bilim allah'la yada diğer inançlardaki tanrılarılarla ilgilenmez. bilim araştırır, bilimin bulduğu şeyler inanca ters gelirse bu durum bilimin değil, inananın sorunudur.
bilim allah´in varolmadigini ispat edebilme yüzdesi yoktur,sifirdir. bílim günümüzde kuran´daki bircok seyin gayet de bilimsel sekilde ele alindigini ispatlamaktadir. bir baska deyisle kuran´i teyit etmektedir.en basit birkac tanesine deginelim.
-)kuran´da nahl suresi vardir. bu surenin 68.ayetinde allah balarisina hitaben "senin rabbin balarisina da vahyetti -git insanlar icin de yararli olan bali cicek özlerinden agac kovuklarindan topla." bu ayetin enterasan tarafi arapca da erkege baska, genele baska, disiye baska sekilde hitabedilir(bu ibranicede de böyledir). bu ayetin "git insanlar icin bal topla" kismi disiye hitaben bir söylemdir. yani buradaki kasit disi ari olmalidir.
bugün biliriz ki bali sadece ve sadece disi ari yapar. erkek ari sadece kraliceyi döller.
-)kuran´da zümer suresi vardir. bu surenin 5.ayeti "biz geceyi gündüze gündüzü de geceye dolariz." seklindedir. buradaki "dolamak" fiili sarik dolamak fiilidir. bilindigi gibi sarik kafaya dolanir, ve kafa da yuvarlaktir.(bu arada o zamanlar kafaya dolanan sarik, normal bir halk kiyafetidir)
-)zariyat suresinin 47.ayeti "evreni biz büyük kudretimizle insa ettik, ve süphesiz biz onu genisleticiyiz." seklindedir. bu hic tartisma götürmez sekilde dogrudur. bu ayet de hic yoruma acik bir yön birakmadan bu konudan böyle bir kesinlikle bahsetmektedir.
-) enbiya suresinin 30.ayeti "inkar edenler görmüyorlar mi ki biz gökle yer bitisik iken, onlari ayirdik, her canli seyi de sudan yarattik." seklindedir. arapca da iki seyin ayrilmaz bir sekilde bütün olmasi "ratk" seklinde ifade edilir. "fatk" fiili ic kisimdaki bir seyin disariya baskiyla cikmasi durumunu betimlemektedir. evrenin olusumu esnasinda gazlarin birbirlerinden bu sekilde ayrildigini bugün bilmekteyiz. bu konu biraz uzunca anlatilmalidir aslinda ama, yer sorunundan kisaca bu kadar deginmis olayim.
-) tarik suresinin 11.ayetin de "dönüslü olan göge andolsun." seklinde bir ifade vardir. buradaki "dönüsler" seklinde kullanilan kelime görünmez bir yol üzerinde gitmek-kaderi tayin edilmis olan, anlamina gelen bir kelimeyle anlatilir. ayni kelime zariyat suresi 7.ayetindeki "özen icinde yollar ve yörüngelerle bezenmis gök" ten bahsedilirken de gecmektedir.
bunlar gercek kuran ayetleridir. gerci bircok mucize ayet bu kesinlikte degildir. ancak bu yazdiklarim, ve daha baska bircoklari da gayet kesin ifadelerle kuran´da yerlerini almislardir.
bilim, Tanrı'nın varlığını yok sayacak kesin kanıtlara, din ise Tanrı'nın varlığını ispatlayacak kesin kanıtlara sahip değildir. emprizm ve rasyonalizmin çatıştığı yüzyıllardan biraz sonra tarih sahnesine immanuel kant çıkar, ve Tanrı'nın varlığının deney-gözlem veya akılla kanıtlanamayacağını savunur. işte bu konuda yani Tanrı'nın olup olmadığı konusunda aklımızın boşa çalıştığını söyler. emprizm ve rasyonalizmin doduramadığı o ufak boşluğa da inancı yerleştirir ve bunu kişinin özgür iradesine bırakır. o yüzden Tanrı'yı dinen kanıtlamak ve bu kanıtı bilimsel verilerle yok saymak, aklımızı boşa çalıştırıp gereksiz çaba harcamak demektir. din bir polüstattır, kişiye özgü bir olgudur ve inanıp inanmamak kişinin ahlaki değerleriyle paralellik gösterir. bu yüzden bu olguları bilimin yıkması veya tam tersi bir durum sözkonusu değildir.
bilim insanın düzeyine göre iyi durumda. bravo diyorum ben şahsen. 10000 yıllık bilimimizin bulguları sayesinde son 20 yıldır insanlar ameliyat edilirken daha az acı çekiyor. daha önce canlı canlı böbreği açılıyordu insanların ama olsun... tekerlek icat edildi, ilerledik ilerledik ama hala tekerlek üzerinde yolculuk yapıyoruz. ama olsun, baş döndürücü hızla ilerliyoruz. henüz bal üretemiyoruz arı olmadan, veya domates bitkisi olmadan domates üretemiyoruz ama yine de mükemmel durumdayız. doğru, nokta, düzlem nedir tam olarak anlayamıyoruz, 'iman ediyoruz' bunlara görmeden, anlamadan, hayal edemeden ama sıra allah'a gelince 'ben görmediğim şeye inanmam' diyoruz. niye? çünkü bilimi kendine rehber alıyor bizim parlak zekalılar... sıcak suyla soğuk su karışınca neden ılık su oluştuğunu açıklayamıyor bilim, o zaman sen de ılık suya inanma. sakat doğum ihtimalini %80 ve üzeri gösteren bilime inanıyor, çevresine bakıp felsefik faaliyette bulunamıyor.
ben de bilimi kendime rehber alıyorum ama metodolojisiyle, değerlendirme sistemiyle... bilimin şu anda yaratıcının varlığını veya yokluğunu tartışabilecek yeterlilikte birikimi olmadığını görüyorum ve biliminsel yaklaşım bana bu noktada vicdanımın ve felsefi yaklaşımlarımı devreye sokmama izin veriyor. ayrıca aynı bilim inanmayan insana da inanmamak noktasında ortaya koyacağı gerekçelerine destekler sunabiliyor.
insanlar var olduğundan beri tartışıyor ve ne bir yaratıcıya inananlar diğerlerini topyekun ikna edebiliyor ne de tam tersi oluyor. hep bir denge ortaya çıkıyor. ay dünyanın etrafında bir desteksiz dönüyor... bu da bir denge, homeostasis de bir denge, ozmos da bir denge, inanıp inanmamak da bir denge...
onun için takılın kafanıza göre ama bilimi kendi fantazilerinize alet etmekten vazgeçin ve asla sizinle karşıt görüştekileri küçümsemeyin. bilim ve bilim adamı kimseyle dalga geçmez. bilim için neredeyse basit olan hiçbir şey yoktur. bunu yaparsanız işte o an sizin aklı önder almanıza değil cahil kaldığınıza delildir.
bilimin ön kabulü: "hiç bir şey yoktan varolmaz, varolan da yok olmaz" dır. yani görüyoruz ki bilim zaten tanrıyı kabul etmiyor zira tanrı yoktan varolduğunu, yoktan varettiğini söylüyor bu bilime aykırı bu nedenle bilimin konuları içinde dahi yer almaz tanrının varlığı veya yokluğu.
bilimde imkansız diye birşey yoktur dolayısıyla sıfır olmayan bir ihtimaldir.
bugün kalbi duran bir kişi 500 yıl nce ölü sayılırken şimdi elektroşokla hayata dönebilmektedir. insanın klonlanmasına çok az kalmıştır. darwinin evrim teorisi az gelişmiş ülkelerin bilimsel çevrelerde saygı görmeyen yazarları dışında heryerde kabul görmektedir. ama bunlar inançlı insanlara allahın olmadığını kanıtlamadığından, yarın bir gün cryogenic bilimi sayesinde ölen birisi öldükten 100 yıl sonra bile diriltilse 'allah ın izniyle oldu' diyenler çıkacaktır. yine de allah ın olmadığı kanıtlanamaz demek bilimsel bir yaklaşım değildir.
bilim hurafeyle uğraşmayacağı için sıfır olan ihtimaldir.
bu arada, darwin'in evrim teorisi çöktü diyen arkadaşlar, sciencedirect'e girip arama kutusuna evolution yazıp aratsın bakalım, çökmüş mü çökertmiş mi bu teori birilerini...****
henüz insan ın nerden geldigini çözememiş, bin bang in kur an da yazdıgı şekilde gerçekleştigini ancak bulabilmiş bir bilim, henüz bebek bile sayılmaz. bulundugu durumda bile allah ın varlıgını delillendirmeye başlamıştır.
darwin teorisi konusunda da, o teori çökeli uzun zaman olmasına ragmen, bunun iflası, degişik ideolojilerin çöküşü anlamına gelecegi için hala güç sahipleri bilimsel dayanktan yoksun bir şekilde darwin de direnketedirler, darwin in çöktügü gerçegi malumun ilanıdır ancak.
sıfırdır. varlığını kanıtlama ihtimali de sıfırdır. çünkü bilim gördüğü herşeyi doğal kabul eder. eğer bir cisim yere düşüyorsa bu yerçekimi yüzündendir ve bu doğal bir olaydır. istisna gerçekleşebilen olaylar ise evrenin yasaları sayılmaz ve mucize olarak görülmez. tutarlı yasalar evrenin yasası olur, tutarlı olmayanlar ise daha aşağıdaki yasalar ile açıklanabilir.
anlayacağınız bazı insanlar evrendeki bütün olayları isterse doğal olarak görebilir. bazı insanlar da isterse yerçekimini bile bir mucize, sihir olarak görebilir. bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin tanrının varlığı da yokluğu da ispatlanamaz. çünkü her olaya bir doğal açıklama bir de mucize açıklaması getirilebilir.