok şüphe edilen nesneyi, ondan yeniden şüphe ederek onu defalarca tanımaya çalışmayalım diye onu biliriz. Yeterince kez yanan Eli ateşten çekmek gibi, gereği kadar deneyimlendiğine inandığımız nesneden de onu görünce aniden şüpheyi çekeriz eli çeker gibi. Bilme, eksi yönlü bütünleyici algı da olabilir bu açıdan. Diye okudum az önce gavur kumar sitesinden gelen mesajı yanlışlıkla.
okuma öğrendikten sonra yazılı sembolleri derhal ayırt edebilmek bunun bir örneğidir.
nöronlar birbirine bağlanıp bilgi iletimi yapması şarttır. bunun için de sürekli soru sorar ve cevap ararız. düşündükçe zihnimiz gelişiriz ve daha çok bilmek isteriz. inanç ise bilmeme isteğidir. insanın doğasına terstir. insan doğası gereği bilmek ister ve de doğası gereği belirsizliğe asla tahammül edemez.
Hayır, "bilmek" bir refleks değildir. Bilgi edinme ve anlama, insanlar için karmaşık zihinsel süreçlerdir ve genellikle bilinçli düşünce ve öğrenme gerektirir.

Refleksler, vücudun belirli bir uyarana otomatik ve hızlı bir şekilde tepki vermesiyle karakterize edilir. Örneğin, dizinizi çarparsanız, vücudunuz refleks olarak bacağınızı geri çekebilir. Bu tür refleksler, vücudu korumak veya tehlikeden kaçınmak için evrimsel olarak gelişmiştir.

Ancak, "bilmek" veya bilgiye sahip olmak, deneyimlerin işlenmesi, düşünce süreçleri, anlama ve sonuç çıkarma gibi daha karmaşık zihinsel süreçleri gerektirir. Bilgiye sahip olmak, öğrenme, gözlemleme ve düşünme yoluyla kazanılır ve reflekslerle ilgili değildir.

insanlar, bilgiyi edinmek için çevrelerini inceleyerek, öğrenerek ve düşünerek bilinçli bir çaba harcarlar. Bu nedenle, bilgiye sahip olmak bir refleks değil, zihinsel bir süreçtir.
belki de refleks diye bir şey yoktur. refleks bir yanılgıdır.