Birçok yorumdan ziyade şunu söylemek istiyorum; bastırılmış duyguların stoklandığı dünyamız mı? yoksa hareketsel analizlerimizi yapmak kabiliyetinden uzaklığımızla bu duygularımızı bastırdığımızı zannedip, yeni bir avuntular dünyasının bilinçaltındaki, bilinçaltı dünyasını mı yaşıyoruz? Yani gerçek benliğimizin kodsal karşılığı olan fiili hareketlerimiz.
Bilinçdışı kavramının, bilinçaltı dünyamıza yerleşmesi ile; iyi-kötü, güzel-çirkin kavramlarımızın da o bilinçdışı kavramlarına göre bilinçaltımıza kodluyor olmamız çevresel etkenlerin içtimai ve hususi hayatımızın temerküziyetine* etkisi ve yeni soluklar getirmesi açısından gayet derecede önem arz etmekte olduğunu görüyoruz.
Burada amacım bilimsel terimlerle sürekli ezberci açıklamalarla beyni yormak yerine, daha ''deruni'' mana ile insanın iç alemine yolculuğu kolaylaştırmak. Bu minval üzere elbette yorum ve eleştiri olacaktır.
her ne kadar birbirlerinin yerine kullanılsalar da bilindışı ile arasında ciddi bir fark vardır.
bilinçaltı; bilincin hemen altında yer alan yüzeye yakın, günlük hayatta çözümleyebileceğimiz, bir şekilde kendini açık edebilen, bilincin halihazırdaki havuzudur. Yani az sonra ne düşüneceğine dair dış uyarıcılara bağlı olarak bilincin altında hazırda bekleyen şeyler harmanlanarak devinim sağlanır.
Bilinçdışı ise daha derinde olan, kişiliğin temelini oluşturan, bastırılmış yaşantılar, temel duygu renklerinin barındığı kümeleşmiş alandır. Yani bilinçdışından bilinçaltına imgesel sızmalar olur zaman zaman ve oradan da bilinç katmanında renk değiştirerek ya da dolaylı çıkmalar olabilir, ama ciddi manada irdelenmeden bilinçdışımız ile kendimizin dahi fikir sahibi olması oldukça güçtür. Bilinçdışı çok daha derindeki alandır.
ayrıca, bilinçaltının olumlu-olumsuz ayrımı yoktur. misal ''inşallah sınavdan kalmam'' değil de, '' inşallah sınavı geçerim'' demek gerekliymiş. ruhsal danışmanlar ve bu konuda yazılmış kitaplar öyle söylüyor.
duyguların, düşüncelerin, dürtülerin ve hatıraların deposudur ve bilincin erişiminden uzak kısmıdır. Bilinçaltını oluşturanların çoğu, acılar, korkular ya da çatışmalar gibi kabul edilemeyen ya da hoş olmayan durumlar veya deneyimlerden oluşur. Freud’a göre bilinçaltı biz onların farkında olmasak bile eylemlerimize ve deneyimlerimize yön verirler.
doğru kullananı pek görmediğim kelime. burada yazan kişilerin zannediyorum ki %90'ı bilinçdışını bilinçaltı zannediyor ve yazdıkları şeylerin hepsi bilinçdışıyla alakalı. aslında 1980-90 tarihli türkçe kitaplarda bile bilinçaltı diye bilinçdışı anlatılmış çok da şey yapmamak gerek sanırım.
neyse çorbada tuzumuz olsun:
bilinçdışı: hani rüyalar falan bilmem ne dediğimiz hepimizin genelde "bilinçaltı" dediğimiz şey var ya heh o bilinçdışı işte.
bilinçaltı: bilincin çok uzağında yer almayan (az önce önümüzden geçen arabanın rengi neydi?) ama herhangi bir uyaran olmadığı müddetçe bilinç seviyesine çıkmayan bilgiler.
haaaaaa işin güzel yanı ise; bilinçaltı ve bilinçdışı diye bir farklılık yoktur, örneğin freud bilinçdışı değil her zaman bilinçaltı'nı kullanmıştır, ancak jung ve ardılı bilinçdışını kullanmıştır diyenler de var ama 2000 sonrası kaynaklar en azından türkçe'de bilinçdışı olarak geçiyor. (bkz: un-sub) akademi "bilinçdışı" diyooooooooor!!!! aslında öyle meşakkatli mesele değil de işte millet uğraşıyor.
mesela güzel bi kız gördünüz ama teklif edemiyonuz. o kız bana bakmaz abi diyonuz. işte bilinçaltı bu. neden bakmaz diye düşünüyosunuz bilmiyosunuz ama bakmayacağından eminsiniz.
0-6 yas arasinda olusan hayatinizin geri kalanini etkileyen hede ruyalarda kendini gosterir ruyamda hep kedi gormezsem inanmazdim neyse bence cok dogru insan yedisinde neyse yetmisinde de odur ama tabi hayatin insana ogrettigi seylerde coktur geri kalan hayatimizi hep bu donemle karastirirmisiz yaptigim dogru mu gibisinden.
Buyuk cogunlugu 0-6 yas arasinda olusur geri kalan hayat surekli bununla karsilastirilirmis cocuklarimiza zarar vermeyelim ayrica testleri cok zevklidir.
beynimizin, bizim farkında olmadanbilincimiz dışı çalışan,bedenimizin istemsiz kaslarını yöneten bir parçasıdır. aslında araştırıldığında çok fazla şey çıkıyor meydana. mesela barış muslu'nun kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. çoğu hep ilgilnizi çekecek şeyler. illaki okuduktan sonra bir deneme yaptırıyor insana. mesela:
" iki elinizi de rahat bir şekilde bacaklarınızın üzerine koyun.
ilk olarak evet kelimesini 4-5 kez tekrarlarken, her tekrarda baskın (güçlü) elinizin işaret parmağını yukarı doğru kaldırın.
Hayır kelimesini 4-5 kez tekrarlarken, her tekrarda diğer elinizin işaret parmağını yukarı doğru kaldırın
Şimdi test zamanı!
Benim adım ......... diyerek gerçek adınızı söyleyin
Benim adım ......... diye karşı cinsten bir isim söyleyin.
.......... (bir özel isim) çok seviyorum.
Kendimi her yönümle çok seviyorum.
Bunu neden yapıyorum?
Sorunuzu sorarken eğer baskın (güçlü) elinizin işaret parmağı kalkarsa bilinçaltınızın evet dediği, diğer elinizin işaret parmağı kalkarsa hayır dediği anlamına gelmektedir.
Amacımız, belli bir konuda bilinçaltınızın ne düşündüğünü anlamak. Böylece, hem kendimizi tanımak hem de sorunların kökünü bulmak adına büyük bir adım atmış oluyoruz. Test edilecek ifadelerde sınır yok. Artık istediğiniz ifadeyi, inancı test edebilirsiniz.
Söyledikten sonra kendinizi bırakın. iki işaret parmağından biri otomatik olarak kalkabilir ya da o parmakta çok az da olsa bir kasılmanın farkına varabilirsiniz. Testin doğru olması için sonucu tamamıyla bilinçaltınızın belirlemesine izin vermelisiniz.
Arada sırada, en başta uyguladığımız evet-hayır hazırlık sürecini tekrar etmeniz yararlı olacaktır."
parmağının komple yukarı hareket ettiğini söyleyenler var. benim sağ parmağım sadece kasılmıştı. denemenizi öneririm.
insan oglunun en savunmasiz alanidir. Ses tonu mimikler ya da dogru bir temas ile her zaman hukmedilebilir ki bu basit olanidir. Bir kurguyla kisinin bilincaltini yonetmeye calisirsaniz algi degisikligi, inanc degisikligi ya da duygu degisikligi kazanmaniz mumkundur. Ayni zaman kisiyi mutlu hissettirmek ya da kendini oldugundan cok daha iyi bir statude hissettirmek yine manipulasyon yoluyla yapilacaktir. Birinin bilincaltina hukmetmeye basladiginizda ona yaptiramayacaginiz hicbir sey yoktur. Ve maddi cikarlar haricinde asla manipulasyon yontemleri kullanilmamalidir. Aksi takdirde bir sosyopat edasiyla kendi yalanlariniza inandigiz bir hayat yasarsiniz. Isin baska bir tarafi zaferleriniz kalici olacaktir. Yani x sirketinin basariya acilan kapi olduguna birini inandirirsaniz yillarca o kisi o sirkette basaraya acilan kapiyi bekler. Hatta emekli maasini cekmeye basladiginda bile bu algi degismez.
Ister kabul edelim istersek de fitratimiza saygisizlik yapip inkar edelim. Dogada degisen rollerimiz var. Mesela bir kedi kendisinin yoluna cikan bir hayvani tehdit unsuru gormese bile onu avi olarak kabul ediyor. Bizler de ucurumlari andiran gokdelenlerle, ust seviyedeki teknolojik urunlerimizle dogaya bile hukmetmeye calisiyoruz. Simdi dogaya meydan okuyan insan oglu nasil olur da baska canlilara ve baska yasam alanlarina hukmetmek istemez. Ister. Bunun yolu da bilincaltindan gecer.
Yaşanılan her şeyi kaydeden ve bununla insanın asıl yapısını oluşturan sistemdir.
Rüyalarda farklı şekillerde ortaya çıkar ve sembolize ederek anlatır kimi durumları.
insanın yıkmaya çalışıp da kolaylıkla yıkamadığı birçok engel bilinçaltından kaynaklanır.
Eğer bir durumdaki davranışın bilinçaltındaki izlerini bulabilirseniz daha kolay çözümler üretebilirsiniz.
Ayrıca farklı cinsel yönelimler de burada oluşmaktadır.
Her turlu bok pusurun yer aldigi bir tur sandiktir. Korkularimiz ve icimize attiklarimiz nereye gidiyor dersek, Tam da bu buraya gidiyor iste. Sonra sacma sapan davranislarimizin temeli de boylelikle atilmis oluyor. Format atilmasi lazim olan olusumdur.
Onun görevi atılanları biriktirmektir. Ne zamana kadar işimize yarayan ya da onu boşaltıncaya kadar. Bazı insanların narkozdan uyanırken kimisi küfrederek, kimisi kızarak, kimisi dua ederek uyandıklarını duyarız. Ya da içki içen bir sarhoşun avazının çıktığı kadar ve içindeki argo kelimeler, kişini bilincinin devre dışı kaldığı ve bilinçaltındaki duygu ve düşüncelerinin ortaya çıktığını göstermektedir.Çocukların sınavlarda sınav kaygısını yaşamalarının nedenlerinden biride ders çalışma ve sınavlara hazırlanma sırasında bilinçaltlarına gönderdikleri mesajlara bağlıdır. Bunu sonucunda da sınava giren çocuk sınavda bilinçaltının kaygı ile ilgili mesajlarına maruz kalmaktadır. Bilinçaltı sadece söylenenleri kaydetmez. Bilinçaltı gördüklerini de kamera gibi doğruğuluna ve yanlışlığına bakmadan kaydeder.
--spoiler--
Bilinçaltı aptaldır. Ne söylerseniz, ne düşünürseniz onu doğru kabul eder. Şakadan hiç anlamaz. Analiz bilincin görevidir. (Joseph Murphy)
--spoiler--