çıktığı tarihten itibaren darwini baş tacı eden, nedense kapak meselesi ile sızıntı dergisine dönüştü korkusuyla gündemin başına oturan tübitak dergisi.
sonunda, evet sonunda evrim'i kapak konusu yapmıştır. ufak bir de darwin resmi koymuşlar. ama bu bile lefkoşalemar'ın içinde kahkaha attırmaya yetti. içinde de gayet evrim'in doğruluğunu gösteren yazılar var. sızıntıcıları bayağı üzecek bir sayı olmuş haziran 2009 sayısı. tubitak'a tebriklerimi sunuyorum
2009 mart sayısında darwinin 100. yaşını sayfalarca kutlamış, evrimle ilgili tek kelime etmemiş, badem bıyıklıların artık tübitaka da sızdığını anlamamıza vesile olmuştur. 2009 mart sayısı türkiye'ye kapak olmuştur.
Haziran sayısında evrim kuramını dna üzerinden(evrimsel biyoloji) ağırlıklı olarak işleyen makalelere yer veren, tekrar kendine geldiği düşünülen tübitak dergisi. Temmuz sayısında ise 49 yıllık dergi arşivi cd'si hediye edilecekmiş.
2009 temmuz sayısı bomboş olan dergi. evet bildiğin bomboş. ne fiziğe dair, ne tıbba dair, ne yeni nesil teknolojilere dair kayda değer hiçbir şey yok. he bir de bu bahsettiğim sayı, derginin 500üncü sayısı. bırak bu broşür gibi dergiyi, senin ansiklopedi vermen gerekiyor bu sayıda okuyucuna teşekkür maiyetinde. sağolsun bir cd vermişler, kaldı ki geçen sene bu cdnin içeriğinin büyük bir çoğunluğunu içeren bir cd zaten verilmişti, cd hatırına yine de aldık dergiyi. 1000. sayıda yeniden görüşürüz artık.
hala eski güzelliğini korumaktadır. ne çok aşırı özel ne de çok avam konular barındırır. profesörlerin de alt seviyelere inip yazı yazabileceğinin en güzel bir kanıtıdır. bu ayki sayısı * güzel olmuş ama "beyin ve kişilik" isimli yazı ayrı bir güzel. kutlarım.
1980 ila 1985 yılları arasındaki sayılar ansiklopedi şeklinde karşımda duruyor sıkıldım aldım elime öyle bi göz atayım dedim biraz bi bakındıktan sonra "ulan hey gidi nereden nereye" dedim bir zamanlar ntv bilim'in şimdiki hali gibiymiş müspet ilimmiş! ne de güzelmiş. tabi o zamanlar bilim teknik özgürmüş bağımsızmış bunu fark etmek için üç beş sayfa yetiyor. yazık olmuş insanın içi acıyor.
on yıl önce daha kapsamlı olan dergi. son beş yıldırsa işi iyice reklama dökmüştür. daha doğrusu reklamlar içine dökülmüştür. dökülmesin demiyoruz yine dökülsün de makaleleri azaltıp reklamı artırarak değil.
soruları yüzünden kazınıp durduğumuz dergi, sonradan bunun çocuk için olanını yaptılar ama bizim için ok geçti. türkiye'deki en kaliteli işlerden biri.
eylül 2011 sayısındaki bahri karaçay tarafından kaleme alınan ''okuyan beyin'' adlı makalesi mutlaka okunmalıdır. makalede aleksi hastalığından ve okumanın beyinde meydana getirdiği karmaşık hareketleri konu alan son derece güzel bir makaledir.