kaynağı akıl olanlar; matematik, fizik, kimya vs. gibi ilimlerdir. (Bunlarda, kaynak ortadan kalksa bile insan aklının tekrar bu bilgilere deney, gözlem vs. ile ulaşma imkânı vardır.)
kaynağı nakil olanlar; tarih, din(hadis, kelam, akaid vs.) gibi ilimlerdir. (Bunlarda, kaynak ortadan kalkarsa bir daha bu bilgilere ulaşılmaz.)
Bende bir yumurta var sende de bir yumurta. ben bendekini sana versem sende sendekini bana sende de bir bende de bir yumurta olur. bende bir bilgi var sende de bir bilgi var. ben bendekini sana sen de sendekini bana versen sende 2 bende de 2 bilgi olur. işte bilgi budur. konfüçyus soylemiş.
Konfüçyüs bilgi konusunda der ki;
"Sende bir elma, bende bir elma var. Ben elmamı sana verdim, sen elmanı bana verdin. Sende bir elma var, bende bir elma var. Ama, Sende bir bilgi var, bende bir bilgi var. Ben bilgimi sana verdim, sen bilgini bana verdin. Bende iki bilgi var, sende iki bilgi var.
bir iş yada konu hakkında bilinen şey. insan aklının erişebileceği olgu ve ilkelerin bütünü. her dönemde sorgulanmadan kabul edilmemesi gerekendir ayrıca. doğruluğu tespit edilmelidir.
herkesin sahip olmadığı ancak herkesin sahipmişçesine konuşmakta ısrar ettiği şey. özellikle sözlük gibi insanların kendini birer tanrı sandığı platformlarda. herkes entelektüel, herkes elit, herkes televizyon izlemeyen belgeselci ve herkes hayatın sillesini çoktan yemiş.
dediğim gibi, herkes sahip değildir bilgiye. sahip olmak için çok çabalamak gerekir.
bildiğiniz basit bir duvar saatidir efenim bilgi denilen meret..
biri sorduğunda bakıp bakıp söylersiniz..
güzel olur vesselam..
lakin guguk kuşu gibi kimse sormadan yerinizden kalkıp saat başı öterseniz pek hoş olmaz..
vallaha bak..
bloom taksonomisinde bilişsel boyutunun ilk ve en ilkel aşamasıdır. ayna özelliği gösterir, aldığını aldığı gibi yansıtma mantığına dayanır. ezber basamağıdır. tanıma, ezberleme, hatırlama tipik davranışlarıdır.
insan(gerçek bir insan) her bilgi öğrendiğinde ne kadar cahil olduğunu görür.
ayrıca;
mesela bende bir lira var, sende de bir lira var. ben sana bir liramı verdim, sende bana bir liranı verdin. yine ikimizde de birer lira olmuş oldu. şimdi ben sana bir bilgi verdim, sen de bana bir bilgi verdin. şu an ikimizde de ikişer bilgi oldu. yani neymiş? bilgi paylaştıkça çoğalırmış. ama para? neyse sokayım paraya sana bi şey olmasın.
ha bu arada bi söz var kutadgu biligden:
Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık. Bir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, sonunda dünya kalır; onun kısmetine ancak iki top bez düşer.
Yusuf has hacip
"bilmek" eylemi sonrasında insan zihninde kalan izlerdir. bilginin mâhiyeti göreceli olup, mutlak doğru bir bilginin olup olmadığı konusu sürekli kaygan bir zeminde ele alınmaktadır. evrende her şeyin her an değiştiği söz konusu olduğundan, bilginin de bu "her şeyin" içine girip girmediğini bilmemiz için sağlıklı bir düşünme sürecinden geçmek gerek.
aydınlanmanın bile çeşitli kollarının olduğu bu dünyada - batı tarzı aydınlanma, doğu tarzı aydınlanma vs. - bilginin kaç kola ayrıldığını anlamak, her hâlükarda zor bir uğraştır. bu uğraşın başarılı bir şekilde sonlanması için de zihnin temiz olması ön koşul olarak karşımıza çıkıyor.
korkuyla, endişeyle kaplanmış zihinlerin bilgi dahil herhangi bir şeyin mâhiyetini kavraması gerçekçi değildir. zihnin boş ve hakikate açık olması elzemdir.
bilginin temelini "insana hürmet" olarak almak mı, "salt birikim" olarak almak mı gerekir? cehalet kavramını da bu ayrımı ortaya koyduktan sonra daha ciddi biçimde tartışabiliriz sanırım. çünkü dünyanın bugün geldiği halden sorumlu olan etik değil, bilimin ta kendisidir. fakat bilim, sonuçta insan yapımı bir ilerleme sürecidir ve temelinde insan vardır. insan, son derece uçuk olabilecek idealleri için, yüksek zekasını kullandığında ortaya çıkacak sonucun ne kadar vahim olabileceği düşünülmelidir.