yazarın nokta virgul ve bilumum noktalama isareti kullanmaya bile gerek gormeden aklına gelen herseyi alakalı alakasız yazma tekniginin adıdır. virginia woolfbu teknige ornek gosterebilir.
virginia woolf ve james joyce'un ustası oldugu edebiyat teknigi. romandaki karakter sık sık ic diyaloglarla (interior monologue) kendine doner ve dagınık, derin dusuncelere dalar. dusuncelere dalmasında, eskiyi hatırlamasında etken bir insan, bir mekan, bir olay ya da bir nesne bile olabilir.
(bkz: stream of consciousness)
dilin dilbilgisinin dizgeciliğinden sıyrılması hürriyetine kavuşması hali ve/ya tekniğidir tüm anlatılarda bizde yok mudur bu tekniği kullanan vardır elbet sürüsüne bereket e bunu da modern ve öncesi dünyanın şekillenmesiyle birlikte üzerimize kustukları kokuşmuş bir postla modern bir tepkidir yazınsal evrevceğizimizde diye tanımlandırabiliriz ilk örnekleri bizde değil james joyce ve virginia woolf akıllarını devre dışı bırakıp delilik boyutuna ulaştıkları bir anda yazıya da bol keseden hürrrrrrriyet hedaye etmişlerdir ilk evvela oğuz atayımız var oh allahım dedirten bir cinsten edebiyata psikolojiden bulaşamıştır bu terim mesela tutunamayanlarda yanılıyorsam düzeltin tam 72 sayfa boyunca tek bir noktalama işereti bile kullanılmamıştır rasim özdenören de çarpılmışlar adlı öykü kitabında yapmıştır bunu deneysel olarak ben de bir örneğini sunmaya çalışıyorum ama bu böyle değil tabi tam olarak benim bir öyküm yok mühim olan bu teknikte 'an'ın içine 'can'ı yerleştirip onu paramparça edip sonra yeniden bedene monte etmektir buyrun kolay gelsin
bilinç akışı karakterin düşünme eylemini olduğu gibi aktarmaya çalışan bir edebi tekniktir. yapıtlarda iç diyalog şeklinde göze çarpar. bilinç akışı tekniğini kullanan yazarlara örnek olarak james joyce, william faulkner ve virginia woolf gösterilebilir. bilinç akışsal yazın modernist hareketle yakından ilişkilidir. psikolojiden edebiyata girişi may sinclair sayesinde olmuştur.
detaylar
bilinç akışsal yazın genellikle bir iç monolog halindedir ve metnin takibini zorlaştıran, karakterin parça parça olan düşüncelerini veya anlık duygularını yansıtan çeşitli anlam ve noktalama hatalarıyla biçimlenir. bilinç akışı ve iç diyalog, konuşmacının bir dinleyici veya 3. şahsa hitap ettiği ve genelde şiir veya dramalarda görülen dramatik monologlardan ayrılmaktadır. bilinç akışında, konuşmacının düşünce süreci kişinin kendisine yönelmiştir ve biz buna sadece kulak misafiri oluruz. bu iç monologlar, öncelikli olarak kurgusal bir araçtır.
önemli örnekleri
muhtemelen bu tekniği kullanan ilk edebi ürün ovid'in methamorphosesudur. sir thomas brown'a ait olan the garden of cyrus (1658), nesnelerin, geometrik şekillerin ve numerolojinin hızlı ve bağlantısız kullanımı ile bilinç akışsal yazının ilk ürünleri arasında yerini almaktadır. [gyula krudy]nin bazı ürünleri de (the adventures of sindbad) bilinç akışının müjdecisi olan kimi teknikler içermektedir. bu tarzın gelişiminde incelenebilecek diğer örnekler laurence sterne'ün the life and opinions of tristram shandy ve gentlemani (1760), edgar allan poe'nun the narrative of arthur gordon pym of nantucketı (1837/1838) ve édouard dujardinin les lauriers sont coupésudur (1888). tolstoy anna kareninanın (1877) düğüm kısmına ulaşan bölümlerde bilinç akışına benzer bir yöntem kullanmıştır. arthur schnitzler'in erken dönem işlerinden leutnant gustlda (1900) da bilinç akışı tekniği görülmektedir. ancak bilinç akışsal yazın asıl yükselişini 20. yüzyılda yakalamıştır. virginia woolf, james joyce ve william faulknerın eserleri bu yükselişe öncülük etmiştir.
bilinç akışı tekniğiyle yazılmış önemli eserlerden birkaçı:
j.d. salingerın çavdar tarlasında çocukları (the catcher ın the rye)
dorothy richardsonun pilgrimageı
james joyceun ulyssesi (özellikle de molly bloomun içkonuşmaları)
virginia woolfun deniz feneri (to the lighthouse), dalgalar (the waves) ve mrs. dallowayi
william faulknerın the sound and the fury ve as ı lay dyingi
robert anton wilson ve robert sheanın ılluminatus!u
william styronun lie down in darknessı
allen ginsbergin howl adlı şiiri
jack kerouacın on the roadu
samuel r. delanynin dhalgreni
hubert shelby jr.ın last exit to brooklyni
hunter s. thompsonın fear and loathing in las vegasi
jerzy andrzejewskinin gates to paradiseı
a.b. yehoshuanın a late divorceu
will christopher baerın phineas poe trilogysi (kiss me, judas ve hells half acreın tamamında, enny dreadfulun bazı bölümlerinde görülür)
song of solomon
oğuz atay'ın tutunamayanlar'ı
orhan pamuk'un sessiz ev'i
edebiyat dışındaki kullanımları
teknik sadece edebi eserlerde değil, görsel eserlerde de kullanılmıştır. çeşitli ingiliz komedi tiyatro toplulukları, absürdlükle bilinç akışını harmanlayarak yeni bir yorum yaratmışlardır.
müzik dünyasında ise bu tekniği rap şarkıcısı ghostface killah kullanmıştır. sözlerini kişisel fikirlerini ve ruh halini yansıtan karmaşık ve anlık ifadelerle oluşturmuştur.
(kaynak yok arkadaşım. alıntıladığım yerde yazmıyordu zira)
insanı, düşüncenin düzgün akışıyla değil, bilinçaltı ve rüyalarının düzensiz ilişkilendirmeleriyle, cümle yapısını kırarak anlatmaya dayanan modern roman tekniği.
Bu teknikle yazilan romanlarin film uyarlamalari cok degerlidir kanimca. Akan bir dusunce selinin icinde kaybolabilirsiniz ama gorsellik sayesinde olayin butununu anlayabilirsiniz. Sonra donup romana bir daha bakarsiniz ve her sey yerine oturur.
en son is yerinde molada hep beraber dısarda oturuyorduk.
sarkılar calıyorlardı telefonda. benden istek parca istediler, sen esittir ben-toygar ısıklı ve araf-ebru gundes istedim.
ben ofise sabah gelip muthis bir enerjiyle gunaydın diyen o tipim:) gun icinde de hep guleryuzluyumdur, gulerim, guldururum isyerinde.
kızlardan biri dedi ki: -senin gibi neseli birinin boyle huzunlu parcalar istemesine cok sasırdım.
kendimi bildim bileli boyleyim.
cogunlukla neseli ama bazen cok cok melankolik.
bir tarafım el cırpa cırpa papara papara diye sarkılar soylemek istiyor, her gun dogan gunesi neseyle selamlamak huzurla batırmak ve arada mucizevi seyler yasamak ve yasatmak; diger tarafım hayattan bezmis ve yorgun, hayalkırıklıklarından bir nehir, hicbir sey istemiyor, oyle bıkmıs, agzını bıcak acmıyor ve hep ölmek istiyor.
daha evvelini hatırlamayacak kadar uzun suredir boyleyim. belki 20 senedir.
benimle ahbaplık edecekseniz, buna alıssanız iyi edersiniz;)