buram buram çorap ve hacı yağı kokan üniformalar. müslüman kalitesizliğinin en güzide örneklerinden biri olmuş. kullanılan kumaş bile ofsayt. banyo havlusu gibi duruyor. pantolon ve ayakkabının sözde üniforma ile en küçük bir bütünlüğü yok. renk ise bebek kıyafeti tadında. evet eskiden de turkuaz renkteydi üniformalar ama böyle bornoz görünümünde değildi ve daha mat olduğu için bir ağırlığı vardı. kemer ve miğfere değinmek bile istemiyorum. herhangi bir uyduruk otelin bellboy ve dormanlarına benziyorlar.
2 sene öncesine kadar "türk" kelimesini dahi ağzına almayan adamın, her bir boku, türk rengi olan turkuaza boyaması nasıl bir çelişkidir, nasıl bir dönüştür.
o değilde bu işsazı issinin issassız bunları yapmak için kiminle nasıl bir anlaşma yapmıştır. yapmışsa nasıl yapmıştır. ve o anlaşma sonucu kendi çıkarı ne olacakmıştır. Sözüne dikkat et ki başın gitmesin, dilini tut ki dişin kırılmasınmıştır.
şaka bir yana umarım işin içinden bahçeli çıkmaz ve bu işte parmağı varsa da umarım türk bayrağımızın rengine dokundurtmaz.
sembolik olarak orada dikildikleri için fazla önemli değildir. gene de renk olarak turkuazın cırtlak bir tonunu seçmişler.
emine erdoğan'ın seçimi olabilir diye tahmin ediyorum. buram buram zevksizlik akıyor.
hiç beğenmedim, adeta bir tasarım kısırı, zevksizlik abidesi, ucube kostüm ama sırf akpli olduğum için beğenmem gerek ve kendi içimde eleştirsem de sağda solda ballandıra ballandıra anlatmakla mükellefim, eleştirmek mi, haşa! diye düşündürtecek üniforma dizaynıdır; malûm kesime..