Belki o dönemler sırf pozmuş, belki kadınların saçları, şapkaları, vatkaları, erkeklerin pantolonları, çorapları, pantolona sokulan kazakları bir faciaymış, belki ABD'de Reagan, ingiltere'de Thatcher diye iki kapitalist domuz dünyanın içine ediyormuş, belki o günlerde soğuk savaşın en berbat dönemleri yaşanıyormuş belki Türkiye'de Kenan Evren ve Turgut Özal el ele ülkenin ırzına geçiyormuş ama...
ama şarkılarında, filmlerinde, kitaplarında bir ruh varmış anam ya...hepsi kitchmiş ama bir o kadar da doğalmış; hepsi basitmiş ama bir o kadar içtenmiş be anacım. MTV'de veya VHS'de bu şarkılar çıktığında o dönemin gençliğine, disko toplarına, yaşar alptekin'e, serpil çakmaklı'ya, stephen king'in altın çağını yaşadığı kitaplarına, italya'nın dünya kupasını kazandığı yıllara nedense acayip bir özlem duyuyorum, sanki 90 lar ve 2000lerde hep bir şeyi eksik yaşamışız, bir şeylerden bilerek yoksun bırakılmışız, sanki birileri bize bir kurgu hayat çizmiş, o zamanlarsa daha doğalmış her şey sanki..
beni eski kafalı yapan şarkılardan biridir. adamlar yapmışlar. çok fena yapmışlar hem.
şarkı da her ne kadar hüzünlü de olsa, benim gibi biri dans edebilir.
club mı gördük biz. bunlarda dans ediyorum ben. spor yaparken de çok iyi gidiyor.
Gözlerimi kapattığımda, son bir yılımı en ince ayrıntısına kadar hatırlatan şarkı.
Tüm önemli günlerde fonda çaldı sanırım.
Ane burn versiyonu ayrı güzel.
ortaköy'de bir kaç yıl evvel yine bir yaz akşamı seksenlerden parça çalan bir cafede manzaraya karşı oturmuşken, aniden çıkıveren hareketli görünümlü hüzünlü şarkı. o gece orada kaldı o şarkı öyle. aklıma geldi ertesi gün aradım sordum bulamadım. aradan geçen onca zaman sonra bu gece sürpriz bir ikinci buluşma ile öyle güzel bir tat bırakmış ki damağımda demek, iştahla dinledim yeniden. hala çalıyor. şu an. yine bir gece vakti saat 01,05. gözlerimi yumunca havalar ısınıyor. duyabiliyorum o hissi. masada iki bomonti bardağı. karşımda bana bakan gözler var. ben istemedim. şarkı tuttu götürdü.
bir şarkı daha ilk dinleyişte içini kıpırdatabilmişse onu hep dinlersin. sıkıldıkça zaman zaman bırakır sonra yine dinlersin. ama hep dinlersin. az da olsa vardır böyle üç beş. bu da onlardan biri. klibiyle beraber izleyince sanki gençliğini seksenlerde geçiren sensin gibi. oysa bir kaç yıl. sanki seksenler gibi.
klibi youtube dan devamlı silinen klipler arasında anlaşılan. böyle gelin o zaman,
inter's cityside
crystal bits of snowflakes all around my head and in the wind
i had no illusions
that i'd ever find a glimp of summer's heatwaves in your eyes
diye başlayıp devam eden harika ve yılların eskitemediği şarkıdır. her dinleyişimde sanki ilk kez dinliyormuşum gibi zevkle dinlerim.