muhtemel karşılığı biz sorgulamayız direkt "amına koruz" olan önerme.
+ lan adamlar günes enerjisiyle çalışan ucak yapmş dünya turuna ckıyorlar.
- vay mna koyim
+ telefon çekiçle kırılmıyor
- oha amna koim
+ hacı adam yeni yaptıgı füzeyle eski uydusunu vuruyor
- kafam girsin artık
_
_
_
bilim kendi içinde kendini sürekli sorgulayan bir daldır. bilim hiç bir şeye kesin doğru demez. hatta öne sürülen bilgiyi sürekli çürütmeye çalışır ve bu bilgi çürütülemediği/yanlışlanamadığı sürece güçlenir. evrim tüm bilim adamları tarafından çürütülmeye çalışılıyor ve çürütülen bazı kısımlar olabiliyor tabi ve öne sürülen/sürülecek yeni "Tez, Hipotez, Teori, Yasa, Bilimsel Yöntem, Bilimsel Düşünce" yerini alır. yani bilim sorgulamayı dahi kimseye bırakmayıp sürekli kendisi sorguluyor. örneğin evrim teorisi milyonlarca kez kanıtlanmış olmasına rağmen hala bir teoridir ve teoriden ileri gidemeyecektir. çünkü çok geniş bir etki alanı vardır ve %100 kanıtlanması neredeyse imkansızdır.
bilim zaten din gibi bir yapı değildir. sorgulanabilir, geliştirilebilir, değiştirilebilir bir alandır. yani din gibi belli kesin çizgileri çizilmiş otoritelerce beslenen bir yapı değildir.
bilimin ruhuna aykırıdır. ne olursa olsun insan sorgulayabilmeli ve aklını kullanıp doğru olduğuna inandığı şeyi belirtebilmelidir.
Giordano Bruno şöyle diyordu: "Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım."
bu adam ortaçağın "bilim"i kabul edilen görüşün benimsediği dünya merkezli evren görüşüne karşı çıkıp güneş merkezli evren modelini benimsedi ve bunu herkese yaymaya çalıştı. işte sırf bu inadı ve cesareti yüzünden kazığa bağlanarak diri diri yakıldı. belki de bruno ağzını biraz daha sıkı tutabilirdi, ama o bu yolu seçmişti. şimdiyse artık medeni olduğuna inandığımız bir dünyada yaşıyoruz, en azından o günlere nazaran diyelim.
sözün özü, bahsi geçen bilim dahi olsa sorgulanabilmelidir. öyle ki zamanında birileri başka birilerinin hatalarını düzelmese idi, belki de şu an teknolojik anlamda içinde bulunduğumuz zamanı kırk yıl geriden takip ediyor olacaktık.
Bilimsel gerçekleri kuralları kabul etmemek saçmadır ve basit şekilde bize ulaşan(araştırma özel ilgi gerektirmeyen ) bilgiler bu kural bağlamında değerlendirilir ve otorite olarak kabul edilebilir tabi bilimsel bir metot izleme düşünceniz yoksa çünkü bütün bilimsel gelişmeler bağımsız deneyler yapılmadıkça bir bilgi değeri taşımamaktadır bu düşünce de bilimi otorite kabul etmek sorun teşkil etmez fakat sorgulanmanın bilimin temel prensibi olduğu gerçeğiyle birlikte.
Bu insanlar bilimi din, bilim adamlarını da din adamları yerine koyarlar. Açıklanan her veriye körü körüne inanırlar. Kaynak olarak da makale gösterirler.
Tabi bu bilimin tamamının yanlış olduğu anlamına gelmez ama tamamının doğru olduğu anlamına da gelmez.
Mesela kimyada atom modelleri sürekli yenilenmiştir, yeni model öncekinin hep yanlış olduğunu ispatlar.
Peki şöyle bakalım 1700'lerde yaşamış Bi insan modern atom teorisini bilmiyordu. bu adam o devrin bilim verilerine göre yaşadı ve öldü. eee noldu peki? bu bilgi yanlışlığı bu adamın hayatında ne kadar bi öneme sahipti...
Edit: bilim kendisi demiyor zaten ben sorgulanamaz bir veriyim diye.
Bu ifade insanlar için geçerli..