Osmanlı bunlar yüzünden battı. Din de bilim de önemlidir
ilk emri oku olan bir dinin bilimden uzak kalması düşünülemez. Şüphesiz balikesirli gururlandı
He ya, Eyi hatırlattın be gözüm. Bilim bize fena ağır geliydi zaten. Kafam heç kaldırmi onu şahsam. Geçen, tevede, Nur sakallı bi hoca, bilim dini sevmez, ona itibar etmin dediydi. Ben ta o zabat koyduydum aklıma. Seçtim giddi valla.!
bilim varoluş sancısını dini kullanarak atlatır. Din olmadan bilim varolamaz.
din olmasaydı insanların hepsini bu denli uyuşturabilecek bir madde olmadığı için bilim varlığını sürdürmezdi.
din kavramını islam ile sınırlayan ahmakların varlığını gösteren önerme.
iKi KONU PARALEL GiBi GÖZÜKSE DE KESiŞiM NOKTALARI VARDIR. LAKiN DiNDAR iNSANLARIN SORUNU YENiLiKLERi ŞEYTAN OLARAK GÖRMELERiDiR. iNSANLIĞIN GELiŞiMi SAHTE DiNDARLARI KORKUTUYOR.
FiKRiMCE DiN BiR KAÇ YÜZYIL SONRA SEKTEYE UĞRAYIP YOK OLMAYA BAŞLAYACAK.
BiLiM HiÇ OLMADIĞI KADAR HIZLI iLERLiYOR.
YiNE DE DiNDEN SON KOPACAK GRUP MÜSLÜMANLAR OLACAKTIR.
ibrahimi dinler; dünyanın evrenin ortasında olacak şekilde yaratıldığını, düz olduğunu, altında 7 kat cehennem üstünde 7 kat cennet olduğunu, 6 bin yıl kadar önce yaratıldığını iddia eder. bunu savunabiliyorsanız buyrun dini seçin.
Din her şeyin özünde bir yaratıcı olduğunu kabul eder. ve temelde o yaratıcıyı insanlara tanıttırmakla ilgilenir. Bilim dinde varlığı kabul edilen o yaratıcının haricindeki bütün mevcudatı kapsar. Gözle görülebilen elle tutulabilen, hissedilen, duyulabilen her şeyi inceler. Bir yaratıcının var olduğunu ya da olmadığını iddia edemez. Çünkü bilimsel kabul edilen kurallara göre yaratıcının anlaşılabilmesi mümkün değildir.
iki tane küme düşünün biri diğerinden küçük ve küçük olan o büyük kümenin içinde yer alıyor. eğer bir yaratıcı yoksa; bu kümelerin büyük olanı bilimdir, küçük olanı ve büyük kümenin içinde yer alan ise dindir. fakat eğer her şeyi var eden bir yaratıcının olduğuna ve tüm evreni oluşturduğu sistem içerisine yerleştirdiğini düşünürsek; büyük olan küme din, diğer küçük olan küme ise bilimdir.
Yani her iki durumda da din ve bilim birbirine bağlı ve ayrılmaz parçalardan oluşur. Bir yaratıcının olup olmadığını kabul ederek hangisinin hangisini kapsadığını anlayabilirsiniz.
KesinlikE kolaya kaçmaktır. Hasta bir çocuk görürsün, teşhis koymaya tedavi bulmaya çalışırsın. Hasta bir çocuk görürsün, allah yardımcısı olsun dersin. işin kötü yanı vicdan azabı çekmeni de engeller (en azından azaltır) bu sözü söylemek. Birisinde direniş birisinde kabulleniş vardır.
Din dogmatiktir. Buna rağmen bilim akla dayanır. Din, ahlaki bir şiirken, bilim sorgulayan, anlayan, akla uygun olan ve mantığa yer eden her şeyi kapsar.
Sanırım tartışma malzemesi olsun diye açılmış bir konu.
Sözün en başında şunu belirtmek gerekir ki; din ve bilim birbirine rakip bir unsur değildir, bir örnekle açıklayayım: Kuran'da ''Güneş ve Ay'ın belli bir yörünge de döndükleri'' bildirilir veya ''Gecenin gündüze, gündüzün geceye doğru akıp gitmesinden'' bahsedilir. Bu bilgiler bilim tarafından kanıtlanmış olup hala üzerinde çalışma yapılan bir bilim dalı halini almıştır. Bu konuyu birde bilim açısından örneklendireyim; bir bilim adamına: ''Neden yerçekimi kuvveti dünyada olağanüstü bir dengedeyken uzayda bu şekilde değildir'' ya da ''dünya, güneşin etrafında belli bir yörünge de dönüyor, güneşe yaklaşsa veya uzaklaşsa yaşam döngüsü alt üst olacak peki bu dengeyi düzeni koruyan ne?'' diye sorsanız, gezegenlerin birbirileri ile çekim kuvvetinden, kütle çekim kuvvetinden, merkez kaç kuvvetinden vb. gibi kuvvetlerden bahsedecek peki ''bu kuvvetlerin korunan bir halde devam etmesini ve belli sistematikte oluşmasını sağlayan ne? '' deseniz mantıklı olan bir insan elbetteki tüm bunları var eden diye ekler. Ateistlerin sadece tesadüf demesi komiktir. Çünkü tesadüf, rastlantı demektir ve korunan rastlantı olmaz, bakın güneş sürekli doğu'dan doğar batı'dan batar bu şekilde sistematik devam eden ve korunan bir tesadüf olur mu? Veya bilimde tesadüf var mı? ''Bilim çalışmayla olur'' diyeceksiniz o zaman açıklamanız neden tesadüf oluyor? Dikkat edin! herhangi bir çalışma da tesadüf olabilir fakat bilimde tesadüf olmaz. mesela: newton'un yer çekimi kanununu bulmasıyla ilgili bir elma olayı anlatılır eğer doğruysa, newton'un kafasına elmanın düşmesi tesadüftür fakat newton yer çekim kanununu çalıştığı için buldu kafasına elma düştüğü için değil, elmanın düşmesi sadece bir katkı sağlamış olabilir.
Bilim çok gerekli, çok önemlidir ama biliminde cevap veremediği sorular vardır, örneğin gökyüzünde kaç tane yıldız var? Cevaplanamıyor tabii bu soru bilimin gelişmesiyle cevap bulabilir, belki de bulamaz bu sorudaki amacım bilime kusursuzmuş gibi bakılmamasıdır.
Toparlamak gerekirse belirttiğim gibi din ve bilim birbirilerine rakip değil aksine tamamlayıcıdır.